Mehmet Coşkundeniz Aşk dediğin şey yüz yüze başlar
HABERİ PAYLAŞ

Aşk dediğin şey yüz yüze başlar

Facebook’ta kaç arkadaşınız var? 100? 500? 1500? Peki Twitter’daki takipçi sayınız kaç? 300? 3000? 30000? Hepinizin bu sitelerdeki arkadaş ya da takipçi sayısıyla övündüğünüzü biliyorum. O zaman hemen şu soruyu soruyorum. Bu ‘arkadaş’ ve ‘takipçi’lerden kaçı gerçek? Kaçı sizin hayatınızda yer alıyor?

[[HAFTAYA]]

Kaçıyla görüşüyorsunuz? Biraz daha ileri gidelim. Facebook’tan, Twitter’dan aylarca, hatta yıllarca ‘sevgili’ olarak yazışanlar var. Hatta bunların arasında hiç görüşmeden bu ilişkiyi sürdürüp, hiç görüşmeden bitirenler var. Yazışarak evlenmeye karar veriyorlar, çocuklarına isim arıyorlar, nerede oturacaklarını belirliyorlar, evlerine eşya seçiyorlar falan filan... İlk buluştukları anda birçok ‘Facebook’ ya da ‘Twitter’ ilişkisinin bittiğine tanığım ben. Çünkü birbirlerine öyle anlamlar yüklüyorlar ki, gerçekle yüz yüze geldiklerinde hayal kırıklığına uğruyorlar.

***

Oysa ilişki ‘gerçek’tir. Gerçek insanlarla, gerçek ortamlarda, yüz yüze, el ele, konuşarak, dokunarak yaşanır. İnternette kişinin ancak size yazdıklarıyla ya da ne bileyim, özel olarak poz verdiği fotoğraflarla bilgi edinirsiniz. Ama karşı karşıya geldiğinizde durum farklıdır. Vücut dili, bir gülüş, bir cümle sırasındaki yüz ifadesi, çok şey anlatır. Bunları görmeden o kişi hakkında kesin kanıya varmanız mümkün değildir. Varsanız bile bu yanıltıcı olur.

***

Haberin Devamı

Biliyorum birçoğunuz, “Ama bu çalışma hayatı içinde yeni birileriyle tanışmaya vakit yok ki? İşten eve, evden işe gidip geliyoruz. Hayatımız ev-iş arasında sıkışmış durumda. Bu yüzden de sosyal paylaşım sitelerinden medet umuyoruz” diyeceksiniz. Hatta kadınlar “Biriyle barda ya da bir eğlence yerinde tanıştığımızda bize ‘kolay kadın’ gözüyle bakıyorlar”, erkekler de “Herhangi bir yerde beğendiğimiz kadına yaklaşıp bir şey söylediğimizde hemen ‘abazan’ damgası yiyoruz” diye dert yanacaktır. Eh hak vermemek elde değil tabii. Bu riskler söz konusu.

***

Mesela şöyle bir şey olsa... Birileri sizinle ilgili her şeyi bilse... Ve size uygun bazı adaylar belirlese... Sonra bu adaylarla sizi bir araya getirse... Siz bu adaylarla konuşma fırsatı bulsanız ve seçim yapsanız... Ne güzel olurdu değil mi? Ya da “Ben sosyalleşmek istiyorum ama ortam bulamıyorum” dediğinizde birileri çıkıp sizin için etkinlikle düzenlese... Bu etkinliklerde yine sizin anlaşabileceğiniz insanlar yer alsa... Siz bu insanlarla tanışsanız, konuşsanız, yakınlık kursanız... Bu da güzel olurdu değil mi?

***

İşte bunu birileri akıl etti ve yapmaya başladı. Birbirlerine denk insanları buluyor ve bir araya getiriyorlar. Çeşitli etkinlikler düzenleyerek sosyalleşmeye vakit bulamayan insanların daha aktif sosyal hayat sürmesini sağlıyorlar. Ayrıca düzgün bir ilişki yürütmek için çeşitli ipuçları veriyorlar. Sizin anlayacağınız adeta ‘ilişki koçluğu’ yapıyorlar. Bu sisteme naçizane benim de katkılarım oldu. Eğer hâlâ “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım” şarkısını söylüyorsanız www.elitpoint.com sitesine bir göz atmanızı öneririm. Belki de kısa süre sonra “Mutluluğun formülü çok açık, bir sen bir ben bir de bebek” şarkısını söylemeye başlarsınız.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder