Mehmet Coşkundeniz Ayrılık kapıyı çalar ama sen duymazsın
HABERİ PAYLAŞ

Ayrılık kapıyı çalar ama sen duymazsın

Haberin Devamı

Murat Boz ile Aslı Enver ayrıldı. Bu, onların ikinci ayrılığı.

Geçen yıl Mayıs’ta da böyle bir ayrılık yaşamışlar ama sonra birbirlerine geri dönmüşlerdi.

İlişkilerinin neden bittiğini bilmiyorum. Ama bitiş zamanı aslında şimdi değil. Hani o ilk ayrılık var ya, o zaman bitti ilişkileri. O zamandan bu zamana geçen süre işin uzatması. Hepsi o kadar.



Biten ilişkilerde taraflardan biri hâlâ seviyorsa, aşıksa, gidenin mutlaka geri dönmesini ister. İçinde hep bir umut besler, her şeyin kaldığı yerden devam edeceğini düşünür. Oysa ilişkiyi bitişe götüren sebepler ortadan kalkmadan, terk eden kişi geri dönse bile hiçbir şey eskisi gibi olamaz. O dönüşün sebebi sadece geçmişte biriktirilen anıların özlemi, alışkanlık ve elbette ten çekimidir. Yani bu tür dönüşlerde birkaç kez sevişilir, sonra yine giden gider, kalan kalır.



Sanılıyor ki; ayrılıp barışmalar ilişkiyi besler. Yanılıyorsunuz hanımlar, beyler. Zırt pırt ayrılık ilişkinizi bitişe götürür. Öncelikle artık ayrılmanın önemi kalmaz. Taraflar birbirine, “Nasıl olsa geri dönecek” gözüyle bakıp ayrıldığını ciddiye bile almaz. İlişkinizde tabii ki tartışacaksınız, fikir ayrılıkları yaşayacaksınız. Ama tartışmaların sonucunu ayrılmayla bitirmemelisiniz. Ayrılacaksanız da tam ayrılmalısınız yani iki gün sonra, hatta iki saat sonra arayıp vazgeçmeyeceksiniz.



İlişki, siz var oldukça devam eder. Bu var oluş da tüm benliğinizle olmalıdır. Kendinizi ilişkiye adamalısınız. Kendinizi sevgilinize ait hissetmelisiniz. Böyle davrandığınız takdirde ayrılmanız da mümkün değildir. Küçük tartışmalar da ilişkinin cilveleri olarak kalır. Bu arada, unutmayalım, sadakat şart. Sadakat yoksa, benim bu söylediklerimin de geçerliliği yoktur.

YALNIZ TATİLİN AVANTAJLARI

Söz ayrılıktan açılmışken, yalnızlığın güzel yanlarını es geçmeyelim. Önümüz yaz. Yalnız tatile gidebilirsiniz. Çünkü avantajları var.

■ Dilediğin tatil merkezini seçme özgürlüğün var. Hiç kimsenin beğenisine göre plan yapmak zorunda değilsin.

■ Gittiğin yerde istediğin zaman uyanma, istediğin zaman uyuma, istediğini yiyip içme özgürlüğü de cabası.

■ Herhangi bir etkinliğe katılmak zorunda değilsin. İstersen bütün gün sahilde ya da havuz kenarında güneşlenebilirsin.

■ Ya da tam tersi, tam bir etkinlik kuşuna dönüşebilirsin. “Aman ne işimiz var?” diyen falan da yok.

■ Flört etme şansın var. Senin gibi yalnız birini bulursan, kaymaklı ekmek kadayıfı.

■ Tatilini kısa kesme ya da uzatma şansın da var. Baktın, çok beğendin kal birkaç gün daha kim ne karışır?

YENİDEN AŞK

Ayrılık acısı bir süreç. Daha sonra yeniden aşık olacaksınız. Bunun kaçarı yok. Belki de daha şiddetli aşık olacaksınız. Çünkü o heyecanları, aşkın ruhunuzda yarattığı tatmini, kelebeklerin midenizde pırpır etmesini özlemişsinizdir.

Merak etmeyin, her aşk böyle bitmez. Her aşk size acı çektirmez. Ama mutluluk öyle oturduğunuz yerde beklerken gelmez. Kalbinizin sesini dinlediğinizde, dinleyip harekete geçtiğinizde yakalayabilirsiniz mutluluğu. Geçmişinizde ne yaşadıysanız yaşadınız, mutsuzluklar, acılar, terk edilmeler, aldatılmalar...

Hem bir düşünün bakalım, siz kaç kişinin canını yaktınız? Kaç kişinin aşkına karşılık vermediniz? Hayat böyle bir şey işte, bazen siz seversiniz ama sevilmezsiniz, bazen sizi severler, siz sevmezsiniz. Bu döngüyü değiştirmeye çabalamak yerine hayatınızın mutlu anlarını çoğaltın.

Çıkın dışarı, gezin, eğlenin, hayatın size verdiği nimetlerin tadını çıkarın. Sevin sevebildiğiniz kadar, korkmadan sevin. Aşk bir insanın başına gelebilecek en güzel şeydir, reddetmeyin onu. Aşkı mutluluk kaynağı da mutsuzluk kaynağı da yapacak olan sizsiniz.

NE YAPIYORSUNUZ SERDAR BEY?

Muhabirler Serdar Ortaç’a, “Eşiniz Chloe, Miami’de sizi bir Arap Şeyhi’nin oğluyla aldatıyormuş” diye soruyor. Serdar Ortaç kendinden emin, “Orada arkadaşlarımız var toplu halde yemeğe çıkmışlar. Aralarında o Arap şeyhinin oğlu da olunca böyle şeyler ortaya çıkmış. Hiçbiri doğru değil” cevabını vermiş.

Ne yapıyorsunuz Serdar Bey? Böyle bir soruya cevap verilir mi? “Arkadaşlar bu soruyu sorulmamış sayıyorum” deyip geçiniz. Kendinizi savunmayınız Serdar Bey. Böyle bir konuda savunma yaparsanız ‘itham’ı da ciddiye almış olursunuz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder