Giriş
Tam da ‘Sevgililer Günü’ arifesinde, Türkiye İstatistik Kurumu’nun ülkede yalnız yaşayanlarla ilgili verileri açıklandı. Türkiye’de 5 milyon 321 bin 540 kişi tek başına yaşıyor. Boşanıp da çocuklarıyla birlikte yaşayan yetişkinlerin sayısı ise yaklaşık 1 milyon 200 bin. Böylece 6.5 milyondan fazla insan ya bilinçli olarak ya da zorunluluktan yalnız yaşamayı tercih etmiş. Elbette bunların arasında eğitim ya da iş nedeniyle geçici olarak şehir değiştirmiş bireyler var. Ama eskiden, eşleri ölmüş yaşlılarda gördüğümüz yalnız yaşama şekli, artık bir tercih olmuş durumda. Tabii, bir evde yalnız yaşıyor olmaları, hayatlarında kimsenin olmadığı anlamına gelmiyor. Ama elimizde buna ilişkin bir istatistik yok. Yalnızlığın iyi bir şey olduğunu iddia edemem. Bu konuda çok sayıda bilimsel araştırma var. İnsanın ömrünü kısaltıyor, o kesin. Ancak yalnızlığı tercih edenlerin hepsinin de sosyal açıdan izole olduklarını iddia edemeyiz. Hatta biliyoruz ki yalnızlar, evlilerden daha sosyal bir hayat yaşayabiliyor. Yani yalnız olmanın güzel yanları da var. 10 tanesini sıralıyorum.
1- AŞK ACISI ÇEKMEZSİN
Sevgilin yoksa, ilişkin de yok. İlişkin yoksa, terk edilme, aldatılma ihtimalin de yok. Bu durumda aşk acısı çekme, günlerce gözyaşı dökme, sürünüp depresyona girme şansın da yok. Bundan daha güzel ne olabilir?
2- HESAP VERMEZSİN
“Şuraya gittim, buradan dönüyorum, şunlarla olacağım” demek ne kadar yorucuydu değil mi? Yetişkin olmuşuz ama hala birilerine hesap veriyoruz. Bak şimdi yalnızsın ve kimseye hesap vermek zorunda değilsin. İstediğin yere, istediğin kişilerle git ve istediğin zaman dön.
3- ÇOK EĞLENİRSİN
Eğlencenin dibine vurma zamanıdır. Üstelik dilediğin yere dilediğin gibi gitme özgürlüğün de cabası. Sırf o seviyor diye sevmediğin şarkıcıların konserine gittiğin günleri hatırlasana? Arabesk mi seviyorsun, vur sazın teline. Rock mı istiyorsun, patlat kolonları.
4- FLÖRT EDERSİN
İşyerinde sana sürekli bakan yakışıklı, gittiğin barda epeydir gözüne kestirdiğin kadın bir adımını bekliyor. Veya tesadüfen karşılaştığın birini kahve içmeye davet etme şansın da var. Yalnızlığın en büyük keyfi, dilediğinle çıkabilme özgürlüğü.
5- ÖZEL GÜN DAYATMASI
YOK Sevgililer Günü, tanışma yıldönümü, doğum günü, anneler günü, babalar günü, kadınlar günü... Say say bitmiyor. Bir ilişkin varken bunların hepsini hatırlamak zorundaydın. Birini unutursan yanarsın. Ama yalnızken bunların hiçbiriyle ilgilenmek zorunda değilsin.
6- BOL BOL PARTİLERSİN
Sevgilin varken evine herkesi çağıramıyordun değil mi? Öncelikle ona danışman gerekiyordu, çünkü o müsait değilse sen hiçbir zaman olamazdın. Şimdi parti zamanı. Çağır arkadaşlarını, dağıt evi, oyunlar oyna, dans et, yemek yap. Aman canım merak etme, toplarsın evini.
7- TATİLLERE GİDERSİN
Canın nereye tatile gitmek istiyorsa oraya gitme şansın var artık. Çantanı sırtına takıp otostopla da dolaşabilirsin, 5 yıldızlı bir tesisin en faça odasını da ayırtabilirsin. Kimsenin olmadığı bir yerde kamp kurabilirin, hipster gibi takılabilirsin. Karışanın yok nasılsa.
8-İSTEDİĞİNİ YAPARSIN
Canın ne istiyorsa onu yap, evinde film izle, ayaklarını uzat, kitap oku, ister kanapede yat, ister yatağında, tatil günleri istediğin zaman yataktan kalk, banyodan çıkıp ıslak yere bas falan... O varken yapamadığın her şey yani...
9- SOSYAL MEDYADA OYNAŞMA
Telefonunu kontrol eden, “Kimle yazışıyorsun” diye soran yok ya... Daha ne istiyorsun? Whatsapp’tı, Instagram’dı, Twitter’dı, Facebook’tu ne kadar iletişim kanalı varsa hepsini kullan. Tatlı tatlı mesajlaş, fingirdeş. Randevulaş, buluş, beğenmediysen başkasıyla buluş.
10- PLAN YAPMAZSIN
Günlerini kimseye bağımlı olmadan planlayabilmenin ne kadar büyük bir lüks olduğunu, 10 yıllık evli teyzene, dayına, ablana sor istersen. Hatta planlama, boş ver. Hayatın akışına bırak kendini. Bir tek kendinle ilgilen, kendini mutlu et, kendin için yaşa. Sorumsuzluk dünyanın en güzel şeyi.
