“Bizim ilişkimizde hiç yalan yok” diyebilir misiniz? Birbirinize her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatabiliyor musunuz? Bu sorulara yanıtınız “Evet” ise şu an zaten bir yalan söylemiş durumdasınız. Kabul edelim ki; siz de, sevgiliniz de zaman zaman ‘küçük beyaz yalanlar’a başvuruyorsunuz. Canınız sıkkın olduğunda sevgilinizin “Neyin var?” sorusuna “Yok bir şeyim” diye cevap vermediniz mi hiç? Tamam işte, kendi yalan hanenize bir çentik atabilirsiniz. Bu cevapta çok da önemli bir şey yok. Ancak diyelim ki, önceki akşam yolda eski sevgilinizle karşılaştınız, oturup bir kahve içtiniz sonra da eve döndünüz. Sevgilinize de “Yolda liseden/üniversiteden eski bir arkadaşla karşılaştım, kahve içtik” dediniz. Teknik olarak yalan söylemediniz değil mi? Ama sakladığınız ‘eski sevgili’ ayrıntısı ‘yalan söylemeden söylenen yalan’ kategorisine girer. Peki bu tür yalanlara neden başvururuz?
1-ÇATIŞMA KORKUSU
Kimse şiddetli bir tartışma veya sonu üzüntüyle bitecek bir yüzleşmeden hoşlanmaz. Bunu yapmak yerine kendi masum, “Ne var canım alt tarafı bir kahve içtik” bahanenize sığınmayı yeğlersiniz. Çünkü zaten o eski sevgiliyi bir daha görmeyeceksinizdir. Böylece ilişkideki ‘güvenli alan’ınız zedelenmez.
2-UTANÇ VE SUÇLULUK
Her ne kadar bahaneniz size göre ‘masum’ olsa da, aslında içten içe utanç ve suçluluk duygusu içindesinizdir. Çünkü sevgiliniz aynı şeyi size yapsa göstereceğiniz tepkinin ne olduğunu biliyorsunuz. Bu ‘küçük’ ayrıntıyı söylerseniz sevgilinizin size güveni azalacak ve bunun sorumlusu da siz olacaksınız.
3-TERK EDİLME KORKUSU
Hayatınızdaki küçük bir ayrıntı, sevgilinizin sizi artık farklı biri olarak görmesine neden olabilir. Belki de bütün ilişkinizi bambaşka bir duruma sokabilir. İşte bu noktada terk edilme korkusu devreye girer. Bu korku, ‘mutlak dürüstlüğü’ bir kenara atmanıza neden olabilir.
4-KORUNMA DÜRTÜSÜ
Tamamen açık olmak, insana kendisini savunmasız hissettirebilir. Örneğin bir önceki ilişkinizde yaptığınız aptalca davranışları sevgiline anlattığınızda kendinizi ‘çıplak’ hissedebilirsiniz. Onun nasıl tepki vereceğini bilmediğiniz için de koruma moduna geçip şeffaflık yerine güvenli olmayı seçersiniz.
5-KORUMA ÇABASI
Kendinizi olduğu kadar sevgilinizi de korumak isteyebilirsiniz. Onu incitmemek, gününü berbat etmemek için bazı ayrıntıları atlamayı tercih edebilirsiniz. Evet iyi niyetli bir yaklaşım olabilir ama bu saklama tarzı bencilce de olabilir. Belki de kendi rahatsız duygularınızdan kaçıyorsunuzdur.
6-KONTROLÜ KAYBETMEMEK
Herhangi bir durumu, bir olayı kendi istediğiniz şekilde paylaşırsanız kontrolü elinizde tutmayı amaçlarsınız. O paylaştığınız kısımla ilgili gelecek sorulara, verilecek tepkilere hazırsınızdır. Ancak fazlasını paylaşmanız durumunda işler çığrından çıkabilir. Öngörülemez bu durumla da başa çıkamayabilirsiniz.
7-SORUMLULUKTAN KAÇMAK
Söylemediğiniz şeyin sorumluluğunu da taşımazsınız. Sanki hiç olmamış gibi davranabilirsiniz. Gerçeği söylediğinizde ortaya çıkacak sonuçlarla yüzleşmek durumunda da kalmazsınız. Ancak bu durum sakladığınız şeyin ortaya çıkmasına kadar geçerli. Söylemediğiniz o ayrıntı sonradan ortaya çıktığında karşılaşacağınız durum çok daha kötüdür.
8-SOSYAL İLETİŞİMSİZLİK
Herkes kendini açık ve net bir şekilde ifade etmeyi bilmez. Bazı insanlar rahatsız edici gerçekleri ifade etmekte zorlanır. Bu nedenle tam olarak gerçeği söylemek isteseler de yapamayabilirler. İlk anda bu durum da ‘masum’ olarak görünebilir. Ama ilişkiler dünyasında sosyal iletişim becerinizi geliştiremezseniz, hep üzülürsünüz.
9-SAKLAMA ALIŞKANLIĞI
İnsanın geçmişinden gelen alışkanlıkları bugünkü hayatına etki edebilir. Dürüst davrandığı için çocukluğunda cezalandırılan, okulda arkadaşları tarafından yalnız bırakılan, iş hayatında bu nedenle terfi alamayan kişiler çıplak gerçekleri saklama dürtüsü edinir. Çünkü artık bu dürüstlük nedeniyle zarar görmek istemiyordur.
10-KENDİNİ ALDATMA
Bazen insan kendine de ‘yalan söylemeden yalan söyler.’ Gerçeklerden kaçınmanın en kolay yoludur. Çünkü gerçekle yüzleşmek insanın kendisinde eksik gördüğü bir noktayla karşı karşıya gelmesini, değişmesini ya da kabul etmeye hazır olmadığı bir şeyi itiraf etmesini zorlar. Buna hazır değilse de kendini aldatabilir.