Giriş
Geçen yaz Türkiye açısından, özellikle tarımsal üretim alanında hayli zor geçmişti... Başta İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Ege olmak üzere çok sayıda tarımsal havzada, kuraklık nedeniyle su sıkıntısı çekilmiş, üretimde ciddi kayıplar yaşanmıştı. Çok şükür bu yaz daha iyi durumdayız.
Ancak bu kez de Avrupa’nın geneli uzun yıllardır görülmeyen bir kuraklıkla mücadele ediyor. Avrupa Birliği’nin (AB) Avrupa Kuraklık Gözlemevi verilerine göre, kıtanın geneli ve İngiltere’nin yüzde 47’sinde kuraklık düzeyi “uyarı verici”, yüzde 17’sinde de “alarm verici” düzeye çıktı. Fransa, İspanya, İtalya ve hatta Hollanda’da birçok akarsu yatağı kurudu. Bu yaz, sadece İspanya’da, 1-29 Temmuz döneminde beklenenden 9 bin 687 daha fazla insan hayatını kaybetti. Bunlardan 2 bin 124’ünün aşırı sıcaklıklara bağlı olduğunu açıkladı.
Kuraklığa karşı yerel yönetimler, farklı önlemler alırken; bazı yerlerde plajlardaki duşların kapatılması, temel ihtiyaçların dışında su kullanımının kısıtlanması, kişi başına günlük su tüketiminin sınırlandırılması gibi kararlar açıklandı. İngiltere’de ise kuraklık çeken yerlerde hortumla bahçe sulanması yasaklanırken, bazı yerlerde şişe suyu satışına bile sınırlama getirildi.
Maalesef bu durum tüm dünyayı tehdit eden iklim krizinin beklenen sonuçlarından biri. Ve geçici de değil. Bizler de bu yaz ciddi bir sıkıntı yaşamamakla birlikte gelecekte risk altındayız. Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı göz önünde bulundurulduğunda, su stresi çeken bir ülke olarak kabul ediliyor.
Projeksiyonlara göre, bugün 1.519 metreküp olan kişi başına düşen su miktarı, 2030 yılında 100 milyonluk nüfusla 1100 metreküpe düşecek ve ülkemiz su fakiri bir ülke haline gelecek. Ülke olarak geçtiğimiz 50 yılda 3 Van Gölü büyüklüğünde, yaklaşık 1.3 milyon hektar sulak alanımızı kaybettik. Bu nedenle kuraklık yaşansın ya da yaşanmasın lütfen suyumuzu dikkatli kullanalım. Biz ne yapabiliriz diye düşünmeyin; 86 milyon insanın duş süresini sadece 1 dakika kısa tutması bile çok şey fark ettirir.
YETENEK AÇIĞI BÜYÜYOR
Amerika Birleşik Devletleri merkezli olan ve dünya genelinde hizmet veren insan kaynakları şirketi Manpower Group’un, 16 yıldır küresel çapta hazırladığı “Yetenek Açığı Raporu” hem çalışanlar hem de kariyerini belirlemek isteyenler açısından çok önemli veriler içeriyor. Bu yıl 40 ülkeden 40 binden fazla işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, küresel çapta yetenek açığı ortalama yüzde 75 seviyesine ulaştı...
Yetenek açığı yüzde 71 olarak ölçülen Türkiye, 40 ülke içerisinde 29’uncu sırada yer aldı. Her 4 şirketten 3’ü yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta zorlandığını belirtti. Sektörlere göre yetenek eksikliğine bakıldığında ise yüzde 81 ile restoran ve oteller en fazla yeteneğe ihtiyaç duyan sektör oldu. Yetenek açığı yaşayan diğer sektörler şöyle sıralandı: Yüzde 75 ile imalat, yüzde 73 ile bilişim teknolojileri ve teknoloji, yüzde 70 ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 68 ile inşaat, yüzde 66 ile eğitim, sağlık ve kamu, yüzde 65 ile bankacılık ve finans.
Araştırmaya göre, Türkiye’de işverenlerin en çok aradığı meslekler imalat ve üretim, satış ve pazarlama, operasyon ve lojistik, bilişim teknolojileri ve yönetim ve ofis desteği oldu. Türkiye’de öne çıkan en iyi 5 kişisel yetenek ise “muhakeme ve sorun çözme”, “yaratıcılık ve girişimcilik”, “liderlik ve sosyal etki”, “iş birliği ve ekip çalışması” ile “sorumluluk alma” olarak sıralandı.
Araştırma sonuçlarından da net olarak görüleceği gibi artık yetenek de tek başına yetmiyor. Sorun çözme kabiliyeti, ekip içi uyum, liderlik gibi karakteristik özellikler de aranıyor. Bu nedenle kendinizi mesleki açıdan geliştirirken, sosyal ilişkilerinizi ve kişilik özelliklerinizi de bir üst seviyeye çıkarmanız gerekiyor.
