CHP'liler, önemli bir değişim bekliyor...

CHP’liler arasında bir nabız yoklaması yaptım. Bilimsel bir anket değil, ancak genel eğilimi vermesi açısından çok ilginç sonuçlar verdi. Teşkilattan olanlara, delegelere ve anketçilere sordum. Parti’de gayet ilginç bir rüzgar esiyor.

Konuştuğum kişiler, birebir işin içinde olmayan, ancak gazete ve TV haberleriyle gelişmeleri izleyen kesimdendiler. CHP dışındakilerle de görüştüm. Anlayacağınız, genel bir CHP imajı çıkarttım. CHP’lilerin büyük bölümü, partilerinde yaşananları bir ‘deri değişimi’ olarak niteliyor. Eski ekibin gitmesi, yerine genç ve yeni bir ekibin gelmesi diye nitelendiriyorlar. Parti hem kendi kadrolarında, hem de genel kamuoyunda ilginç bir rüzgar yakalamış. Kılıçdaroğlu’nun bunu bir devrim gibi göstermesi etkili olmuş ve akıllarda kalmış.

[[HAFTAYA]]

Genel imaj şöyle: Yıllardan beri partiyi yöneten eskimiş isimler ve politikalar artık bitiyor, yepyeni yaklaşımlar ve politikalar geliyor. Sanki birileri Kılıçdaroğlu’nun elini tutuyor ve istediği politikaları uygulamasını engelliyormuş da, bundan sonra liderin önü açılacakmış gibi bir izlenim var.

Yeni bir CHP sloganı tutmuş gibi görünüyor. Önder Sav’ı seven ve destekleyenler de artık dönmüşler. Tipik politikacı gerçekçiliği mi, yoksa çıkarcılık mı bilemiyorum, ancak artık Kılıçdaroğlu duruma hakim olduğu için, herkes onun etrafına toplanıyor. CHP dışındaki kesimlerdeki değişim algısı çok daha fazla. Özellikle AKP’liler, CHP’deki bu değişimi daha fazla konuşuyorlar.

Özetlemem gerekirse, bambaşka nedenlerle ortaya çıkan çekişme ve yeni isimlerin yönetime girmesi, Ana Muhalefet Partisi’ne yaramış gibi görünüyor. Peki, bütün bu yaşananlar sandığı etkileyecek mi?

İşte o konudaki yanıtlar biraz daha farklı.

Değişim, CHP’nin oyunu arttıracak mı?

Bu değişimin, 12 Haziran 2011 genel seçimlerine nasıl yansıyacağını sorduğum zaman ise, verilen yanıtlar biraz farklılaşıyor.

Kimse kesin konuşamıyor.

Hatırlarsanız, Mayıs Kurultayı’ndan sonra Kılıçdaroğlu, partinin oylarını bir süre için 4-5 puan arttırmıştı.

Şimdi de aynı durumla karşı karşıya kalınabilir mi?

Genelde pek büyük bir zıplama beklenmiyor. Bundan sonra parti sloganları iyi paketlenebilir ve söylem değişirse, bunun sandığa yansıyacağına inananlar var.

Yeni ekibi tanıyanlar çok az.

Aralarında sivrilmiş isim olarak bir tek Gürsel Tekin var. Onun da Genel Başkan Yardımcılığı’nda ne yapacağı belli değil. Ekip hakkında kimselerin bir fikri olmayınca, seçim tahminleri yapmak da zorlaşıyor.

“Baykal’ın yüzde 20-22’lik bir oyu vardı. Dövseniz de, sövseniz de, bu kesim partiyi bırakmaz. Kılıçdaroğlu, ne yapıp edip oyunu bunun üzerine çıkarmak zorundadır. Eğer başaramazsa, işte o zaman kazanlar yeniden kaynamaya başlayacaktır. Seçim sonrası kurultayında çok kan akar” diyen bazı delegeler, yaşanan bu gelişmelerin iyi kullanılması durumunda bir fark beklediklerini belirtiyorlar.

Yine de kimseler, partinin uçuşa geçtiğini iddia edemiyor.

Aslında, CHP’yi uçurmak hiçte kolay bir şey değil.

Bu partinin nerelerden oy aldığını ve hangi söylemlerle yoluna devam etmek zorunda olduğunu gördüğünüz zaman, işin güçlüğü biraz daha iyi anlaşılıyor.

Ne olursa olsun, CHP’lilerin büyük bir bölümünün beklentisi, önümüzdeki seçimlerde önemli bir politika ve yaklaşım farklılığı ile ortaya çıkılması gereğidir. Sadece Türban, Kürt Sorunu ve Laiklik gibi ideolojik konuların artık karın doyurmadığı ısrarla tekrarlanıyor.

“Artık, aynı laflarla bir yere gidilemeyeceğini gördük. Mutlaka farklı bir dil kullanılması ve farklı bir politika ile ortaya çıkılması gerekiyor” diyen nice CHP’li, ne yapılması gerektiği konusundaki soruları ise yanıtsız bırakıyorlar.

“İşin o yanını da, yönetimdekiler bulsun” diyorlar.

Tabii bunu söylemesi kolay.

Zor olanı ise, ortaya tutarlı ve oy getiren bir politika koymak.

Yarın, bu sorunun yanıtını arayacağım.

“Sizi en çok hangi konular ilgilendirir. Hangi konular oy kazandırır?” soruma aldığım bazı yanıtlar çok ilginçti. Yarına...