Değer miydi?

Duymuşsunuzdur… İzmir ve Istanbul'u 3,5 saate indirecek yol yapımında kopan bir halatın sorumluluğunu alan Japon bir mühendis intihar etti.

Bu Japonları anlamak çok zor. Çok farklı bir yapıları var. Hepsi sorumluluklarını ölüme kadar götürebiliyorlar, gelin bir de kendimize bakalım.

Bırakın sorumluluğu taşımak; almamak veya hatayı başkasına atmak için elimizden geleni yaparız, “aman bana birşey olmasın !!”

Japon mühendisin yaptığını düşündüğü hatayı biz yapsaydık, onu örtmek için elimizden geleni yapar, bir de pişkin pişkin "Abey parça bozukmuş" der işin içinden çıkardık.

Düşünün bu kazada ölen olmadı, eğer birde öyle birşey olsaydı, herhalde bu mühendisin bütün sülalesi intihar ederdi.




Kaza mı değil mi?

Bir kaza haber de Fransa'dan geldi. Ancak bu seferkine kaza değil facia demek daha doğru. Aralarında bebeklerin ve çocukların olduğu yüzden fazla insan yaşamını yitirdi. Ölenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır dilerim.

Sebebi ise halen bana göre tam belli değil. Deniyor ki, birinci pilot kokpitten çıkınca, ikinci pilot kapıyı kilitleyip, uçağı direk dağa düşürmüş. Kara kutu bulunmuş, herş ey ortadaymış filan. Bir de bu yardımcı pilot.

Hiç zannetmiyorum. Hatırlarsanız bugüne kadar olan bütün uçak kazalarında sebepler, %90 pilotlara yamanır. Uçak firmaları tamamen masumdur. Pilot arkadaşlarım var. Ne şartlarda çalıştıklarını, ne büyük özveri ile bizlere hizmet sunduklarını bilirim. Ne kadar büyük sorumluluk taşıdıklarının bilincindedirler. Onlar için bilet fiyatları veya uçağın ne kadar yolcu aldığının önemi yoktur. Önemli olan uçağa binen yolcuların sağ salim gidecekleri yere ulaşmalarıdır.

Unutmamak gerekir ki en güvenli seyahat halen uçak, özellikle Türkiye'de ki karayollarında yollarda olan "biz"canavarları düşünürsek.