Mehmet Coşkundeniz Canlı yayında küfür kıyamet
HABERİ PAYLAŞ

Canlı yayında küfür kıyamet

Modacı Gülşah Saraçoğlu, sürekli ayrılıp barıştığı sevgilisi Gökhan Göz, evde arkadaşlarını toplamış, bir de saz heyeti çağırmış eğleniyor. Bu eğlence anlarını da Instagram’da canlı yayınlıyor. Buraya bir parantez açalım. Yeni koronavirüs tedbirleri çerçevesinde evlerde böyle toplantılar yapmak yasak. Yani Gökhan Göz yasağı ihlal ediyor, bunun mutlaka bir cezası olmalı. Parantezi kapatıp devam edelim. Bu canlı yayını Gülşah Saraçoğlu basıyor ve buraya yazdığım takdirde yargılanmama sebep olacak şekilde ağır küfürler ediyor. Yayını izleyen binlerce kişi bu küfürleri duyuyor, zaten ertesi gün de her yerde haber oluyor.

Haberin Devamı

Canlı yayında küfür kıyamet

Gülşah Hanım özür dileme metninin içine ‘Kadına şiddetin bir başka türlüsünü yaşadım’ cümlesini de ekliyor. Gerçi bu şiddetin ne olduğunu anlatmıyor. Ben şöyle bir geçmiş haberlere baktım. Gökhan Göz, Gülşah Saraçoğlu’nu aldatmış. Evet, aldatma bir şiddet türüdür, haklı. Peki Gülşah Hanım ne yapmış? Tıpkı canlı yayını bastığı gibi o dönemde de Gökhan Göz’ün evini basıp ne var, ne yok kırmış. Bir de açıklamaları var Gülşah Hanım’ın. Diyor ki;

Gökhan yağlarını aldırdıktan sonra çok değişti. Başka kadınlara hatta benim yakın çevremdeki kadınlara bile mesajlar attı, ben de buna şahit oldum.

Çok haklı, berbat bir durum. Hiç kimse aldatılmayı hak etmez. Saraçoğlu, nedense tekrar dönüyor eski sevgilisine. Yine birlikte olmaya başlıyorlar. Ama o da ne? Gökhan Göz’ü bu kez de Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur ile el ele görüyoruz. Hop, bir aldatma daha, bir ayrılık daha...

Sağlıksız ilişkiler

Canlı yayında küfür kıyamet

Bu kadar ayrılmanın, barışmanın olduğu, ihanetin adeta birlikteliğin temeli haline geldiği bir durumda sağlıklı ilişkiden bahsedilemez. Üstelik artık tartışmanın ötesine geçip ev basmak, canlı yayın basmak, kırıp dökmek, küfürler sallamak gibi saygının tamamen yok olduğu bir ortamda bırakın sağlıklısını, ilişkiden bile söz edilemez. Gülşah Saraçoğlu, belli ki kendisine yapılanları yediremiyor, öfke nöbetleri geçiriyor.

Ve ne yazık ki haklıyken haksız duruma düşüyor. Zaten Gökhan Göz de bu canlı yayın olayından sonra “Benim kimseye karşı bir kinim olmadığı gibi, karşı taraftan da bu hassasiyeti beklemekteyim. Kadına karşı şiddete ‘Hayır’ dediğimiz gibi erkeğe karşı şiddetin de sonuna kadar karşısındayız” diye açıklama yapıyor. Bu olaya tek başına baktığınız zaman Gökhan Göz, mağdur olarak göze çarpıyor.

Haberin Devamı

Canlı yayında küfür kıyamet

Gülşah Hanım ise aldatılmanın yarattığı mağduriyetinin üzerini öfke ile kapatıyor maalesef. Aldatanı affedip affetmemek tamamen kişisel bir karardır. Bunu yaşayan kişinin verdiği kararı kimse sorgulayamaz. Ancak, aldatmayı alışkanlık haline getirmiş kişiyi sürekli affetmek başka bir durumun işaretidir. Geçen hafta sonu yazdığım ‘bağımlı ilişki’nin bir örneğidir bu.

Bağımlı ilişkideki kişi, kendisini sadece sevgilisiyle ifade edebilen, o olmadığı zaman hiçbir şey yapamayacağını düşünen ve “Ne yaparsa yapsın ama benden ayrılmasın” fikriyle hareket eden kişidir. Bu tür ilişki, insanın kendisine olan saygısını yavaş yavaş yok eder ve kişiliğine çok aykırı davranışlarda bulunmasına neden olur. Tıpkı Saraçoğlu’nun küfür etmesi, ev basması gibi...

Haberin Devamı

Gitmeyi bilmek gerekir

Belli ki Gökhan Göz, bu ilişkiden çoktan gitmiş. Gülşah Saraçoğlu’nu sevmişse de bu sevgisi tükenmiş. Başka bir amaçla birlikte olduysa, istediğini elde etmiş. Yani bu birlikteliği istemeyen birine küfür etseniz, evini bassanız ne işe yarar? Bu yazıyı Gülşah Saraçoğlu-Gökhan Göz üzerinden yazdım ama bu durumda olan birçok insanın olduğunu biliyorum. Hepimizin bilmesi ve öğrenmesi gereken şu.

Kimseye kendimizi zorla sevdiremeyiz. Kimseye aşkımızı kabul ettiremeyiz. Hayat her şekilde devam eder ve inanın bana çok daha mutlu devam eder. Bu tür toksik ilişkilerin hem bedenimizi hem de ruhumuzu zehirlediğini unutmayalım. Bu zehirin tek panzehiri de gitmeyi bilmektir. Üzüntüyü, acıyı göze alıp gitmektir. Ve çekeceğiniz acı şu anda yaşadığınız durumdan daha kötü değildir.

“Başkasını buldu, beni aldattı” diye kendimizi yemenin de alemi yok. Öyle ya da böyle bitti ve bunu kabullenmekten başka çare yok. Gitmek gerekir bazen, yüreği dinlendirmek, kendimizi dinlemek ve yalnızlığın bizi olgunlaştırmasını beklemek için... Aynı şeyler bir daha geldiğinde yine gidebilme gücünü bulabilmek için... Aşkı yeniden yaşayabilmek için...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder