Kerem Akça ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
HABERİ PAYLAŞ

‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği

Cannes 2021’in en iyisi “Tsugua Diaries”i, “Sotsuğa Günlükleri” adıyla MUBI’ye gelmesiyle inceledim. Portekiz sinemasının en özgün yönetmeni Miguel Gomes, şaşkına çeviren bir pandemi postmodern ya da modern klasiğine imza atıyor. Kariyer zirvelerinden birinde devrimci bir model yaratmaya oynuyor.

FİLMİN NOTU: 8.7

‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

İKONİK SOUL ŞARKISIYLA 70’LER RUHU Z KUŞAĞINA AŞILANIYOR

Miguel Gomes, Frankie Valli ve The Four Seasons’ın 1972’de bestelediği soul şarkısı ‘The Night’ı ile sondan başlayıp başta biten ‘acid bir pandemi düşü’‘retro dokulu bir yaz partisi’ ya da ‘absürd bir meditasyon’ etkisi yaratacak çok işlevli bir filme imza atıyor. Özellikle Portekiz sinemasının Cinema Novo, Reis Okulu gibi akımlarla ilişkisinde ciddi bir deneysel ve gerçeküstücü gelenek olduğunu biliyoruz. Kendisi bu damardan gidip zirveyi görebilen bir sinemacı 2004’ten beri.

Haberin Devamı

Sinefil ruhla yaratıcılığı bir araya getiriyor. Yönetmen, “The Face You Deserve”deki (“A Cara Que Mereces”, 2004) Wes Anderson, “Sevgili Ağustos Ayımız”daki (“Aquele Querido Mês de Agosto”, 2008) “Mayıs Sıkıntısı” (1999), “Tabu”daki (2011) Bunuel ve Murnau, ‘Arabian Nights Üçlemesi’ndeki (2015) Greenaway etkili benzersiz zekasına çokça nefret eden de bayılan da bulmuştur. “Sotsuğa Günlükleri”nde (“Diários de Otsoga”, 2021) büyülü bir meta-yapboza imza atarak bu kez pandeminin en sert yıllarının en iyi filmine imza atarak yaratıcılığını kanıtlama olanağı buluyor.

 ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği

AĞUSTOS’U EN ÖZGÜN YANSITAN YÖNETMEN

2008’den sonra bir kez daha yazın en sıcak ayını merkezine alıyor. O damara 21’den 1. güne kadar ilerleyen, tersine çevrilmiş bir hikaye kurgusunu uygun buluyor. Nolan’ın “Akıl Defteri”si (“Memento”, 2000) sonrası “Dönüş Yok”a (“Irreversible”, 2002) da sıçrayan bu model burada tersyüz edici hale getiriliyor. Çılgınlığına hayran bırakıyor.

Gomes’in son dönemde çalışmaya başladığı görüntü yönetmeni Mario Castanheira, maviden mora, kırmızıdan yeşile uzanan rengarenk yaz atmosferini detaycı bir ressam gibi görselleştiriyor. Büyük oranda elma ve ağaç motiflerini de zekice yerleştiriyor. Varoluşçu ve mistik motifler ise tersine çevrilerek adeta filmin yapısıyla uyum sağlıyor.

Haberin Devamı

 ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

ASAP BOZUCU VE ÇEVRECİ BİR META-FİLM

Bu durum asap bozucu bir meta-film dahiliğine destek veriyor çokça. Anbean stil üzerine stil koymayı sürdüren dahilik, kült kitlesinden alkış bekleyen ince ince planlanmış olgun bir 102 dakika servis ediyor.

Miguel Gomes, yönetmen ve senarist olarak Maureen Fazendeiro ile bir araya gelip aslında meta-yaz rüyasına imza atıyorlar. Bunun tanımını da 21 birbirinden bağımsız ve değişiklik yapılmış parça üzerinden ‘gizemli’ olarak beliriyor. Çokça da absürd olma hali gizli bir şekilde arkada bizi bekliyor. Bu durumun da pandemiye dair bir doğa coşkusuyla, çevreci bir kucaklaşmayla teneffüs edildiği muhakkak!

 ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

TERCÜMEDE KAYBOLMA HİSSİ VEREN ÖZGÜN BİR YAPIT

Portekiz sinemasının gerçeküstücü kanadında olmasında herkesin gurur duyacağı, adeta bir ‘tercümede kaybolma’ halini görüyoruz. Olup bitenleri Adem ile Havva’nın hiççi mücadelesi olarak da, bir pandemi düşü olarak da, bir stil denemesi olarak da, saykodelik bir vizyon olarak da tanımlamak mümkün.

Haberin Devamı

Ancak özellikle yaratıcılık dönemi krizi ve meta-film üzerine yönetmenlerin yaptıkları arasına da girmeye hak kazanıyor. Bu konuda aslında ‘sahte belgesel’ ve ‘buluntu film’ ile net bağ kurmayarak da duruşunu belli ediyor. ‘Blair Cadısı’ misalinde bir yaklaşım var. Ama olay asla o damardan ilerlemiyor.

‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

GOMES USULÜ ‘AKIL DEFTERİ’-‘SEKİZ BUÇUK’ BULUŞMASI

Aksine burada Nolan’ın “Akıl Defteri” ile Fellini’nin “Sekiz Buçuk”unu (“8½”, 1963) birleştirmekten keyif alan özgün bir vizyon önümüzdeki! Gomes’in görsel açıdan yaşadıklarını ancak açılış ve kapanışta ‘The Night’ ile rahatlayınca ifade etmek mümkün olabilir!

Portekiz sinemasının stil dahiliği açısından da Joao Nicolao, Sandro Aguilar, Catarina Vasconcelos gibi isimleri doğuran bir vizyon yönetmeninki. Sürekli bir deneme yaparken adeta ülkesinin Wes Anderson-David Lynch kırması sinemacına da dönüşüyor. ‘Farklı kafa’nın peşinde ise acid bir zihinle daha iyi gidebilir bu yaratıcılığı zirvesi üretim!

 ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

PANDEMİ POSTMODERN YA DA MODERN KLASİĞİ

Gomes, genelde ucuz belgesellerin veya istismar filmlerinin buradaki kalitenin üçte, dörtte biri olabildiği bir ortamda benzerine zor rastlanacak bir pandemi postmodern klasiği armağan ediyor sinemaya. 21 bölümde de bambaşka bir stil ortaya koyarken bunu retro ve melez gösterip gerçeküstücü dahiliği de vurgulamak beceri ister. Ama kaynağında De Olivera (formda yılları), Monteiro, Portabella ve Morais olabilir bu cinliğin!

2020’lerde pandemiye dair sayısız film yapıldı. Ama bunlar arasında usta işi veya kalıcı olacak, model yaratacak tek film “Sotsuğa Günlükleri” idi. Senesinde sırasıyla “Kerr” ve “Petrov Grip Oldu” (“Petrov’s Flu”) onu zorlayabildi. Onları da süre ve zamanlama sebebiyle devre dışı bırakıyor. Burada yaratılan yapbozun deliliği isminden başlıyor.

 ‘Tsugua Diaries’: Pandemi postmodern klasiği
 

MODEL YARATMA HEDEFİ ORTAYA KOYUYOR

‘Tsugua’ adının ‘ağustos’un tersine çevrilmesiyle, her dilde yaz aylarının ‘Memento’su hali baştan belli oluyor. “Akıl Defteri” ve “Dönüş Yok”tan sonra hikaye kurgusunu tersten kuran en iyi üçüncü film olmaya da oynama bu sayede devreye giriyor. Bu dahilik Gomes’in özgün görüntüleri ve resim detaycılığı niyetine canlanan paletinde fazlasıyla canlanıyor. Acid kafayla izlenince daha işlevsel olabiliyor bunlar.

Burada bir Portekizli Wes Anderson hali yok değil. Ama o kimliği David Lynch ile de buluşturuyor. Bu halet-i ruhiye gizemli bir absürd vizyonla daha da devreye girmeye başladı. Bu duruşun ise deneycilikte zirveyi zorlama hali gerçekten akıl alır gibi değil. Baştan sona hayranlıkla izleniyor. “Sotsuğa Günlükleri”, epizodik yapıyı allak bullak edip kendine göre yeniden inşa ederek devrimci bir model yaratma hedefi koyuyor ortaya.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder