Giriş
İki yıldır üzerine çalıştığım kitabım ‘Denizden’ geçtiğimiz çarşamba günü raflarda yerini aldı. Kitap hazırlama süreci, ben ve ekibim için hayli yoğun geçti. Bu hem kendime hem de okurlara olan saygımdan, özellikle gastronomi alanına ve ülkemize yapacağı katkı nedeniyle çok değer verdiğim, önemsediğim bir süreçti.
‘Denizden’ kitabım; içeriğinde yer alan 84 niş tarifle öne çıktığı kadar, gelecekte masamızda yer almayacak ve nesli tükenecek balıkların da iade-i itibarını sağlasın diliyorum. “Neden iade-i itibar?” derseniz, size haftada kaç kez balık tükettiğinizi, ülkemizdeki balık çeşitliliği konusunda ne kadar bilgili olduğunuzu sormak isterim. Gerçekten de balık tüketimimiz azaldı.
Evde balık yapmak külfet halini aldı. Oysa bir menemen yapmak kadar kolaydır balık yapmak. Doğru pişirme tekniğiyle o çok şikayet ettiğimiz balık kokusunu engellemek mümkün.
DİKKAT! TEHLİKE ÇOK YAKINDA
Kitap çekimlerimiz nedeniyle gittiğimiz Cunda’da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde yaptığımız ve Cunda’nın tarihi yapısını büyük emekle turizme kazandıran İsmail Polat’ın şahane mekanı Despot Evi’nde şahane bir tadımla başlayan “Denizden” kitabımın tanıtımı çok önemli bir noktanın altını çizmemize fırsat tanıdı. Dostlarım, bundan 50 sene sonra belki de sofralarımızda bugün bildiğimiz balıklar artık olmayacak.
Doğaya ve nesillerin devamına saygı duymak ancak farkındalığımızın artmasıyla mümkün. Zamanında avlanmak kadar, tüketim zincirinin her halkası olan bireye de büyük sorumluluk düşüyor. Zamansız avlanmış bir balığa tepki verin, konunun takipçisi olmayı sadece devletten beklemeyin.
Can Dostum Somer Sivrioğlu da bu konuda herkesi uyardı, “Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, sahil şeridinde yer alan kumsal işletmelerinde, plajlarda hâlâ lahmacun fiyatlarını konuşuyoruz. Bu kadar zengin balık coğrafyasında tüketimin balığa kaymasını sağlayacak yaklaşımlar neden üretmiyoruz?” dedi. Kendisine yüzde 100 katılıyorum. Geleceğimiz; balığa, deniz mahsullerine verdiğimiz değerle şekillenecek.
GÖMEÇ ARTIK BİR İLÇEDEN FAZLASI
84 çok özel tarifin yanı sıra, kitapta sizi şaşırtacak şeylerden biri de yemeklerimize ilçe isimleri verilmesi. Gömeç için hazırladığımız tarif, balık ve etin bir araya geldiği surf&turf için bir inovasyon olduğu kadar, ilçelerin gastronomi bağları ile fark edilmelerini sağlayacak. Bu nedenle pek çok ilçeyi anımsayacağımız, ürün ile bağ kurmamızı sağlayacak tanımlamalar, isimlendirmeler yaptık. Buradan hepsini anlatmayacağım. Sürprizi kaçmasın.
SANAT VE GASTRONOMİ
Yaptığımız iş sadece ürünle, üretimle ya da sunumla ilgili değil. Yaptığımız iş kalbimizle ve sizin kalplerinizle kurduğumuz bağla ilintili. Gastronomi; içinde sanat içerir ve içermelidir. Beş duyunuzun doyurulmadığı, üreten şefin tutkuyla yapmadığı hiçbir yemek başarılı olamaz. Biz de kitapta ‘Denizden’ gelen mutluluk duygusunu size hissettirmek için çok özel bir sulu boya çalışması yaptırdık.
Hissettiklerimizi hissedin, balıkçının izinden ürünün nasıl sofralara geldiğini fark edin diye sabah 04.00’da teknelerle açıldık. Denizkestanesi için verilen emeğe şahit olduk. Denizi, balıkçının çatlak ellerini yüreklerimizde hissettik. Siz de bizimle olun diye tüm bunları kayıt altına aldık ve kısa bir film hazırladık. Kitabımın ilk sayfasında yer alan QR kodunu okutarak filmi izleyebilir, bizim yolculuğumuza ortak olabilirsiniz.
DEVLETLER ARASI BAĞLAR GASTRONOMİYLE GÜÇLENİR!
Alfa yayınlarından çıkan ‘Denizden’ kitabım, umarım sadece bu topraklarda değil, dünyada yer bulur ve ülkemiz coğrafyasının zenginliği, gastronominin kuracağı bağ ile devletlerin yakınlaşması, sulh ve birçok değer paylaşımı için aracı olur.
TEŞEKKÜRLER
Ekip çalışması ile şahane bir işe imza attık. Bu vesileyle Alfa Yayınları sahibi Vedat Bayrak’a, kitabın yemek fotoğraflarını çeken dünyanın en prestijli yemek kitapları ödüllerinden Gourmand Cookbook’ta Türkiye’nin en iyi yemek kitabı fotoğrafları ödülünü alan Hande Göksan’a, Proje koordinatörü İntersis Ajans Demet Aydın’a, tasarımlar için İcraat Ofisi Emre Uysal ve Resul Atabey’e, tüm video çalışmalarımız için Fikir Boyoz, Anıl Yülek, Erdem Eryılmaz ve Ogün Soydemir’e, organizasyon süslemelerimiz için Serdar Özen’e birlikte uzun saatler çalıştığımız değerli editörüm Serdil Çelikkol’a; tüm süreç boyunca benimle olan özenle çalışan şeflerimiz; Onur Kutluca, Ekrem Çağatay, Oğulcan Irmaklı, Ömer Özlük, Utkan Taha Yalçınkaya’ya, asistanım Damla Ercan’a ve tüm MYK Gastro Arena ekibine yürekten teşekkür ederim.
Kitap tanıtım gününde ZEN performansıyla bizi yalnız bırakmayan, dünyaca ünlü portre dokuma sanatçımız Fırat Neziroğlu’na da bu vesileyle teşekkürü borç bilirim.
