Melis Apaydın İde Erken tanı konmadığı için gözlerini kaybetti, kendini diyabetli çocuklara adadı
HABERİ PAYLAŞ

Erken tanı konmadığı için gözlerini kaybetti, kendini diyabetli çocuklara adadı

Diyabet, hayatına henüz 12 yaşındayken girdi. Çok su içme, sık sık idrara çıkma, çok yemek yeme, aşırı zayıflama şikayetleri ile doktora gitti. Kan şekeri yüksek çıkınca 10 gün hastanede yattı. İnsülin tedavisi başlandı. Ne yazık ki tanı için geç kalınmıştı. Yıllar sonra sağ gözünü kaybetti. Çocuk yaşlarda hayatına giren diyabet, onun kariyerini de etkiledi. 10 yıl boyunca bir insülin firmasında çalıştı. Diyabete dair ne varsa her şeyi araştırdı, öğrendi. Tanıştığı diyabetlilerin, çaresizliğini görünce onlara yardım etmeye karar verdi. Diyabet hemşiresi arkadaşıyla birlikte Ege Diyabetliler Derneği’ni kurdu. Şimdi bu dernek aracılığıyla diyabetli çocuklara ücretsiz “koç”luk hizmeti veriyor. 10 yılda binin üzerinde çocuğun hayatına dokunan Ege Diyabetliler Derneği Başkanı Gamze Bakkallar ile “diyabet koçluğu”nu, insanların diyabet konusunda bilinçlenmesi için verdiği mücadeleyi konuştuk.

Haberin Devamı

10 GÜN HASTANEDE YATTIM

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1976 İzmir doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İşletme mezunuyum. 33 yıllık Tip 1 diyabetliyim. 1989 Mart ayında 12 yaşındayken Tip 1 Diyabet tanısı aldım. Ailem, çok su içme, sık sık idrara çıkma, çok yemek yeme, aşırı zayıflama şikayetleri ile beni doktora götürdü. Yapılan tahlillerde kan şekerim yüksek çıktığı için 10 gün boyunca hastanede yattım.

İnsülin tedavisi başlandı, diyabete özel beslenme ve egzersiz programı planlandı. Ne yazık ki erken tanı konamaması ve doğru beslenmeme nedeniyle sağ gözümü kaybettim. Sol gözümde de yüzde 50 oranında görme kaybı var. 2014 yılında engelim nedeniyle emekli oldum. Diyabet tanısı almadan önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basketbol Spor Takımı’nda minikler grubunda oynuyordum. Spor yapmaktan, bisiklete binmekten, bu hayatı dolu dolu yaşamaktan hiçbir zaman vazgeçmedim.

Erken tanı konmadığı için gözlerini kaybetti, kendini diyabetli çocuklara adadı

YAŞAM BOYU DESTEKLEMEK İÇİN DERNEK KURDUK

Dernek çalışmalarınız nasıl başladı?

2005’te bir insülin firmasında çalışmaya başladım. Hem Tip 1 Diyabetli olmam sebebiyle hem de işim gereği diyabete dair pek çok eğitim aldım. Diyabet tedavisi bir ekip işidir. Bu ekipte, diyabetli birey ve ailesi, doktor, diyabet eğitim hemşiresi, beslenme uzmanı, psikolog, eczacı yer almaktadır. Diyabet tedavisinin birinci basamağı, diyabetli birey ve ailesinin diyabetle yaşam konusunda iyi bir eğitim almasıdır.

Haberin Devamı

Tip 1 Diyabetli birey, tanı aldığı zaman ilk olarak diyabet hemşiresinden, insülin yapmayı, kan şekeri ölçüm cihazını kullanmayı ve şeker ölçmeyi, hipoglisemiyi tedavi etmeyi (kan şekeri düşüklüğü), hiperglisemiye (yüksek kan şekeri) müdahale etmeyi ve diyabete dair daha birçok konuyu öğrenir. Diyabetle sağlıklı yaşam, hayat boyu süren bir durumdur.

Bu noktadan hareketle, diyabet eğitim hemşiresi arkadaşım Mine Uymaz ile birlikte bu bireyleri ve ailelerini yaşam boyu desteklemek için 2010’da Ege Diyabetliler Derneği’ni kurduk. Diyabete dikkat çekmek amacıyla her yıl yeni hedefler belirleyip birçok proje gerçekleştirdik.

KOÇLUK YAPIYORUM

Diyabet koçluğu nedir? Bunun için ne gibi eğitimler aldınız?

Diyabet koçu, diyabetli birey ve ailesi ile onların hayatlarını paylaşan, onlara rol model olan, diyabetle sağlıklı yaşam konusunda hedeflere ulaşmasını sağlayan ve motive eden kişidir. Bireyin tedavisine müdahale etmez. Özel bir kurumdan 2 buçuk ay süren koçluk ile ilgili sertifikalı eğitim aldım. Çalışma hayatım boyunca diyabetle ilgili pek çok eğitime katıldım (sempozyum, kongre ve seminerler). Diyabetli birey ve dernek başkanı olarak bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyorum.

Haberin Devamı

Erken tanı konmadığı için gözlerini kaybetti, kendini diyabetli çocuklara adadı

BENİM DURUMUMA DÜŞMEMELERİ İÇİN ÇALIŞIYORUM

Bu yola kendinizi adamanızın, gönüllü koçluk yapmanızın nedeni ne?

Diyabetli çocukların benim durumuma düşmemesi için koçluk yapmaya başladım. Yurt dışında rağbet gören ama Türkiye’de olmayan bir kavramdı diyabet koçluğu. Bize başvuran çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunları biliyorum. Diyabeti kabullenmelerinde, hastalıkla yaşamalarını sağlama konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. Danışanı dinliyorum, sorunlarını birlikte çözüyoruz.

BİNİN ÜZERİNDE KİŞİNİN HAYATINA DOKUNDUM

Pek çok diyabetli birey ve ailesine gönüllü koçluk yapıyorsunuz. Bir rakam vermek mümkün mü? Bugüne kadar kaç kişinin hayatına dokundunuz?

Rakam vermem gerekirse 10 yıl boyunca bireysel olarak 1000’i aşkın kişiye koçluk hizmeti vermişimdir.

1 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA VE AİLESİNE KOÇLUK YAPTIM

İçlerinde sizi en çok etkileyen öyküler hangileriydi?

10 yıl kadar önceydi. 1 yaşında bir diyabetli ile yollarım kesişti. Ailesi büyük bir felaket yaşamış gibiydi. Ne yazık ki beni dinlemiyorlardı. Babasının kurduğu bir cümle beni dehşete düşürmüştü. “Çocuğumun diyabetli olması cinsel yaşamını etkiler mi?” diye sormuştu. Durum hakkında bu kadar bilgisizdi. 1 ay boyunca aileye her gün eğitim verdim, koçluk yaptım.

Diyabeti anlattım. Sorunları birlikte aştık. Bu aile ile hala görüşüyoruz. Çocuğumuz genç bir delikanlı oldu. Bir de 13-14 yaşlarında bir diyabetli çocuğumuz vardı. Ne yazık ki diyabetli olduğu için okula gitmek istemiyordu. Diğer çocuklarla aynı olmadığı için çok üzülüyordu. Kendim aynı süreçleri yaşadığım için empati yapabiliyorum. Onunla konuşup kendimden örnek verdim. Tüm sorunları birlikte aştık.

Erken tanı konmadığı için gözlerini kaybetti, kendini diyabetli çocuklara adadı

HAYATIMIN FİLM OLMASINI HAYAL EDİYORUM

Bundan sonrasıyla ilgili hedefleriniz neler?

Diyabetle ilgili Türkiye’deki derneklerin federasyon olarak bir çatı altında toplanması için gayret sarf ediyorum. Böylece bu bireylerin sesini daha güçlü bir şekilde duyurmak, haklarını korumak ve geliştirmek istiyorum. 2018 yılında adını “Mavi Gölgem” koyduğum Tip 1 Diyabetli yaşam hikayemi yazdım. İzmir Haldun Dormen Sahne Tozu Tiyatrosu oyuncuları tarafından 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde sahnelendi. Hayatımın en anlamlı günlerinden biriydi. Hayalim, yaşam öykümün uzun metraj bir film haline gelmesi.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder