Mehmet CoşkundenizDeprem neleri hatırlattı?

HABERİ PAYLAŞ

Deprem neleri hatırlattı?

İstanbul’daki 6.2’lik depremin yarattığı korku ve paniği hepimiz yaşadık. Gördük ki; hem bireysel hem de kurumsal olarak depreme hazırlıklı değiliz. Örneğin biz sarsıntı başladığında evde sadece durduk, eşimle birbirimize sarılıp yere çöktük ve sarsıntının geçmesini bekledik.

Deprem neleri hatırlattı

Ne önceden hazırlığımız vardı ne de bir deprem çantamız. Üzerimizi değişip, evden çıkmamız neredeyse 10 dakika sürdü. Deprem anı için çok uzun bir zaman. Dışarı çıktığımızda oturduğumuz sitenin sakinlerinin bizimle aynı durumda olduğunu fark ettik. Kimse ne yapacağını bilmiyor, apartmanların arasında öylece duruyordu. GSM sistemi çökmüş, kimse kimseye ulaşamıyordu. Sonra görevliler geldi, bizi sitenin toplanma alanı olarak belirlediği büyük bir çayırlığa davet etti. Bu sırada şiddetli artçılar devam ediyordu ama yeniden eve çıkıp hiç olmazsa yanımıza su almalıydık. Bir cesaret çıktık, bir çantaya yiyecek ve su koyduk ve toplanma alanına geçtik. Bir ara siteden çıkıp bir yere oturalım diye düşündük (çünkü bilgisayarımı açıp gazeteyi hazırlamam gerekiyordu) ama mümkün olmadı. Çünkü bütün yollar kilitti. Sadece bizim bulunduğumuz bölge değil, neredeyse tüm İstanbul’da bir yerden bir yere gitmek mümkün olmadı. Eğer yıkıcı bir deprem yaşamış olsaydık, bu trafik nedeniyle hiçbir yardım aracının bir yerden bir yere ulaşması mümkün olmayacaktı. Peki böyle mi olmalıydı? Ben dahil hepimiz bu paniği böyle bilinçsizce mi yaşamalıydık? Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de, hele hele daha iki yıl önce Kahramanmaraş ve Hatay’da asrın en büyük felaketini yaşamışken daha hazır olamaz mıydık? Olmalıydık ama olamadık. Çünkü unutuyoruz yaşadıklarımızı, çünkü hafife alıyoruz uyarıları...

Haberin Devamı

Deprem neleri hatırlattı

SU MESELESİ

Geçen hafta buluşup sohbet ettiğim SUDER (Ambalajlı Su Üreticileri Derneği) Başkanı Yaşabey Kalebaşı ile bir deprem anında ambalajlı suyun ne kadar önemli olduğunu konuşmuştuk. Daha ortada deprem falan yokken ben SUDER’in deprem için hazırlığı olup olmadığını sormuştum. Yaşabey Kalebaşı, 6 Şubat depremlerinde yaptıklarını anlattıktan sonra olası bir deprem için de AFAD ve Türk Kızılay ile sürekli bağlantı halinde olduklarını anlattı. Türkiye’nin her yerine lojistik anlamda ulaşma yeteneğine sahipler. Ancak trafik böyle tıkanırsa onların da yapabileceği pek fazla bir şey yok. Yıkıcı bir depremde en fazla ihtiyaç duyulacak maddedir su. İnsan susuz 72 saatten fazla hayatta kalamıyor. Ayrıca deprem anında şehirlerin su şebekeleri ya kullanılmaz hale geldiğinden ya da iletilecek suyun deprem nedeniyle kirlenmiş olmasından dolayı ‘musluk suyu’ diye adlandırılan suyun faydası olmuyor. Bu durumda tek çare, ambalajlı yani şişelenmiş su oluyor. Kalebaşı’nın verdiği bilgilere göre, içilebilecek en sağlıklı su, ambalajlı suymuş. Çünkü evimize aldığımız 19 litrelik damacanalardan, bakkaldan, marketten aldığımız küçük pet şişelere kadar tüm ambalajlı sular, kaynaklarından tüketiciye ulaşana kadar her adımda öncelikle Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer tüm yasal makamlarca sürekli denetimlere tabi tutuluyor. Sağlık Bakanlığı ekipleri periyodik olarak hem tesislerden hem de satış noktalarından numuneler alıp analiz yapıyor.

Haberin Devamı

ARITMA CİHAZLARI SAĞLIKLI MI?

Haberin Devamı

Bir de evlerimize taktığımız su arıtma cihazları var. Kalebaşı’na bunu da sordum. “Bu cihazlar, sadece suyun kirini değil, minerallerini de süzüyor. Yani belki temiz su içiliyor ama vücuda faydalı olan hiçbir mineral kalmıyor. Ayrıca o cihazlarda filtrelerin zamanla kirlendiğini ve süzme kabiliyetini yitirdiğini bilmek gerek. Kısa aralıklarla filtre değiştirmek şart. Bu değişim gecikirse de bu kez su vücut için zararlı hale geliyor” dedi. Kalebaşı, arnıtma cihazlarına toptan karşı olmasa da bu cihazları üretenlerin halka yanlış bilgi verdiği görüşünde. Pet şişelerin sağlıklı olup olmadığını da sordum elbette. Öncelikle ‘geri dönüşüm’ açısından cam şişeden bile daha sağlıklı olduğunu söyledi Yaşabey Kalebaşı. İnsan sağlığı açısından da zararlı değilmiş. Kalebaşı, “Bir afet anında ambalajlı sular toplumun yaşam sigortasıdır. Sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur” diye cevap verdi. Sonuç olarak İstanbul’da yaşadığımız deprem kişisel önlem almamız gerektiğini hatırlattığı gibi suyun önemini de gündeme getirdi. Belki önceki gün hiç kimse susuz kalmadı ama bilmeliyiz ki; bu duruma da düşebiliriz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder