Kerem Akça Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın?
HABERİ PAYLAŞ

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın?

9 Şubat’ta Akademi 15’lik kısa listeyi açıklayacak. 2021’in Uluslararası Film sürecine ülkelerin şaşırtıcı başvuruları damga vurdu. Türkiye’den “7. Koğuştaki Mucize” bu eğilime eşlik etti. Peki bu yılın galibi Cannes veya Venedik seçkisinden, yoksa başka bir festivalden mi çıkacak? Başvuran 94 film arasından 65’ini izleyerek bu kategorideki olasılıkları değerlendirip kısa liste şansı olanları ve en iyileri listeledim.

Özel komiteden üç film girmeyecek

Özellikle 2008’de “4 Ay 3 Hafta 2 Gün”ün (“4 Luni, 3 Saptamani 2 Zile”, 2007) kısa listeye dahi girmemesi ile bir değişikliğe gidilmişti. 2010’dan bu yana da Cannes, Berlin, Venedik veya Toronto/Telluride’da açılış yapan bir film bu dalda zafere ulaşıyor. Öncesinde daha ticariye yakın eserler öne çıkardı. Ama sistemin değişmesiyle Akademi kendini kurtarmış gibi gözüküyor.

Haberin Devamı

Ama bu süreçte de yine ‘ağır sanat filmi’ olduğu için dışarıda kalan yapıtlarla da yüzleşmedik değil. 100 Kişilik her yıl değişen Ön Eleme Komitesi’nin, 30 kişilik ‘Özel Komite’nin 3 filmiyle desteklenmesi değerli bir yaklaşım. Bu komitenin şu andaki ortak başkanları: Susanne Bier (yönetmen dalında da aynı görevde) ve Larry Karaszewski. “The Collective”le profesyonel bağlantısı olduğu için Diane Weyermann bu görevden ayrılmıştı. Üyeler şöyle: Edgar Wright, Antonio Banderas, Sean Baker, Emmanuel Lubezki, Alex de la Iglesia, Pawel Pawlikowski, Hany Abu-Assad, John Bailey, Ritesh Batra, Vera Blasi, Caleb Deschanel, Lee Haxal, Ellen Kuras, Mark Johnson, John Ridley, Jeanne Tripplehorn, Wolfgang Glattes, Sue-Ellen Chitunya, Wanuri Kahiu, Tom Jacobson, Stan Lathan, Carol Littleton, Michele Ohayon, Ngozi Onwurah, Rajendra Roy, Misan Sagay, James Schamus, Joanne Sellar, Ilene Stergar, Daniel Waters.

Ancak bu yıl yapılan son açıklamaya göre 30 kişilik etnik çeşitliliği bol komite görev yapmayacak. 10’dan 15’e çıkartılan kısa listeyi Ön Eleme Komitesi belirleyecek. Bu da aslında PR’ı fazla yapanların ve dağıtımcısı olanların daha da öne çıktığı bir süreci ortaya çıkarabilir.

Ülkelerin seçmediği filmlerle anılacak bir sene

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın

İtalya’dan “The Life Ahead”in, Meksika’dan “I Carry You With Me”nin, Almanya’dan “There is No Evil”ın, Fransa’dan “Cuties”in ve Türkiye’den “Hayaletler”in gönderilmemesi, “Funny Boy”un dil sebebiyle diskalifiye edilmesi yarışta belirleyici olabilir. Zira 2020’de Meksika ve Kanada’dan LGBTİ+ filmleri öne çıkarılırken bunların yerine bir Magnolia filmi geçti. “İkimiz”in (“The Two of Us”) yolu açık gözüküyordu. Bunu Altın Küre adaylığı alarak da kanıtladı.

Haberin Devamı

Bunun ötesinde “Funny Boy” ve “Life Ahead”i Ava DuVernay ve Netflix tarafından idare edilememesi tuhaf bir durumdu. Almanya ise İran’da yasaklı Berlin galibi Rasoulof filmi ve “Undine” yerine TV estetiğiyle çekilmiş gazetecilik filmi “And Tomorrow The Entire World”ü sadece #MeToo dönemine uygun olsun diye gönderilip yarışı baştan kaybetti.

Türkiye’den “7. Koğuştaki Mucize” gibi gişe bombası bir yeniden çevrimin gönderilmesi ‘festival girişleri başarılı olur’ istatistiğinin çok uzağında bir karardı. Venedik 2020’DEN ödülle dönen Azra Deniz Okyay şu aşamada bir Amerikan dağıtımcısıyla dahi anlaşmış olabilirdi. Zaten “Hayaletler”in Online Film Critics Society’nin ‘ABD’de Vizyon Şansı Bulmayan En İyi 10 Film’ listesine girmesi bir gösterge. Tüm bu gelişmeler karşısında aslında yarıştaki ‘Ortadoğu/Asya’ ve ‘LGBTİ+’ kontenjanlarındaki dengeler allak bullak oldu.

Haberin Devamı

İşin doğrusu bu yıl Cannes’ın sadece ‘resmi seçki’ açıklaması yarışı daha da karmaşık hale getiriyor. İşin ‘festival tarafı’ bu sebeple çok tahmin edilebilir gibi değildi. Yarışın yüzde yüz bir galibinin, favorisinin olduğunu söylemek güç. Belirleyici gözüken EFA Ödülleri’nde zafere ulaşan “Another Round” o damardan ve Cannes üzerinden bir şeyler yapabilir gibi. Oradaki galibiyet sonrası başka ödüller de alsa da o kadar da net bir birlik oluşturmadı.

Cannes'dan bu yılın Parazit'i hangi film olur?

Cannes’ın seçkisinden “Another Round”ın peşine “Broken Keys”, “True Mothers”, “Forgotten We’ll be” ve “Beginning”in takılma ihtimali var. MUBI’nin dünya haklarını aldığı “Başlangıç” (“Beginning”, 2020), San Sebastian’dan zaferle döndü, Cannes’da da bir fiziksel gösterimi kırmızı halıda yaptı. Ama bu durum ne kadar katkı verir tartışılır? Dea Kulumbegashvili’nin eseri Cannes seçkisinin en sıra dışı ilk filmiydi. Bu yılın “Uzun Kız”ı (“Beanpole”, 2019) olmayı becerdi.

Yehova Şahitleri Komünü’nün yaptığı terör eylemlerinin üzerinden rahatsız edici sahneler üzerine kurulu. Gürcistan’ın “Sessiz Işık”ı (“Silent Light”, 2007) olarak da konumlanıyor. Eğer özel kurul film seçseydi ilk 10’a kalabilirdi, ama o kuralın kaldırılmasıyla 15’e bile zor girer gibi bir konuma geldi.

“True Mothers”, Japon devlet kurumunu mutlu etmek bir yana Kawase’yi de yıllardır beklenen Oscar yarışına ilk kez soktu. Kore-Eda etkisi yaratmak için uğraşacak. Cannes’dan San Sebastian’a kadar gitti. Film Movement tarafından da satın alındı. Öte yandan “Broken Keys”in Polanski’nin “Piyanist”ine (“The Pianist”, 2002) Lübnan’dan cevabı onun üzerine çıkabilir. Film, seçimlere 1.5 ay kala Akademi’nin online platformuna yüklenerek “Another Round”dan sonra Canens’dan bunu yapan ikinci film oldu.

1994’te “Güzellik Çağı” (“La Belle Epoque”) ile bu kategoride zafere yürüyen Fernando Trueba’nın filmi “Forgotten We’ll Be”, Cohen Media Group tarafından alındı. Kolombiya son dakika onu seçti. Tarihi baba-oğul ilişkisi filmi, irade öyküsüne yükleniyor. Belli bölümlerde pandemi dönemine uygun sahnelere sahip. Ama nereye kadar yürür tartışması konusu.

‘Neon’, bu sene 'Venedik'i iyi kullanabilecek mi?

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın

Berlin’den ise İran galibi “There is No Evil”ı ülke de Almanya da yollamadı. O yüzden “Şarlatan” (“Charlatan”) ve “Kız Kardeşim” (“My Little Sister”) sürpriz bir kısa liste yeri arıyorlar. Ama o kadar öne çıkaracak filmler değiller. Venedik’ten ise galip “Nomadland” oldu. Daha ziyade “Dear Comrades!”in Parasite’in mucidi Neon’a satılması bir boyut getirdi yarışa. Konchalovsky daha önce “Cennet” (“Paradise”, 2016) ile ilk 9’a kalsa da 5’i görememişti.

Ama filmin 1962 yılında komünist rejimle grevciler arasındaki çatışmayı bakış açılarından aktarması bir tarihsel boşluğu 1.33:1’de dolduruyor. Yönetmenin “Yurttaş Kane” (“Citizen Kane”, 1941) yolundan giden siyah-beyaz tarihi gerçeklerine cuk oturan bir yaklaşıma sahip. EFA Ödülleri için elverişli değildi ama bir anda bu kategorinin beklenmeyen galibi ve 2021’nin “Roma”sı olabilir. “Quo Vadis, Aida?” onun ardından Venedik yarışmanın girişi olabilir. O da 1990’larda Srebrenica kampında acı çeken UN çevirmeni Aida’nın öyküsünü anlatıyor. Tarihsel damarıyla ilgi çekecek. Ama bir dağıtımcıya satılmaması dezavantaj.

Cohen Media Group’un aldığı Cate Blanchett’in yapımcılığındaki Yunan aday adayı “Apples”, bilinçaltında geçen B-tipi ve eski model bir bilimkurgu filmi. Lanthimos’un yönetmen asistanı olmak fark etmeyecek gibi gözüküyor. Szumowska’nın “Never Gonna Snow Again”ini Kino Lorber alsa da yanlış bir tercih yaptı. Film, mistik ve hipnotik bir süper kahraman filmi olarak planlanmış. Bu iki türün şansı olmuyor. Satın alınmasa da “The Man Who Sold His Skin” unutulmamalı. Tunuslu Kaouther Ben Hania’nın Cannes’da açılan “Güzel ve İtler”in (“Beauty and the Dogs”, 2017) ardından Venedik’te yan bölümden iki ödülle dönerek burayı zorluyor. Açıkçası ele aldığı Suriye damarı da ilgi çekici. Filmin hakları alınmasa da Ortadoğu ilgisiyle bir yere gelme şansı var.

Öte yandan Venedik yarışma filmi “Sun Children”ın İran filmi olarak “There is No Evil”ın yerine bir şeyler yapma şansı nedir bilinmez. Ama “Notturno” ve “Night of the Kings” bu role oynayabilir. İlkini Neon’un alt kolu Super LTD, ikincisini ise Neon’un kendisi aldı. Fildişi Sahili’nden gelen gerçekçi okült korku filmi Fildişi yapımı. Siyahi karakterler üzerinden yürüyor. Oryantalizm arzusuna yakışsa da türü sebebiyle zorlanabilir.

“Notturno”, Ortadoğu belgeseli olarak gayet çarpıcı. Her şeye dengeli yaklaşması ise Amerikalılara biraz fazla gelebilir. Özel kurulu zorluyordu. “Fire at Sea”, 2017’de En İyİ Belgesel’e aday olmuştu. Ancak “The Life Ahead”in yerine onun yollanması ve Altın Küre’ye aday olması da bir tepkiydi.

Egzotik doğa manzaraları ne ölçüde etkili olacak?

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın

2019’dan Magnolia’nın elindeki Romanya’nın girişi “Collective” belgesel olarak daha bir iddialı. Ama Toronto ve Venedik çıkışını o da arkasına aldı. Bu duruma Film Movement’ın elindeki “You Will Die at Twenty” de oynuyor. Sudan’dan çıkmasıyla aslında oryantalizm ve turistik gezi açısından çok değer arz eden bir çalışma. Yürürse buradan yürür. Shudder’ın eline geçen Guatemala girişi “La Llorona” ise cidden iyi bir film. Altın Küre’ye de aday oldu. Guatemala rejimine “Z” (1969) ile “Rosemary’nin Bebeği” (1968) arasından bakıyor. Korku damarıyla itici gelecek diye düşünülse de Altın Küre’ye aday oldu.

Oscar’da genelde egzotik manzaralar ve festival filmleri öne çıkar. Bu damardan sırasıyla “Once Upon a time in Venezuela”, “You Will Die at 20”, “Broken Keys”, “Night of the Kings”, “Song Without a Name”, “Haifa Street”, “This is Not a Burial, It’s a Ressurection”, “Gaza Mon Amour”, “200 Metre”, “The Last Ones”, “Willow”, “Story of Chestnut Woods”, “Running to the Sky”, “River Tales”, “Unknown Saint” gibilerinin adı yazılabilir. Melodramatik damar tutarsa “Wet Season”, My Little Sister” bir şeyler yapabilir. Elbette tarihi bir soykırım öyküsü damarından “The Endless Trench”, “Songs of Solomon” ve “Dara of Josenovac” zorlanıyor, ama bunlar nereye kadar gelir bilinmez.

Netflix için şimdiden başarısızlık yılı

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın

Netflix’in bu yıl başında “Cuties”, “The Life Ahead”, “Funny Boy” ve “ADN” için hayalleri vardı. Ama bunlardan ilki yanlış pazarlama sebebiyle pedofili yanlısı olduğu düşünüldüğü için unutuldu gitti. “ADN” de Maiwenn’in Polanski’yle ilgili olumlu açıklamalarının kurbanı oldu. “The Life Ahead” ise “7. Koğuştaki Mucize” gibi bir yeniden çevrim olmasına ve ilk uyarlaması Oscar’a ulaşmasına karşın yollanması beklenen bir eserdi. “Funny Boy” ise dile takıldı. Bu da mantıklı oldu. Boş bir beklenti üremesini engelledi. Netflix Venedik ana yarışmasındaki “The Disciple”a çok geç girip Hindistan aday adayını bile Prime Video’ya kaptırdı!

Şu anda “The Endless Trench” ve “I’m No Longer Here”dan ümitli. Sadece ikincisi BAFTA’da 15’lik kısa listeye girdi. İlkinin San Sebastian 2019’dan ve EFA 2020’den ödüllerle döndüğü unutulmamalı. Bunların arkasında ise “What We Wanted”, “A Sun”, “Happy Old Year” bekliyor. Ancak festivallere film vermeme kararı 2019 girişlerine bel bağlama getirdi.

LGBTİ+ filmi girişi hangi yöne kaydı?

Uluslararası Film Oscar’ına hangi filmler yakın

“I Carry You With Me” ve “Funny Boy” devre dışı kalınca bu dalda sahibi olan üç LGBTİ+ filmi şu sırayla öne çıkıyor: “İkimiz”, “Tove”, “Şarlatan”. “İkimiz”, bunların arasından sıyrılırsa yürüyebilir. Magnolia da güçlü bir şirket. Toronto girişli “Tove” ise Finlandiya’dan gerçek bir LGBTİ+ kimlikli bir sanatçının öyküsünü modern bir biyografi ile ele alıyor.

Holland’ın “Şarlatan”, Berlin’den yapılan başvuruların çok iddialı gelmemesi ile kendini o damardan bir anda önde buldu. Ama bu kategoride daha önce zafer gören yönetmenin çok zorlayacak son dakikada ilk 15 görme şansı var sadece.

Bu sene özellikle başvuran sevilmeyen türdeki filmlerin ne yapacağı da merak konusu halen. Ama Sony Pictures Classics ve Netflix’in yerine Neon, Samuel Goldwyn veya Magnolia’nın zirvede bitirdiği bir yarış bekleyebiliriz.

KEREM AKÇA’YA GÖRE BU DALDA ŞANSI OLANLAR

1-Quo Vadis, Aida - Bosna

2-Another Round – Danimarka

3-Two of Us – Fransa

4-The Man Who Sold His Skin - Tunus

5-Dear Comrades! - Rusya

6-La Llorona - Guatemala

7-You Will Die at 20 - Sudan

8-Broken Keys - Lübnan

9-Collective – Romanya

10-Tove - Finlandiya

11-Once Upon a Time in Venezuela – Venezuela

12-I’m No Longer Here – Meksika

13-Forgotten We’ll Be – Kolombiya

14-Notturno – İtalya

15-True Mothers - Japonya

16-Charlatan - Çekya

17-Sun Children - İran

18-Night of the Kings – Fildişi Sahilleri

19-Dara of Jasenovac - Sırbistan

20-Song Without a Name – Peru

21-My Little Sister – İsviçre

22-A Sun - Tayvan

23-Mole Agent - Şili

24-The Endless Trench - İspanya

25-Apples - Yunanistan

KEREM AKÇA’YA GÖRE BU DALIN EN İYİLERİ

1-This is Not a Burial, It’s a Resurrection - Lesotho

2-Beginning - Gürcistan

3-I’m No Longer Here - Meksika

4-İkimiz (Two of Us) - Fransa

5-Better Days - Hong Kong

6-Notturno - İtalya

7-Ağlayan Kadın (La Llorona) - Guatemala

8-Sonsuz Siper (The Endless Trench) - İspanya

9-Atlantis - Ukrayna

10-Chaco - Bolivya

11-Working Girls - Belçika

12-Tove - Finlandiya

13-Song Without a Name - Peru

14-You Will Die at Twenty - Sudan

15-Jallikattu - Hindistan

Sıradaki haber yükleniyor...
holder