Sen sevgili ol yeter

Seda Sayan’ın eşi Çağlar Ökten’in Anneler Günü’nde yaptığı paylaşım dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum. Okuyanların birçoğu “Ne güzel sözler bunlar” demiştir eminim. Ama durun bakalım, gerçekten güzel mi o sözler? Çağlar Ökten şöyle başlamış Instagram’daki notuna: “Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak.” İşte, buraya kadar harika.

Birinin sizi, sadece siz olduğunuz için sevdiğini bilmek şahane bir şey. Peki sonra ne diyor Çağlar Ökten? “Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla...” Burası çok karışık hanımlar, beyler. Çünkü böyle bir şey olamaz. Siz isteseniz de, dileseniz de olamıyor.

Bir insana bu kadar rol yüklemek fazla geliyor. Sevgili, arkadaş, anne (ya da baba), çocuk, eş... Öyle yüksek bir beklenti ki bu, sevgilinizi de zora sokuyor. Çok sayıda ayrı duyguyu, bağlılığı tek kişinin üzerine yüklemek haksızlık. Bunun şarkısı bile var, “Ain’t No Mama” diye. Jennifer Lopez, şarkıda sevgilisine “Ben senin annen değilim” diyor.

“Bütün gün yemek yapmayacağım, senin annen değilim, çamaşırını yıkamayacağım, annen değilim” diye devam ediyor şarkının sözleri. Seda Sayan ‘aşk kadını’dır. Duyguları önemser. Bu yüzden paraya, pula, kariyere falan bakmaz. Ama kimsenin annesi, çocuğu falan olacağını sanmıyorum. Çağlar Ökten’in annesi var, çocuğu var, eminim arkadaşları da vardır.

Bunları Seda Sayan’ın üzerine bir görev olarak yüklemesi bana göre hatadır. Aynı şarkı, “Biz aşkta çılgındık, eski haline dönebilir miyiz? Ne zaman çok rahat oldun?” sözleriyle devam ediyor. Sevgilinizden sadece sevgili olmasını bekleyin, bu yeterli. Ve evlenseniz de sevgili olarak kalmayı becerin. Aksi takdirde “Geçmişte ne güzel aşıklardık” demek zorunda kalırsınız.

SERİ ALDATICI

İrem Derici kendisini aldatan sevgilisi Cem Belevi’yi arabanın torpido gözünde bıraktığı ikinci telefonla yakalamış. Düşünsenize, arabaya biniyorsunuz, bir şey almak için torpido gözünü açıyorsunuz, orada bugüne kadar hiç görmediğiniz bir telefonla karşılaşıyorsunuz. Doğal olarak “Bu da ne?” diyerek telefonu kurcalıyorsunuz ve aman tanrım o da ne? İhanetin bütün kanıtları orada duruyor.

Bu arkadaş, İrem Derici’ye bir kez daha yakalanmıştı hatırlarsanız. O yakalanmanın nasıl olduğunu bilmiyorum ama belli ki Cem Belevi aldatmayı alışkanlık haline getirmiş bir ‘seri aldatıcı’. Kimdir bu seri aldatıcılar? ‘Seri aldatıcı’ sürekli bir ilişkiden diğerine atlayan, partnerlerini hiçbir gerekçe olmadan aldatan, aldatmayı huy haline getiren ve hatta aldatmadan yaşayamayan kişi. Öldürmeden duramayan ‘seri katil’ gibi.

Adrenalin bağımlılarını bilirsiniz. Hani tehlikeli sporlar yapan, sabah denizin altına dalıp, öğleden sonra dağ tepe tırmanan tipler. İşte ‘seri aldatıcı’lar da aynı bu şekilde adrenalin bağımlısıdır. Onlar, adrenalini aldatma ile elde eder. Bu kişilerin ortak özelliği, karşılarındaki insanı elde etmek için her türlü yolu denemeleridir.

Önce sizi ilgi manyağı yaparlar. ‘Aşık’ rolünü iyi oynarlar. Ama emin olun size tüm bu numaraları yaparken aynı anda birkaç kişiye daha benzer şekilde davranmaktadırlar. Siz, kendini aşıkmış gibi gösteren bu insanın ilgisi karşısında yelkenlerinizi suya indirirken bunun bir tuzak olduğunun farkına bile varmazsınız.

Dillerindeki kelimeler hep aynıdır. “Sen çok farklısın, hayatımda senin gibi birini görmedim”, “Ben bunca yıl boşuna yaşamışım”, “İnan bana hiç kimse bana bu duyguları yaşatmadı” gibi... Ama hepsi yakalanır. Aldatmayı başarabildiklerini düşünürler de, durum öyle değildir aslında.

Egoları yüksektir, “Ben hata yapmam” derler. Oysa her temas iz bırakır ve bu iz mutlaka ortaya çıkar. Neyse, aslında bu ihanetin bu şekilde ortaya çıkması iyi olmuş. İrem Derici kurtulmuş yani. “Geçmiş olsun” diyelim.