Melis Apaydın İde Görme engelli sanatçı Cem Cansız'dan örnek proje! Kadın sanatçılar, kadına şiddete tepki göstermek için albümde buluştu
HABERİ PAYLAŞ

Görme engelli sanatçı Cem Cansız'dan örnek proje! Kadın sanatçılar, kadına şiddete tepki göstermek için albümde buluştu

Görme engelli olarak geldiği dünyada en büyük dayanağı bağlaması oldu. Engeli sokakta arkadaşlarıyla oynamasına mani olunca, bağlamasına sıkı sıkı sarıldı. Bu tutku onun geleceğine ışık tuttu. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvar sınavını kazandı. Hayalindeki albümü çıkardı. Pandemi döneminde de boş durmayan görme engelli sanatçı Cem Cansız, 10 kadın sanatçıyı bir araya gelip şiddete karşı 10 türkü söylediği bir projeye imza attı. Dijital platformlarda müzikseverlerin beğenisine sunulan “Sarı Zamanların Demli Türküleri” isimli albümden elde edilecek tüm gelirin kadın derneklerine bağışlanacağını söyleyen Cem Cansız ile hem yaşam öyküsünü hem de kadına şiddete dikkat çekmek için hazırladığı albümü konuştuk.

Haberin Devamı

Görme engelli sanatçı Cem Cansızdan örnek proje Kadın sanatçılar, kadına şiddete tepki göstermek için albümde buluştu

ZORLU 6 YIL YAŞADIM

Sizi tanıyabilir miyiz Cem bey?

1978 yılında şu an bulunmaktan son derece memnun olduğum İzmir’de dünyaya geldim. Görme engelli olmam, eğitim hayatımın Bornova Aşık Veysel İlköğretim Okulu’nda başlamasını gerektirdi. Devlet parasız yatılı sınavını kazandım. Ortaokul ve lise eğitimimi tamamlayabilmek için İzmir Karabağlar Cumhuriyet Lisesi’nde zorlu bir 6 yıl geçirdim. Müzik aşkı bu süreçte de içimde büyüyerek devam etti.

İlkokulda olduğu gibi orta ve lise eğitimim esnasında da müzik faaliyetlerim aralıksız sürdü. Türkülerle tanışmam ve türkülere sevdalanmam yine ailem sayesinde oldu. Evimizde kahvaltıda başlayıp gün bitimine kadar geçen sürede sürekli Musa Eroğlu, Muhlis Akarsu, Ruhi Su, Sebahat Akkiraz gibi sanatçılar dinlenirdi. Dolayısıyla mayam da onlarla yoğuruldu desem eksik olmaz.

SOKAKTA OYNAYAMADIĞIM İÇİN BAĞLAMAYLA ZAMAN GEÇİRİYORDUM

Müzik tutkunuz nasıl başladı?

Müzik tutkusunu ailem aşıladı diyebilirim. Babamın biraz bağlama çalıyor olması, henüz 7 yaşındayken müziğe tutkuyla bağlanmam için önemli bir nedendi. Evde bir bağlama vardı. Görme engelli olduğum için sokakta arkadaşlarımla her oyuna senkronize olamıyordum. Bu yüzden bağlamayla uzun zamanlar geçiriyordum. Engelim o günlerde farkına varamadığım bir fırsat yarattı.

Haberin Devamı

Ben de bu fırsatı iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Bugün tüm duygularımı bağlamamla ifade edebiliyorum. Yatılı okuldaki müzik öğretmenim Kazım Bozkurt, benim müziğe ve bağlamaya olan eğilimimi keşfetmiş olsa gerek, beden eğitimi derslerinden beni alır, elime bir bağlama tutuşturur onunla zaman geçirmemi sağlardı. Beden eğitimi derslerinden mahrum kalmak 7 yaşındaki bir çocuk için sıkıcıydı belki ama bu gün müzik öğretmenimin benim için ne güzel şeyler düşündüğünü çok iyi anlıyorum.

KONSERVATUVAR SINAVINI KAZANDIM

Konservatuvara gitmeye nasıl karar verdiniz?

Üzerimde emeği olanların yüzlerini kara çıkarmayarak 1993 yılında, ulusal bir gazetenin Ege bölgesinde başlatmış olduğu ses yarışmasında, 1998 yılında TRT’nin Türk Halk Müziği ses yarışmasında Türkiye birinciliği ödüllerini kazandım. Elde ettiğim bu başarılar özgüvenimi artırıyor, hedeflerimin büyümesi için yoluma ışık tutuyordu.

1998’de İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvar sınavını kazandım. Kampüse ulaşmamın bu gün sağlanan şartlardan çok uzak olduğunu söyleyebilirim. Sabah 8 buçukta okulda olabilmek için 5 buçukta evden çıkıyor, 3 otobüs değiştirerek okula ulaşabiliyordum.

Haberin Devamı

HAYALİM ALBÜM ÇIKARMAKTI

En büyük hayaliniz neydi?

O günlerde hedeflerimin başında bir müzik albümü yapabilmek vardı. İstanbul’da albüm çalışmalarına yönelik birkaç girişimim olduysa da bu hedefime İzmir’e döndükten çok uzun süre sonra ulaşabildim. 2014’te 6’sı bana ait toplam 12 eserin yer aldığı “Aşkın Söylettikleri” adlı ilk albüm çalışmamla dinleyicilerimle buluştum. Salgın sürecinde dinleyicilerimizle buluşamadık. Onların alkışları, destekleri bizim yaşamımızın vazgeçilmezlerinin başında geliyormuş bu süreçte bunu çok iyi anladım. Aktif olarak sahnelerde olamasak da stüdyoda çalışmalarımıza ara vermeden devam ettik.

GELİRİ BAĞIŞLANACAK

10 kadın sanatçıyı “kadınlar” için buluşturduğunuz “Sarı Zamanların Demli Türküleri” projesinden bahseder misiniz?

Ben kadınların seslerinin daha çok mecradan duyulmasıyla dünyanın huzurunun artacağına inanıyorum. Bu projeyle hem geleneksel türkülerden oluşan kültürel mirasımızın gelecek nesillere taşınmasını, hem de bu türkülerin yalnızca kadın sanatçılar tarafından seslendirilerek kadınlara güç vermesini istedim. Albümde 10 kadın sanatçı 10 türkü seslendirdi. Aranjör arkadaşım Özgün Düzgün ve sanatçı arkadaşlarım Canan Çağlı, Gül Emekçi, Nazlı Saraç Orak, Nesrin Yüncü, Nurşah Acun, Senem Ersin Genç, Özge Öz, Öznur Korkmaz, Vildan Turan Akıncı, Yasemin Çandır proje için gönüllü olarak çalıştı.

Bu proje bir ticari proje olamazdı, o zaman anlamını ve önemini de yitirmiş olurdu. Kadınların yaşam standartlarının yükselmesine katkı sağlamayı ilke edinmiş tüm derneklere, sivil toplum örgütlerine çağrı yapmak isterim. Bizimle irtibata geçebilirlerse dijital platformlardan dinlenebilen albümün gelirinin tamamını bağışlayacağız. Bir sonraki hedefim bu çalışmayı seriler halinde devam ettirip daha fazla kadın sanatçı arkadaşımın sesine ses olmak.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder