Giriş
İzmir’de üç bulvar ve on yolun kesiştiği, her gün yüzlerce insanın önünden geçtiği bir noktada, yıllardır metruk halde bekleyen İzmir’in kaloriferli ve banyolu ilk oteli “Atlas Oteli” eski görkemli günlerine geri döndü. Aslına uygun restore edilip müze otel haline getirilen yapının işletmesi, Kaya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya tarafından, İzmir’in duayen turizmcileri Muzaffer Tağıl ve eşi Bircan Tağıl’a verildi. İşini aşkla yapan Bircan Tağıl, o günden beri eve gitmeyip otelde yaşadığını söyledi. Sabah beş buçukta işinin başına geçip, mutfaktan çamaşırhaneye kadar her alanda çalışan Bircan hanımla, başarılı kariyerini ve aşık olduğu Atlas Oteli’nin hikayesini konuştuk.
AYNI PATRONLA TAM 31 YIL ÇALIŞTIM
İzmir’de “turizm” denilince ilk akla gelen isimlerden birisiniz. Bu yolculuk ne zaman başladı?
Aslında çok eskilere dayanıyor. 1987’de İzmir’de turizm ödülünü alan ilk ve tek kadınım. 1983’te Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm Bölümü’nden mezun oldum. Efes Oteli’nin ilk uygulama öğrencilerinden biri bendim. Stajdan sonra işe alındım. Başladığım yerden 31 yıl sonra ayrıldım. Aynı patronla tam 31 yıl çalıştım. Çünkü yaptığım işten çok memnundum. Turizm için, çalıştığım tesis için bir şey yapmak benim olmazsa olmazımdı.
Sonrasında bir otelin genel müdürlüğü görevini üstlendim. Bu tecrübe de benim için çok kıymetliydi. Kendimi her anlamda geliştirmek için çaba gösterdim. 5 yıl önce daha çok seyahat edebilmek, görmek istediğim yerleri görebilmek için, kızımla birlikte kendi seyahat acentemizi açtık. Sevdiği işi yaşam biçimi haline getiren şanslı insanlardan biriyim.
TÜM AİLE TURİZMCİYİZ
Turizmcilik sizde aile mesleği haline geldi değil mi?
Aynen öyle. Eşim Muzaffer Tağıl ile aynı sektörde birlikte çalışırken tanıştık. Kızımız ve oğlumuz da bizim gibi turizm istedi. Kızım Sezin Tağıl, 5 yıl üst üste Amerika’ya gitti. Amerikan otel zincirlerinde çalıştı. Büyük tecrübeler edindi. Yurt dışından çok teklifler aldı ama bizimle birlikte yola devam etmeye karar verdi. Oğlum Sezgin Tağıl da bizimle birlikte çalışıyor. Kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Tüm aile bir arada olmak benim için çok kıymetli.
BURASI BANA BİR HEDİYE
İzmir’in ilk oteli Atlas Oteli ile yollarınız nasıl kesişti?
Bu önemli tarihi mirası günümüze taşıma görevini nasıl üstlendiniz? Atlas Oteli’nin sahibi, az önce bahsettiğim 31 yıl boyunca birlikte çalıştığım patronum, Mustafa Kaya ve ailesi. Onun isteğiyle 2 ay önce otelin işletmesini devraldık. Burası bana Allah'ın bir lütfu, bir hediye. Ruhu olan, kişiliği olan, kimliği olan bir tesis.
Ben böyle yerlerde yok olup gidiyorum. Size duyduğum hazzı, mutluluğu, şevki anlatamam. Burayı devraldığımızdan beri eve gitmiyorum. Otel benim evim. Burada yaşıyorum. Evdeki eşyaları da ufak ufak buraya taşıyorum. Her sabah 5 buçukta kalkıyorum. İşimin başına geçiyorum. Şimdilik mutfakta, çamaşırhanede, temizlikte ben varım. Bundan büyük mutluluk duyuyorum.
TURİZMDE İSTEDİĞİMİZ DÜZEYDE DEĞİLİZ
İzmir turizm adına gerekli konumda mı sizce?
İzmir gerçekten bir hazine. Tarihinden denizine, güneşinden kumuna kadar pek çok zenginliği var. Dünyaya model bir şehir. Ancak ne yazık ki turizmde istediğimiz düzeyde değil. Şimdi bununla ilgili büyük ve ciddi adımlar atılıyor. Dünyada Türkiye denince akla İstanbul geliyor ama İzmir sosyal yapısı ve insanlarının kültürüyle dünya şehirleriyle yarışabilecek bir rotasyon. Yaşadığımız pandemi ile birlikte insanların tatil anlayışları da değişti. Butik otellerin, ruhu olan mekanların, şehirlerin önde olduğu yeni bir döneme giriyoruz.
ANILARIMI YAZMAK İSTİYORUM
Bundan sonrası ile ilgili hayalleriniz neler?
Sahip olduğum her şey için çok şükreden bir insanım. İki güzel çocuk yetiştirmek dünyanın en güzel mirası. Atlas Oteli de çocuğum gibi. Bunun gibi eserlere öz değerlerimizi katarak, turizm adına değil insanlık adına bir şeyler yapmak benim için çok kıymetli. İçinde sevgi olan, ruhu olan her şeyin altında imzamın olması beni mutlu eder. Bir gün burada yaşadığım anıları kaleme almak istiyorum. Kalıcı bir eser bırakmak benim için çok kıymetli.
MÜZE OTEL OLMA ÖZELLİĞİ TAŞIYOR
Atlas Oteli, “İzmir’in tek taşı” olarak anılıyor. Sizce bunun nedeni ne?
1958 yılında faaliyete geçen, Celal Bayar ve İsmet İnönü’nün de kaldığı Atlas Oteli, İzmir’in simgesi ve markası olması gerekirken uzun yıllar metruk bir halde kaldı. Şimdi aynı ruhla tekrar ayağa kalkması, pek çok kişiye büyük bir sevinç yaşattı. 55 oda, 50 kişilik bir restoran 24 kişilik cafe ve 75 kişilik toplantı salonumuzla hizmet veriyoruz. Otelimiz içimdeki antikalar ve tablolarla bir müze otel olma özelliği taşıyor.
Ufak tefek dokunuşlarla bu nostaljik havayı korumaya çalışıyoruz. İzmir’in tarihi dokusu olan her yere yürüme mesafesindeyiz. Misafirlerimiz burada İzmir’i tam anlamıyla yaşayabiliyor. Henüz 2 aydır faaliyette olmamıza rağmen yurtiçi ve yurt dışından çok sayıda misafir ağırladık. Özellikle geçmişte burada kalıp, o anıları tazelemek isteyen misafirlerimiz bizi çok duygulandırıyor.
