Oxford İngilizce Sözlüğü tarafından 2024 yılının en popüler kelimesi beyin çürümesi/beyin erimesi anlamına gelen “brain rot” oldu.
Yılın kelimeleri, çeşitli kurumlar tarafından belirlenen ve o yıla damga vuran temaları veya olayları özetleyen, dünyanın ruh hâli ve endişelerini yakalayan kelimelerden oluşuyor. Dünya genelinde birçok ülkede, uzun yıllardır bu kelime seçimleri yapılıyor. Oxford Sözlüğü de 20 yıldır bunu sürdürüyor.
2024 yılını en iyi anlatan kelime olarak “brain rot” seçilmesinin nedeninin; özellikle sosyal medyada aşırı miktarda düşük kaliteli içeriğin tüketilmesiyle ilgili artan endişeler olduğu söyleniyor.
Yakın geçmişte Oxford Sözlüğü’nde hangi kelimelerin seçildiğine bakacak olursak;
2023 yılında sosyal medyada “karizma” kelimesinin kısaltması olarak kullanılan “rizz”, 2022’nin kelimesi tembel, kendini beğenmiş, dağınık ve açgözlü anlamlarına gelen “gobline modu”, 2021’de “vaccine” (aşı) kelimesinin kısaltılmış bir çeşidi olan “vax” olarak belirlenmiş.
2020 yılında Covid-19, Oxford Yılın Kelimesi’ni de etkilemiş ve bu yıl bir seçim yapılamazken, 2019’da “iklim krizi” anlamına gelen “climate emergency”, 2018 yılında zehirli anlamına gelen “toxic” kelimesi seçilmiş. 2017’nin kelimesi ise İngilizce anlamı yer sarsıntısı ve gençlik anlamına gelen kelimelerin birleşimiyle türetilen “youthquake”, 2016’nın kelimesi de hislerin hakikatlere baskın çıkması durumunu ifade eden “post-truth” olmuş.
Oxford Sözlüğü her yıl seçtiği kelimelere 2015’te bir de emoji eklemiş. Gülmekten gözünden yaş gelen surat ifadesinin Twitter’da en çok kullanılan emoji olduğunun açıklanmasıyla, bu emoji ve emojiye karşılık gelen “emoji tears of joy” kalıbını, 2013’ün kelimesi olarak da “selfie” kelimesini yılın kelimesi olarak açıklamış…
Ülkemizde ise Türk Dil Kurumu, 2024 yılının kelimesi ve kavramını yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı anket sonucunda “kalabalık yalnızlık” olarak belirledi.
Hem “beyin çürümesi” hem “kalabalık yalnızlık” kavramları dijital çağın kazanımları kadar hayatımızı olumsuz yönde etkileyen zararlarını da ortaya koyuyor.
Kabul etmekten kaçtığımız ama gittikçe birçoğumuzun yalnızlaşmaktan keyif alır hale geldiği gerçeğiyle yüzleşmemizi ve özellikle genç neslin beyin çürümesini kabullenmesi ile sosyal medyanın zararlı etkileri konusunda farkındalık göstermiş olmasını kıymetli buluyorum.
YAPAY ZEKÂNIN EĞİTİM VERDİĞİ BİR OKULA HAZIR MISINIZ?
Cuma günü eğitim-öğretim yılının ilk dönemi sona erdi. Yaklaşık 20 milyon öğrenci karnelerini alarak iki haftalık yarıyıl tatiline başladı. Her birini tebrik ederken size Amerika Arizona’da onaylanan, eğitimin gideceği yönü bize somut olarak gösteren bir çevrimiçi okuldan bahsetmek istiyorum: İsmi Unbound Academy...
Bu okulda iki saat yapay zekâ ile yoğun bir programda eğitim verilecek; günün geri kalanı ise açık uçlu atölye çalışmalarına ayırılacak. Öğrenciler, eleştirel düşünme, yaratıcı problem çözme, finansal okuryazarlık, topluluk önünde konuşma, hedef belirleme ve girişimcilik gibi farklı alanların olduğu yaşam becerilerini içeren atölyelerden istediklerine katılabilecekler.
Okul, her öğrencinin özel ihtiyaçlarına göre yapay zekâ eğitimlerini uyarlayacak. Bireysel öğrenme hızlarına ve tarzlarına sürekli olarak uyum sağlayacak. Okulda, öğretmenler ya da gerçek insanlar fiziksel olarak daha az bulunacak, daha az insana gerek olacak. Bu çevrimiçi okul 2025-2026 döneminde 4. sınıftan 8. sınıfa kadar olan öğrencilerle eğitime başlayacak.
Peki siz çocuğunuzu yapay zekânın eğitim verdiği bir okula gönderir miydiniz?
Şahsen, bu yaş grubu çocukların sosyalleşme, akran ilişkileri kurma, bunu yönetme becerileri kazanacakları bir dönem olduğu için ben göndermezdim. Zaten ülkemiz için böyle radikal bir geçişin erken olduğunu da düşünüyorum. Ancak Amerika’da evde eğitim programları (home schooling) oldukça yaygın.
Bizde ise Unbound Academy’de verilen benzer içerikte atölyelere ve yapay zekâ üzerine eğitimlere ağırlık verilmesi faydalı olacaktır. Geleceğe uygun, bireysel becerileri öncelik alan nitelikli eğitimle daha zengin, daha başarılı bir ülke olabiliriz.