Mehmet Coşkundeniz Sorunlu ilişkiyi anlama klavuzu
HABERİ PAYLAŞ

Sorunlu ilişkiyi anlama klavuzu

Haberin Devamı

Bir ilişkinin en sorunsuz geçen zamanı ilk 6, bilemediniz 8 aylık dönemdir.

Hormonların etkisiyle oluşan heyecanın kaybolmasının ardından küçücük şeyler büyütülmeye başlanır, tartışmalar, kavgalar birbirini kovalar.

Peki çiftler en çok neyi sorun ediyor?

Bugün problem olarak görülmeyen ama ileride büyük tartışmalara yol açabilecek davranışlar nelerdir?


İşte size bir kılavuz...

İLİŞKİ İKTİDAR GİBİDİR

İlişki dediğiniz, iktidar gibidir. Bir hükümet iktidara geldiği andan itibaren yıpranma sürecine girer. İlişkide de ilk 6-8 aylık dönemden sonra yıpranma süreci başlar.

Bu süreci durdurmak imkan dahilindedir. Yıpranma sürecinin en büyük göstergesi tartışmaların artması ve bu tartışmalar sırasında takınılan tavırlardır. Tartışmalar da aslında fikir ayrılıklarına ya da yaşam tarzlarının örtüşmemesine bağlıdır.

ANAHTAR KELİME ‘HOŞGÖRÜ’

Bu fikir ayrılıklarını ve yaşam tarzlarını hoşgörmek yerine, farklılığı derinleştirmek yapılan en büyük hatalardan biri. İğneleme, küçümseme, aşağılama, hor görme gibi davranışlar ilişki için geri dönülmez bir inişin habercisidir.

Sevgilinin söylediği sözleri alaycı bir şekilde karşılayıp ona “Hadi canım sen ne anlarsın?”, “Kendini bir şey mi sanıyorsun?”, “Sen zaten neyi becerdin ki bunu beceresin?” demek zaten bu ilişkinin gözden çıkarıldığını gösteren önemli bir etken.

BEDEN DİLİ ETKİSİ

Bu söyleme bir de beden dilini eklediğinizde, yani tartışma sırasında yüz ve el hareketleriyle umursamama, alaycı ifade takınma gibi durumlar işi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Çünkü aşağılanan taraf tekrar aşağılanacağını bildiğinden bir daha tartışmaya girmiyor, içine kapanıyor. Bu durumda sorunlar konuşulmadığı için üst üste biniyor.

SÖZCÜKLERİ SEÇİN

Bakın bu bir şikayet konusu olabilir. Taraflardan biri, diğerinin kendi ailesine davranışı konusunda memnun olmayabilir. Bunu söyleme tarzı “Sevgilim lütfen aileme karşı daha duyarlı ol çünkü ben kırılıyorum” şeklinde de olabilir, “Sen zaten benim ailemi hiç sevmiyorsun.

Varsa yoksa kendi ailen!” şeklinde de olabilir. İlkini söyleyebiliyorsanız, ilişkiniz yıpranmış dahi olsa yaşatılacak bir durumdadır. İkinciyi söylüyorsanız, “İlişkiniz bitmiş ama siz uzatmaları oynuyorsunuz” anlamına gelir.

AYRILIP BARIŞMALAR

Uzatmalar dedim de, bir ilişkinin sorunlu olup olmadığını anlamanın en etkili yolu da ayrılıp barışmalardır. “Tamam, ayrılalım” deyip bunu çevrenize duyurduktan sonra ertesi gün, ya da bilemediniz birkaç gün içinde tekrar barışıyorsanız ve bunu yapmayı artık adet haline getirmişseniz o ilişkiden hayır gelmez.

Ayrılık ‘değerli’ bir olgudur. Yani bir karardır ve her karar gibi onun da değeri vardır. Siz aldığınız kararı uygulamak yerine sürekli değiştirirseniz artık hiç kimseyi kendinize inandıramazsınız. Yani ayrılık değersizleşir, sizi de değersizleştirir.

GEÇMİŞİ KURCALAMAK

Sorunlu ilişkilerin bir diğer göstergesi de kişilerin geçmişlerinin kurcalanması ve bu geçmişlerin tartışmalarda gündeme getirilmesidir. Birlikte olduğunuz kişinin geçmişinde yaşadığı her şeyi olgunlukla kabul edemiyorsanız siz zaten herhangi bir ilişkiyi yürütebilecek durumda değilsiniz demektir.

Geçmişine saygı duyun ve asla bu konuları gündeme getirmeyin. Bir de unutmamanız gereken çok önemli bir şey var. İlişkide sorun yaşıyorsanız “Evlenince düzelir” demeyin sakın. Boşanan kadınların yüzde 63’ü “Evlenmeden önce eşimle sorunlarım vardı ama evlenince düzelir sanmıştım” diyor. Bu da kulağınıza küpe olsun!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder