Mesut Yar Dizi süreleri kısalıyor mu?
HABERİ PAYLAŞ

Dizi süreleri kısalıyor mu?

Haberin Devamı

Kanal D dizi sürelerini kısaltma yoluna gitti. İlk adımı da geçtiğimiz pazartesi gecesi attı. Sonuçta öyle büyük bir hüsran falan yok. Hatta reyting üzerinden satılan reklamları düşünürsek rakip kanallarından daha kârlı bir gece yaşadı. Aslında bir hayli süredir dizi uzunlukları seyircinin asabını bozacak seviyeye geldi. Atv pazartesi saat 20.00’a varmadan başlattığı “Karadayı” serisini 23.20’de ancak bitirebildi. Yani üç buçuk saat uzunluğunda bir “Karadayı” bölümü izledik hep birlikte. İyi de nereye kadar? Kısa vadede reyting olarak dönen bu yaklaşım, orta vadede bir dizinin ipini çeker. Çünkü seyirciye sakız gibi uzayan meselelerden gına geldi. Tehlike çanları dediğin bana göre zangoçluğunu kendi yaptığın şeydir...

[[HAFTAYA]]

YENİ KÖTÜMÜZ DE BELLİ OLDU

“Karadayı” dizisi (atv) çok uzun süre hafızalarda kalacak iki kötü karakteri kazandırdı dizi dünyasına. İlki Savcı Turgut’tu, tekrar not düşmeye gerek yok. İkincisi Ayten karakteri oldu ki, bu ülkenin hemen tüm insanlarının saygı duyduğu isim Türkan Şoray üzerinden “Çakma Türkan” diye argosu üretilecek kadar nefret kazandı. Melike İpek Yalova, geleceği noktanın sinyalini “Muhteşem Yüzyıl”da canlandırdığı karakterle vermişti, Ayten’le cila çekti üstüne. Görün bakın gündelik konuşmalarda kötülüğün idolü olarak Ayten ismi nasıl da dillere pelesenk olacak. Bir de küçük not. Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel’in boy uzunluğu Türkiye ortalamasının bir hayli üstünde. Takoz denilen meseleye girilmezse Yalova hakikaten yer mantarı gibi resim verecek sürekli; bu haksızlığı yapmayın derim ben!

Çizgi filmler yürüdü gidiyor!

Muhtemelen çoğumuz bilmiyordur. Ben de bir araştırma sonucunda öğrendim. Türkiye’de haftada 250 kadar çizgi film yayınlanıyor. 10 küsur kanalda düzenli olarak yayınlanan bu serilerin tekrar yayınıyla da rakam 300 civarında dolanıyor. İyi de bu çizgi filmlerin yüzde kaçı yerli malı dersiniz? Sadece yüzde 5’i. O da ağırlıklı olarak TRT, Yumurcak TV ve Karamel gibi kanallarda izlenebiliyor. Müthiş bir sektör yaratabilecekken gölgede kalmayı tercih etmemizin nedeni elbette ki maliyetler. Ama bu bir mazeret değil. Üretmeli ve yaygınlaştırmalıyız. Dizi sektöründe bunu başaranlar animasyonda da başaracaklardır diye düşünüyorum ben. Bir de son not, en çok çizgi film yayınlayan kanal TRT Çocuk’muş; bilginize.

Kuşum Aydın kararıp çıkacak

20 yıl boyunca ekranda kuşak programları hazırlayan Kuşum Aydın uzun bir süredir renkli camdan elini ayağını çekmişti. Dönüşünün müjdesini “Burada Laf Çok” (CNN Türk) programında verdi. Aydın, önümüzdeki aydan itibaren sit-com’da siyahi bir karaktere can verecek. Yani binbir yüz olarak da bilinen şarkıcı, artık sadece oyunculuk yetenekleri üzerinden ekranda yaşamaya çalışacak. Aydın’ın rol alacağı yeni dizinin Star TV’de başlaması bekleniyor. Hadi biraz da magazin yapalım; ünlü şarkıcının İsviçreli bir kadından şimdi 20’li yaşlarını süren bir kızı olduğunu biliyor muydunuz?

Hayt Huyt ederken...

Galatasaray’ın son transferi Sneijder’in spor gündemine girmesiyle birlikte geçen sezon başı Fenerbahçe transferiyle Türk futbol sahalarına giren Dirk Kuyt için yaşanan telaffuz sorunu yine ortaya çıktı. Pazar akşamı yayınlanan tüm futbol programlarında Sneijder’in adı farklı şekilde telaffuz edildi. Bir dönem Kuyt’a; “Kayt”, “Koyt”, “Köyt” gibi isimler takan spor medyası Sneijder konusunda da ortak bir telaffuz geliştiremedi... Şimdi hiç atıp tutmayayım; ismin telaffuzundan zerre kadar haberim yok. Doğru telaffuzu bilen varsa göndersin de not düşüp spor medyasını bu çok bilinmeyenli meseleden kurtaralım!

OYUNCULUK ŞART OLDU!

O Ses Türkiye (Star TV) elemelerinde ortaya çıkan seslerin duruluğu karşısında şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Dilerim bu kez ülke çapında yıllarca konuşulabilecek ya da klasik olabilecek bir yetenek çıkar o yarışmadan. Özellikle elemelerde elenecek kişinin kararının verildiği anın sakız gibi uzatılmasına itirazım var ama. Mesela önceki gece Hadise, “Eleyeceğim kişi” diyerek lafa girip bir dakika kadar şekillerden şekil beğenerek fenalık geçirtti izleyenlere. Sözün finalinde de şak diye söyleyiverdi her eleneni. Sanırım jürinin biraz oyunculuk çalışması lazım. Hülya Avşar ablaları tam da ortalarında otururken, yani koçları yanı başlarındayken çok da zor değil bu; ne dersiniz?

Peki ya Pastacı Sami?


“Ne zaman reklam işine girecekler?” diye merak ediyordum açıkçası. Bilirsiniz, bizde modadır. Bir dizi tutar ve hemen tüm oyuncuları reklam kuşaklarının yüzleri haline gelir. Bu işin ekmeğini en çok “Yalan Dünya” oyuncuları yiyor iki sezondur. Şimdi sıra “İşler Güçler” dizisine geldi. Ahmet, Sadi ve Murat üçlüsü bir ürünün reklam kampanyası için bir hayli komik bir film hazırlığındalar ve yakında ekranda olacaklar... Şimdi soru şu; un ve unlu mamullerle özdeşleşen Pastacı Sami (Seksenler/ TRT) ve çay deyince akla gelen ilk isim olan Erdal Bakkal (Leyla ile Mecnun/ TRT) ne zaman reklamlardan izleyicilerine gülümsemeye başlayacaklar; hakikaten merak içindeyim!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder