Giriş
Evlilik önemli bir kurum ama artık çatırdıyor. Günümüzde iletişim olanakları o kadar fazla ki ‘sadakat’ kavramı yok oluyor. Özellikle evli erkeklerin daha revaçta olduğunu biliyorum. Çünkü kadınlar, ‘bir başka kadın tarafından tercih edilmiş erkeği’ daha çekici buluyor. Erkeğin evli olduğunu bile bile bir kadın neden ilişkiye girer? Neden ‘öteki kadın’ olmayı kabul eder? İşte yanıtları...
Evli olmak ya da olmamak arasındaki tek fark, nikah masasında atılan imza değildir. Zaten evlilik bir ‘son’ değil, bir ‘başlangıç’tır. Her şey, o imzayı attıktan sonra başlar. İmza atıldıktan sonra yapacağınız her şey devletin kontrolü altındadır. Eşinizle yüksek sesli tartışmanın bile sizi hangi noktalara götüreceğine inanamazsınız. Sevgiliyken bazı şeyler daha kolaydır. Bir tartışma sonucu kapıyı vurup gitmek, günlerce aramamak, kapris yapmak, görüşmemek gibi seçenekler önünüzdedir. Ama evliyken bunu yapmanız mümkün değildir. Mümkündür de, yaparsanız sonuçlarına da katlanırsınız. Bu yüzden ‘evlenmiş olmak için’ evlenilmez. ‘Zamanı geldiği için’ evlenilmez. Gerçekten evliliğe hazırsanız, bunun sorumluluğunu taşıyabilecekseniz evlenmelisiniz.
Aldatmanın gerçek anlamı
Evlilik sorumluluğunun içinde kuşkusuz en büyüğü ‘sadakat’tir. Evlilik akdine imza atıldığı andan itibaren taraflar birbirine sadık olmaya söz vermiştir. Sadakatsizlik Medeni Kanun’a göre, kesin boşanma sebebidir. Fakat bunun için taraflardan birinin mutlaka mahkemede ihanete uğradığını söylemesi ve bunu kanıtlaması gerekmektedir. Türkiye’de resmi belgelere göre boşanma sebeplerinde sadakatsizlik çok nadir olarak yer alır. Çünkü kimse ihanetin resmi belgelere geçmesini istemez. Belgeli olmayan araştırmalara göre ise Türkiye’de boşanan her 3 çiftten birinin boşanma sebebi ihanet. İlişkilerde ya da evliliklerde ihanet; “Erkeğin ya da kadının, sevgilisinin veya eşinin haberi olmadan bir başkasıyla gönül, seks ilişkisi kurması” olarak tanımlanabilir.
Neden kabul ederler?
‘Öteki kadınlar’ bir erkekle, evli olduğunu bile bile neden birlikte olmaya devam eder? Üstelik bu adam ‘Eşimden boşanmayacağım’ dediği halde neden ilişkiyi sürdürürler? Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1) Aşk: Kadın gerçekten aşık olmuştur. Aşktan vazgeçemediği için de adamın evli olmasını sineye çekmektedir.
2) Para: Kadın, maddi sorunlarını o adam sayesinde hallediyordur. Vazgeçerse maddi açıdan problem yaşayacaktır.
3) Güç: Erkeğin mevkiisi, gücü kadını etkilemektedir. Bu gücün sağladığı olanaklardan faydalanmaktadır.
4) Seks: Çifti birbirine yaşadıkları seks ilişkisi bağlamaktadır. Bu yüzden kadın bu ilişkiden vazgeçmemektedir.
5) Şiddet: Adam kadını ilişkiyi sürdürmeye zorlamaktadır. Vazgeçmek istediğinde dövmektedir. Kadın korkusundan vazgeçememektedir.
Zorlukları nelerdir?
Bu 5 maddenin ilk dördünde kadın, kendi iradesiyle ilişkiyi sürdürmekte, sonuncusunda ise zorlamayla beraberliğe devam etmektedir. Kendi isteğiyle ‘öteki kadın’ olmayı kabul edenler bazı zorlukları da sineye çekmek durumundadır. Bu zorluklar şöyle sıralanabilir:
1) Adam, önceliğini her zaman karısına verir. Karısının ihtiyacı olduğunda sevgilisinin koynundan kalkıp ona gidecektir.
2) Adam, hiçbir zaman boşanmayacaktır. Sevdiği adamın boşanacağını ve kendisiyle evleneceğini düşünen ‘öteki kadın’ hep hayal kırıklığına uğrayacaktır.
3) Adam, ‘öteki kadın’a bir sevgili olarak davranamaz. İlişkileri gizliyse ne el ele sokakta dolaşabileceklerdir ne de bilinen, ortalık yerlerde buluşabileceklerdir.
4) Adam, her an ayrılmaya müsaittir. Karısının en küçük bir şüphelenmesinde bile hayatındaki ‘öteki kadın’ı bırakacaktır.
5) Adam, sosyal çevresi ve statüsünü asla tehlikeye atmaz. ‘Öteki kadın’ı çevresi kabul etmeyeceği için de karısını bırakmaz.
6) Adamın çocukları varsa durum daha da vahimdir. Çocukların isteği her zaman ön plandadır. Adam boşanmaya kalksa bile çocuklar gözyaşı dökerse bundan vazgeçecektir.
7) Karısını aldatan adamların hayatında ‘öteki kadın’ sayısı genellikle birden fazladır. Bir başka deyişle adam karısını birkaç kişiyle birden aldatmaktadır. ‘Öteki kadınlar’ kendilerini tek zannederler ama adam aslında onları da birbirleriyle aldatmaktadır.
8) Toplum ‘öteki kadın’ı hala ‘metres’ olarak görmektedir. Erkeğin ‘elinin kiri’ olarak görmektedir. Hatta çoğu zaman ‘fahişe’ damgası vurmaktadır.
9) ‘Öteki kadın’ artık hukuken de sorumlu olarak görünmektedir. Birçok kadın boşanmalarına sebep olduğu gerekçesiyle ‘öteki kadın’a tazminat davası açmakta, hatta kazanmaktadır.
10) ‘Öteki kadın’ evli bir erkekle beraber olduğu için kendi çevresi tarafından da dışlanır. Hiçbir aile, kızının evli bir erkekle birlikte olmasını kabullenemez.
Kendilerini nasıl hissederler?
1)‘Yuva yıkma’ fikri bir kadın için
yeterince acı vericidir. ‘Öteki kadın’
bir yuvayı yıkabileceği nedeniyle
vicdan azabı çeker.
2)Adamın çocukları varsa,
o çocukları babalarından ya da
annelerinden ayırabileceği fikri de
‘öteki kadın’ için eziyet vericidir.
3)Sevdiği adam evli olduğu için
tam bir sevgili hayatı yaşayamaz.
Bunun acısını çeker, sevgililere özenir.
4)Sevdiği adam buluşma sırasında
seviştikten sonra hemen evine
dönüyorsa ‘öteki kadın’ kendisini
‘kullanılmış’ hisseder. Her seferinde
‘Bir daha sevişmeyeceğim’ der ama
zaaflarına yenilir.
5)Sevgisini, aşkını hep gizli tutmak
zorundadır. Kimseye açıklayamaz,
göğsünü gere gere aşkını ilan edemez.
6)Sürekli ayrılmak, bu ilişkiyi bitirmek
ister ama bir türlü yapamaz.
Yapamadıkça da ‘Ben bu kadar
iradesiz miyim?’ diye kendini suçlar.
7)Sürekli oyun oynamak zorundadır,
rol yapmak zorundadır. Örneğin
çevresinde birinin evli bir erkekle birlikte
olduğunu duyunca mecburen başkaları
gibi kınamak mecburiyetinde kalır.
Bu ‘ikiyüzlülük’ de sıkıntı verir.
8)Aynı işyerinde çalışıyorlarsa
adamla sürekli bir arada olmak ama
sevgilisi gibi davranamamak onu delirtir.
9)Adamın karısını tanıyorsa,
komşularsa, ya da akrabalık
ilişkileri varsa durum daha da zordur.
Kadının vicdan azabı ikiye katlanır.
10)Zaman geçtikçe durum daha da
içinden çıkılmaz bir hal alır.
Kadın ‘Bu kadar zaman harcadım’ artık
vazgeçemem psikolojisine bürünür.
Bu durumda vazgeçmek iyice zorlaşır.
