Giriş
Dinlenmek, yılın yorgunluğunu atmak istiyorsunuz. Bu tatil size aynı zamanda aşkınızı tazeleme fırsatı da veriyor. İyi değerlendirirseniz geçmişe dönük tortulardan, geleceğe dair kaygılardan kurtulabilirsiniz. Peki bunu nasıl yapacaksınız?
1. Kalbe giden yol mideden geçer. Bu tatilde çiftçi pazarlarını, yemek festivallerini keşfedin. Hatta mümkünse bu tür etkinliklerden birinde birlikte yemek yapın. Ve özel restoranlarda baş başa yemek yiyin.
2. Birlikte pikniğe çıkın. Ama marketten hazır alacağınız şeylerle değil. Mutfağa girin, piknik sepetini birlikte hazırlayın, yemyeşil bir yer seçin ve keyfinize bakın.
3. Adrenalininizi artıracak etkinliklere katılın. Birlikte dalın, rafting yapın, dağa tırmanın. Aşkı besleyen en önemli unsur adrenalindir. Adrenalini harekete geçirirseniz, bunun faydasını göreceksiniz.
4. Bütçeniz el veriyorsa, bir tekne gezisi çok romantik olabilir. Masmavi denizin üzerinde, sarı sıcak yaz güneşiyle vücudunuzdaki tüm aşk hücrelerini harekete geçirmeniz mümkün.
5. Yazın teraslarda açılan restoranları, eğlence yerlerini ihmal etmeyin. Ay ışığının altında dans etmek size iyi gelir. Üstelik yaz demek, eğlence demek.
6. Spor etkinliklerini takip edin. Festival havasında geçen bir plaj voleybolu etkinliğini birlikte izleyebilirsiniz.
7. Kışın işten güçten, okuldan gitmeye vakit bulamadığınız müzeleri gezin. Hem ufkunuzu genişletin hem de birlikte bir şeyler öğrenmenin romantizmini yaşayın.
8. Konserler, yazlık sinemalar, müzik festivalleri. Bir konserde, şarkıcıya el ele eşlik etmekten daha güzel ne olabilir ki?
9. Birlikte bisiklet gezisine çıkın. Bisikletle keşfe çıkmanın ne kadar şahane bir şey olduğunu anlatmaya lüzum yok.
10. Deniz kıyısında bir otelde rezervasyon yaptırın. Kumlarda sere serpe yatın, yüzün, masaj yaptırın, kitap okuyun, baş başa olmanın tadını çıkarın.
İSTER AŞK TAZELEYİN İSTER ARININ GELİN
“Nereye gidelim de aşk tazeleyelim?” diye soranlara bir önerim olacak. Milas’ın Kaplankaya bölgesinde yer alan Six Senses Hotel’de üç gün geçirdim. Çoluk çocuk gittik. Kaplankaya bölgesini ilk kez tanıdım. Bodrum’un tam karşısında, tekneyle 20 dakika mesafede.
Devasa bir arazide, otel ve rezidans olarak işletiliyor. En büyük özelliği, neredeyse her şeyin organik olması. Koca tesiste plastik şişede su yok. Sebzeleri ya kendileri üretiyor ya da çevre köylerden alıyorlar. ‘Sıfır atık’ felsefesiyle hareket ediyorlar. Organik atıklar bölgedeki hayvanlara veriliyor. Tesisin içinde kullanılan otomobiller elektrikli.
Ama işin en güzel yanı, 3 adet müthiş koya sahip olmaları. Bir koyda sevgilinizle sessizce güneşlenebilirsiniz. Çocuklarınız varsa diğer koyda onları eğlenmeye bırakıp siz denizin tadını çıkarabilirsiniz. ‘Beach’ olarak dizayn edilmiş son koyda da hem leziz yemeklerin tadına bakabilir hem de su sporları yapabilirsiniz.
Duyduğuma göre, tesisteki rezidanslardan ünlüler de satın almış. Birkaç isim verdiler ama söz verdiğim için yazamıyorum. “Peki neden ünlüler burayı tercih ediyor?” diye sorduğumda, “Burası göz önünde bir yer değil. Rahatça tatillerini yapabiliyorlar” cevabını aldım.
Sonuç olarak, çift olarak geldiğinizde geçireceğiniz kaliteli vakitle aşkınızı tazeleyebilirsiniz. Yalnız olarak gelirseniz de tam bir arınma tatili yapabilirsiniz. Yogaya katılabilir, yemek atölyelerinde yepyeni şeyler öğrenebilir, hatta kendi banyo yağınızı yapabilirsiniz.
