Altı maddelik bir özet!

Payitaht Abdülhamid, TRT ekranının bu sezon en iyi başlangıç yapan dizisi olarak tarihe geçti, bu bir... İzleyiciyi içine almakta zorlanmayan bir dili ve finale doğru ağırlaşsa da epey seri bir akışı vardı, bu iki... Osmanlı tarihinin en karışık devrini anlattığı için bir ip cambazı dengesini bulması gerekiyordu ki, yaklaşık olarak buldu; bu üç...

Bundan sonraki yolunda işin aşkına meşkine filan dalmadan entrika ve diplomasi fantezisi üzerinden yürürse kolay durdurulamaz, bu dört...

Osmanlı tarihinin en tartışmalı padişahı II. Abdülhamid hakkında kafaların bir hayli karışık olduğunu dikkate alıp analitik bir anlatım yolu izlerse, düşmanı değil seveni bol bir dizi olarak kalır, bu beş... Enikonu bir kurgu olduğunu unutmadan bir diziyi izlemeyi başarabilirsek “asıl biz izleyiciler büyük yol almış oluruz”, bu da altı!

Şu reyting dedikleri!

Engin Nur isimli okurum art arda soru bombardımanına tuttuğu ve bu konuya takılıp kaldığı için reytingin ne olup, nasıl ölçüldüğünü açıklayacağım... Reyting bir istatistiksel veridir. Ölçüm aletleriyle birkaç bin evden gönderilen veriler ana bilgisayarda toplanır ve tasnif edilip yüzdelik rakamlara çevrilir. Bu rakamlar da reyting listelerinde hangi programın ne kadar izlendiğini gösterir bize... İlk 100 listesinde mesela 12 reyting alan bir yapım, 24 saat boyunca açık olan 100 TV aletinden 12’sinde izlendiğini anlar...

Share olarak belirtilen rakamlar da yayınlandığı anda TV ekranlarının kaç tanesinin programı tercih ettiğini gösterir. Mesela 19 share, bir programın o saatte açık olan her 100 aygıttan 19’unun ekranında olduğunun göstergesidir. Reytinglere göre reklam verenler de vardır, share oranlarını dikkate alarak verenler de. Bu işi de en iyi medya ve yayın planlamacıları anlatır. Ben değil!

Kesinlikle yapacaklarım!

Bu hafta, eleştirmek için Renkli Sayfalar’a bir miktar daha süre vereceğim... Eğer Gürpınar şürekâsından biri daha dünya değiştirirse Paramparça defterini kapatacağım... Bugüne kadar Arka Sokaklar dizisinde 800 karakteri telef ettiğini söyleyen Hüsnü Çoban karakterinin yeni bölümde kaç kişiyi öte tarafa yolladığını sayacağım...

Japonya’da Ağlama Okulu’nda ağlamayı öğrenmek için para veren Japon arkadaşlara Kırgın Çiçekler ve Anne dizilerinden yaptığım setleri ödemeli olarak göndereceğim... Survivor’da gönüllülerin Erdi’siyle empati yapıp kendisine beslenen gıcıklığa bir de karşı taraftan bakacağım. Dur bakalım ne olacak?

Dost acı söyler!

Nihat Doğan’ı anlamakta güçlük çekiyorum. Sadece bir hafta içinde kendine en az beş tane cephe açtı. Amacı konuşulmaksa bunu başarıyor. Ama saygınlık başka bir şey... Bundan 10 küsur yıl önce kendisiyle bir röportaj yapmış ve bilgi zenginliği karşısında şaşkınlığa uğramıştım...

Yaşadığımız gün itibarıyla sadece fikir zenginliği kaldı Nihat’ta. Bu kullandığı yüksek ton ve saldırgan haliyle en fazla unutulup giden reyting makineleri arasında yerini alır. Ve maalesef en büyük haksızlığı da kendine yapmış olur... Bu yüzden özüne dön Nihat kardeşim. On yıl önce söyleşimizi kitabıma koyduğum o akil yıllarına!

Parmak kaldıracaksın Beyaz!

Ekranda banttan yayınlanan talk şovlar izlemekten sıkıldım. Talk şov gerçekten canlı yayınla ayağa dikilen bir iş... Mevcutlara bakarsak canlı bir talk şovu uzun süre izleyecek gibi durmuyoruz. O halde biri “pardon” demeli. O da Beyazıt Öztürk (Kanal D) olmalı...

“Kendimi bu kadar izole ettiğim yeter, ben canlı yayına dönüyorum arkadaş” diye parmak kaldırmalı. Ve dönmeli... Ancak o zaman önceki gece aldığı rüya takımın hak ettiği reytingi yakalar. Ancak o zaman biz kendimizi gerçekten normalleşmiş hissederiz. Ancak o zaman talk gerçekten bir şov haline gelir. Yeter yahu!

Yıllar sonra bakarız

Şahan Gökbakar haklı. İnsanlar ‘Recep İvedik’te yıllar önce hayatlarına girip ölümsüzleşen İnek Şaban karakterinin modernize edilmiş halini buldu. Bu yüzden önce şunu kabul edelim; İvedik buz gibi bir gerçektir...

Ali Kundilli’den Şevkat Yerimdar’a, Oflu Hoca’dan Şifreci Temel’e kadar birkaç alternatif karakter yaratıldı sinema perdesi için. Hepsi bir şekilde izleyici topladı ama Recep İvedik fenomen oldu... Bugün üzerinde sosyal analizler/ deneyler yapmak için çok erken Recep İvedik’in. Yıllar sonra Şaban’ın (bugünkü) değerini yakaladığında meselenin alt metinlerini de doğru okuyabileceğiz... O yüzden bugünün lafı; “Bravo Şahan Gökbakar” olmalı. Net!