Giriş
Posta’nın Ege Bölge Temsilcisi Banu Şen’in kaptanlığında hazırlanan ‘Çeşme’ ekimizin ‘Yaza Merhaba’ partisi için geçen hafta Alaçatı’daydım. Geçen yaz vermeye başladığımız ekimiz bu yıl artık rüştünü ispatladı. Her cumartesi Posta ile bedava verilen ekimiz, Çeşme’nin turizm sektörünün en önemli unsurlarından biri haline geldi. Tabii Çeşme’ye tatile gelenler için de bir rehber niteliği taşıyor.
Nerede ne var, hangi mekanda kim çıkıyor, yeni neresi açılmış, hepsini Çeşme ekimizde bulabiliyorsunuz. ‘Çeşme Rüzgarını Hisset’ sloganıyla düzenlediğimiz partiye İzmir bölgesinin ticaret ve turizm hayatına yön verenler, Alaçatı’dan vazgeçemeyen yıldız isimler konuk oldu. Bizim için en güzel yanı ise pandemi nedeniyle uzun süredir bir araya gelemediğimiz ekibimizle yeniden görüşmekti.
Hem ‘Çeşme’ ekimizin başarısını kutladık hem de gelecekte yapmak istediğimiz projeleri planladık. Partiye ‘Yossi Alaçatı’ ev sahipliği yaptı. Yosi Dekohen ve Bahar Çakır çiftinin işlettiği bu mekan bir bahçenin içinde sanki bir ayrı dünya gibi. Restoran ve bar olarak hizmet veriyor. Yosi ve Bahar mekanın her köşesine ayrı özen göstermiş. Yosi zaten et konusunda bir usta. Menüleri damak çatlatıyor.
Yemek sonrası ise eğlence başlıyor. Dünyaca ünlü DJ’ler beyin yakmayan, kuru gürültü ile kafanızı şişirmeyen müzikleriyle sahneye çıkıyor. DJ dediğime bakmayın, evet bir DJ seti var ama yan flüt ve saksafonla sete eşlik eden bir başka DJ de var. Kendinizi müziğin ritmine kaptırıyorsunuz, bir de bakmışsınız ki hiç tanımadığınız biriyle dans ediyorsunuz. Yossi Alaçatı, köy içinin kalabalığından uzak, nefis bir yemek ve ardından kaliteli eğlence arayanlar için bu yaz vazgeçilmez bir mekan olacak.
‘HAYAL’LER ÖLMEZ
Çeşme’de sadece 1 gün kaldım. Akşam parti öncesi günümüzü Aya Yorgi Koyu’nda ‘Mano Del Sol Beach’te geçirdik. Burası bir ‘Hayal Kahvesi’ işletmesi. Çeşme bölgesinde benzerine rastlanmayacak bir konsept oluşturmuşlar. Her şeyden önce ferah bir mekan.
Dip dibe şezlonglar, restoranında sıkış tıkış masalar yok. Her köşesi çok özenle dizayn edilmiş. Benzerine ‘Ibiza’da rastlanacak tam bir ‘Akdeniz’ plajı oluşturulmuş. Daha da önemlisi inşaasına çok para harcandığı belli olan bu mekanda fiyatlar cep yakmıyor. Makul fiyatlarla yemeğinizi yiyip, barmen Hüseyin’in hazırladığı eşsiz kokteyleri içebiliyorsunuz. ‘Pahalı her zaman iyi değildir’ sloganına uygun bir yer burası. Akşam üzeri başlayan ‘happy hour’ partilerinde de dünyaca tanınmış DJ’lerin konsepte uygun müzikleriyle coşuyorsunuz.
Mekanın işletmecilerinden Cemal Bey de eski Hayal Kahvesi çalışanı. Müthiş bir düzen oluşturmuş, tıkır tıkır işliyor. Hayal Kahvesi’nin ortaklarından Yavuz Kavan ile Mano Del Sol Beach’te uzun uzun sohbet etme imkanı bulduk.1990’ların başından,2010’ların ortalarına kadar devam eden o eşsiz zamanları yad ettik. Beyoğlu Büyükparmakkapı Sokak’ta başlayan ‘Hayal Kahvesi’nin hikayesini konuştuk.
Şimdilerde Beyoğlu’nda bir yerleri yok ama Yavuz Bey “Hayal hiçbir zaman ölmedi. İstanbul’da 6, tüm Türkiye’de 20’nin üzerinde şubemizle devam ediyoruz. Ama tabii Beyoğlu’ndaki o günleri biz de özlüyoruz. Kim bilir,belki bir gün yeniden döneriz Beyoğlu’na” dedi. Bu cümle beni çok ama çok heyecanlandırdı. Büyükparmakkapı’yı kesen Hasnun Galip Sokak’taki Umut Ocakbaşı ile başlayan gecelerimiz,
‘Hayal Kahvesi’ ile devam ederdi. Sonra hemen karşıdaki ‘Mojo’ya geçer, oradan Engin Yörükoğlu’nun ‘Jazz Stop’ına uğrar,son olarak da geceyi ‘Line’da sonlandırırdık. Umarım en azından Hayal Kahvesi, yeniden arz-ı endam eder Beyoğlu’nda. Umutla bekleyeceğim.
DENİZ ÜSTÜ HESAPLI KEBAP
‘Pahalı her zaman iyi değildir’ sloganına uygun bir yerden daha bahsedeyim size. Bodrum Yalıkavak’ta deniz üsünde bir kebapçıdan, ‘Göçtü Restaurant’dan söz ediyorum. Temeli Mehmet Göçtü tarafından 1950’lerde Mersin’de atılan bu kebapçıyı şimdi ikinci kuşak yönetiyor.
Mehmet Göçtü’nün oğlu Necmi Göçtü işin başında. Mersin’deki merkez restoran zaten herkesçe biliniyor. Necmi, 2017’de Yalıkavak’ta Murat Güvenç ile birlikte bir şube açtı. Deniz üstü restoranların hepsi balık menüsü sunarken onlar kebaba cesaret etti ve başardılar.
Fiyatlara gelince... “Bodrum” deyince kalbiniz sıkışıyor değil mi? Öyle ya bir lahmacuna 250 TL, bir kebaba 400 TL verilen bir turizm merkezinden söz ediyoruz. Ama merak etmeyin, Göçtü’deki fiyatlar İstanbul’daki kebapçıların fiyatlarından daha hesaplı. Kaliteden de asla ödün verilmiyor. Kısacası gittiğinizde lezzet açısından da, fiyat açısından da, manzara açısından da asla pişman olmayacağınız bir kebapçı. Şimdiden afiyet olsun.
