Merve Tokaz Kasımda alışveriş başkadır
HABERİ PAYLAŞ

Kasımda alışveriş başkadır

Pandemi süreci ile birlikte ‘private shopping’, bildiğimiz adıyla ‘online alışveriş’ bambaşka bir yöne evrildi. Trendyol’un süper indirim günleri, Hepsiburada’nın efsane kasımları, Çiçeksepeti’nin var var’ları derken beynimizi de kalbimizi de alışveriş sepetlerine bırakmış gidiyoruz. Öyle görünüyor ki bundan böyle ‘Kasımda aşk başkadır’ mottosunun yerini ‘Kasımda alışveriş başkadır’ dolduracak.

Nefes bile alma, durmadan tüket

İnternetin yaşamlarımızda yarattığı değişimin hızına yetişmek neredeyse imkânsız hale geldi. Hayatımızın her anında, her yerde ve ihtiyaçlarımızı karşılamanın bir numaralı adresi internet desek herhalde yanlış olmaz. O dev alışveriş merkezlerini, restoranları, A’dan Z’ye her şeyi içinde barındıran, aynı zamanda ceplerimize sığdırabileceğimiz kadar da küçülmüş koskoca bir dünyadan söz ediyoruz. Bu koca mecrada bedava kargolar, yüzde elliler, altmışlar, yetmişler derken hızını alamayan korkunç bir ‘tüketim çılgınlığı’ yaşanıyor. Önümüze koyulan sayaçlar, belirlenen günler… Durmaksızın zihnimize kodlanan ‘hadi durma tüket, zaman aleyhine işliyor’ mesajları. İnstagram’da Influencer ve indirim kuponları, televizyonda her saniye gözümüze gözümüze sokulan reklamlar, mail kutumuzu istila eden e-postalar… Kaçırılmayacak fırsatlar, fırsatta son gün, son saat… Hadi cüzdanına koş ve kredi kartlarına sarıl.

Haberin Devamı

Tüketiyoruz öyleyse varız

Kasımda alışveriş başkadır

Ayağını yorganına göre uzat, bol bol yiyen, bel bel bakar, işten artmaz dişten artar. Atalarımızdan bizlere miras bırakılan kültür, yani özünde 'ihtiyacın kadar harca' geleneği, yerini 'daha çok satıl al, daha çok tüket, durma bunu da al' kültürüne, yani tüketim kültürüne bıraktı. Elimizdeki telefon iş görürken neden bir üst modelini alıyoruz? Ya da kolumuza taktığımız çantanın logosu niçin bu kadar önemli? Canımız sıkkın olduğunda neden çılgınlar gibi alışveriş yapma isteği duyuyoruz? Tüm bunların yanıtı bizde var. Yaşamak için tükettiğimiz günler eskilerde kaldı. Artık her birimiz tüketmek için yaşıyor, tükettiğimiz kadar mutlu hissediyoruz. Bir anlamda tüketim, karnımızı doyurmaktan ziyade ruhumuzu doyurmanın bir aracı haline geldi. Artık bir ayakkabının konforuyla değil, o ayakkabının bize vereceği imajı önceliyoruz.

Haberin Devamı

Peki, nasıl bu hale geldik?

Bunun elbette bir değil, birçok sebebi var. Ancak şu kesin. Kim olduğumuz sorusuna vereceğimiz yanıtlar, satın aldıklarımız ya da alamadıklarımızla ilişki hale geldi. Satın aldıklarımızsa bir ayakkabı, elbise ya da saat değil bir imaj, mutluluk ya da hazza dönüştü. Ne acı ki artık hayatta kalmak için değil, arzu ettiğimiz hayatları satın almak için yaşıyoruz. Kısacası çıkış noktası “üretilen mal ve hizmetlerin ihtiyaç ve isteklerin doğrultusunda kullanılması” olan tüketim, günümüz dünyasında kendi başına bir ihtiyaç silsilesine dönüştü.

Sözün özü, gelen gideni aratır dedikleri herhalde bu. Gelen yıllar, geçen yıllarımızı aratıyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder