Melis Apaydın İde Kadın profesör kariyerini kız çocuklarına adadı
HABERİ PAYLAŞ

Kadın profesör kariyerini kız çocuklarına adadı

İlkokul mezunu bir anne-babanın kızı olarak Aydın'da doğdu. Okumanın kurtuluş olduğuna inanan ailesi, kısa sürede meslek sahibi olabilmesi için onu yatılı öğretmen okuluna gönderdi. Çalışkanlığı ve zekası, öğretmenlerinin dikkatinden kaçmadı. Lise bittikten sonra öğretmenlerinin yönlendirmesiyle tıp fakültesini kazandı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olduktan sonra geldiği Ege Üniversitesi’nde de immunoloji yan dal uzmanlığını aldı. Şu anda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde profesör doktor olarak gece gündüz demeden COVID-19 aşı çalışmalarını yürüten Şükran Köse, kız çocuklarının eğitimlerine katkı sağlamak için örnek bir çalışmaya imza attı. Geliri kız çocuklarının eğitimlerine harcanacak ‘Dünyayı Değiştiren 56 Kadın’ kitabını çıkaran, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Eğitim Sorumlusu, Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı, aynı zamanda Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği’nin (BUHASDER) Genel Başkanı Prof. Dr. Şükran Köse ile örnek yaşam öyküsünü konuştuk.

Haberin Devamı

Kadın profesör kariyerini kız çocuklarına adadı

AİLEM OKUMANIN KURTULUŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRDÜ

Sizi tanıyabilir miyiz?

1960’da Efeler diyarı Aydın Bozdoğan’da okumaya önem veren, okumanın kurtuluş olduğunu düşünen ilkokul mezunu anne-babanın çocuğu olarak doğdum. İlk ve ortaokulumu kasabamda bitirdikten sonra kısa sürede meslek sahibi olmam için öğretmenlerimin teşviki ile parasız yatılı olarak Denizli Öğretmen Okulu’na başladım. Kız çocuklarının çok fazla okutulmadığı o dönemde beni okumam için fedakarlıklarla gönderen babam Ahmet Köse ve annem Nazlı Köse ile sevgili öğretmenlerime minnet duyduğumu özellikle belirtmek isterim.

Öğretmen okulunda Türkiye’nin her bir yöresinden gelen arkadaşlarımla her şeyi paylaşarak, paylaşmanın önemini öğrendim. Öğretmenlerimin teşviki ve desteği ile hayatımda her zaman istemiş olduğum tıp fakültesini kazandım. Geçen 6 yıldan sonra mecburi hizmet için gittiğim Edremit’te tanıştığım ve hekimliğin anlamını kavramama yardımcı olan, yön veren psikiyatrist Dr. Hasan Basri Karahan’a da çok teşekkür etmek isterim.

Haberin Devamı

Kadın profesör kariyerini kız çocuklarına adadı

HEM HALKI EĞİTME HEM DE KIZLARIN EĞİTİMİNE KATKI

Sizin başarı öykünüz, kız çocuklarının eğitimlerine neden bu kadar önem verdiğinizi anlamamıza yardımcı oluyor. Bu konudaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Kız çocuklarının önünü açmanın ne kadar önemli olduğunu anladığım için özellikle kız çocuklarının eğitimlerine yardımcı olabilmek ve hasta olmadan korunmayı öğretebilmek amacıyla 2008 yılında Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği’ni (BUHASDER) arkadaşlarımla birlikte kurdum.

Derneğimiz sayesinde konferanslar, saha çalışmaları, posterler, kongreler düzenleyerek, kitaplar yazarak enfeksiyon hastalıklarından korunmanın önemini halkımıza iletme, onları eğitme fırsatı; aynı zamanda da derneğimizin geliri ile kız çocuklarının eğitimine katkıda bulunma fırsatı bulduk.

Derneğimiz okullarda el hijyeni eğitimleri, hapishanelerde, yetiştirme yurtlarında, genelevlerde ve huzurevlerinde mahkumlara bulaşıcı hastalıklardan korunma eğitimleri, el yıkamanın önemine dair saha çalışmaları yaptı.

Haberin Devamı

DÜNYAYI DEĞİŞTİREN KADINLARIN KİTABI ÇIKTI

BUHASDER’in çalışmaları pandemi döneminde de devam etti mi?

Derneğimiz pandemi öncesinde yaptığı çalışmalara pandemide de hız kesmeden devam etti. ‘COVID-19 Pandemisi Sırasında ve Sonrasında Hastalığın Yayılımının Azaltılması ve Önlenmesi Amacıyla Farklı Toplum Kesimlerine Yönelik Eğitim Seti Hazırlanması’ adı altında TÜBİTAK projesi geliştirdik ve birçok farklı meslek grubuna, COVID-19’dan korunmaya yönelik tedbirler ve eğitimler yayınladık.

Derneğimiz bünyesinde gelirinin tamamı kız çocuklarının eğitimi için harcanacak olan ‘Dünyayı Değiştiren Elli Altı Kadın’ isimli kitabımızın basımı tamamlandı. Bu kitabımızda Nobel ödülü alan kadınları konu aldık. Kitabı Atatürk’e, Kurtuluş Savaşı kadınlarımıza, pandemi sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına, geleceğe ışık tutacak olan bilim kadınlarımıza ve annelerimize ithaf ettik.

BUHASDER, Türkiye’nin her bölgesinden 55 gönüllü temsilcisi ile çalışmalarına devam ediyor. Bizim hedefimiz; koruyucu hekimliği geliştirmek, yapacağımız konferanslar, seminerler, yüz yüze görüşmeler, vereceğimiz eğitimlerle, bilgisizliklerin giderilmesi “bilgi toplumu olma yolunda” emin adımlar atarak hep birlikte zorlukları aşmaktır.

Kadın profesör kariyerini kız çocuklarına adadı

GÖNÜLLÜLERİN TAKİBİ

Aşı çalışmalarında da çok önemli bir rol üstleniyorsunuz. Bu konudaki kariyerinizden ve şu anda yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olduktan sonra geldiğim Ege Üniversitesi’nde de immunoloji yan dal uzmanlığını aldım. Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde profesör doktor olarak görevime devam etmekteyim.

Sinovac aşısının faz 3 çalışmasına katıldık. Aşı çalışmalarında 630 gönüllümüzü aşıladık ve aşının olası yan etkilerini ve etki miktarını gözlemledik. Ülkemizde ilk defa bir aşı için faz çalışması yapmanın sevincini paylaşmaktayız. Çalışmamızı tamamlamış olup şu an gönüllülerimizin takiplerini yapmakta ve sisteme sonuçlarını işleme safhasındayız.

MUTLAKA AŞI OLUN

Okurlarımıza tavsiyeleriniz var mı?

Yaşadığımız bu pandemi sürecinde herkesten sabırlı olmasını, el yıkama-sosyal mesafe ve maske takmayı alışkanlık haline getirmesini, mutlaka aşı olmalarını diliyorum. Biz sağlıkçılar ve BUHASDER olarak salgında elimizden geleni yapıyoruz. Bireysel olarak değil, bu salgını ancak hep beraber üzerimize düşen görevleri yerine getirerek atlatabiliriz. Ülkemizin ve insanımızın her zaman yanındayız. Hep beraber salgınsız günlerde buluşmak dileğiyle...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder