İki oyuncudaki büyük değişim!

“O Hayat Benim” (FOX TV) isimli dizi her geçen gün küçük de olsa reytingini yükselterek pazar gecelerinde kendine sağlam bir yer edineceğinin ipuçlarını veriyor... Açıkçası başlangıçta klişelerle dolu ve çok iç içe geçmiş bir hikayesi olduğunu düşünüyordum ama belli ki hikayeyi ayrıştıran karakterlerin güçlü yapısı olacak... Mesela bir Yeşim Ceren Bozoğlu’nun canlandırdığı anne karakteri hırsın abecesini her yeni bölümde yeniden yazıyor. Yeşim’in alışıldığın dışında fiziği ve ezberi bozan oyunculuğunu bir kenara bırakırsak Keremcem’in yaşadığı değişimin de dikkat çektiğini görebiliriz... İki oyuncu da son işlerinde mizah ağırlıklı profiller çizmişlerdi. Ama şimdi çıkardıkları performansa kimse kusura bakmasın ama biz “oyunculuk” diyoruz. “O Hayat Benim” sadece bu farkı fark etmek için bile izlenecek bir iş olmuş bana göre...

[[HAFTAYA]]

Dünyanın en sıkıcı filmi Oscar alırsa...

Dünyanın en sıkıcı filmlerinden “Yerçekimi” (Gravity) Oscar gecesinden teknik olarak şampiyon çıktı. İçerikten ziyade teknik olarak yeni bir şeyler denemesi açısından yönetmeninden kurgucusuna kadar tüm teknik adamları mutlu etti... Peki kendimizi duygusallıktan arındırırsak bizim diziler arasında içerik ve teknik anlamda kimler Oscar alırdı acaba? Eğer yeni denenen, alışıldık olmayan bir şeyden bahsediyorsak bizdeki teknik Oscar ödüllerinin hepsini şu son haliyle “Kardeş Payı” (Star TV) siler süpürürdü sanırım. Hem yönetmen gözünden hem de teknik kullanımı öznesinden bakarsanız ekrandaki en farklı iş şimdilik “Kardeş Payı” gibi duruyor... İçerik anlamında bir Oscar dağıtımı yapılsaydı şüphesiz ki ödül “Muhteşem Yüzyıl”a (Star TV) giderdi. Malum Oscar ödüllerinde en iyi film genelde ruhları okşayan ve erişimi yüksek olan işlere veriliyor... En iyi erkek ya da kadın oyuncu meselesine girmek istemiyorum. Çünkü bizde genelde en iyi erkek ya da kadın oyuncular maalesef yan rollerde toplanıyor. Zaten dizileri kurtaran da bizzat o karakterler...

*
ŞUBATTA KiM ÜŞÜDÜ KİM YANdI?

Ve geçtiğimiz ayın izlenme oranları belli oldu. Bu köşenin yazarı bu oranları “karne” olarak tanımlıyor, malumunuz. O zaman karneleri dağıtalım... Toplam izleyici grubunda geçtiğimiz ay sıralama en zirveden aşağıya doğru şöyle gerçekleşti. TNS araştırma şirketinin verilerine göre; Star TV birinci kanal olurken onu Kanal D, atv, FOX TV, Show TV, STV, TRT1 ve Kanal 7 izledi... Ancak ince bir ayrıntı da dikkat çekti. Gün birinciliklerinin yarısına yakınını Kanal D almasına rağmen (12 gün birinci çıkmış) prime time’da daha yüksek reytinglere ulaşan Star TV liderlik ipini göğüsledi. Toplam altı gün birinciliğine rağmen... Bu arada AB grubu izleyicinin tercih ettiği kanal sıralaması da tüm gün esasına göre zirveden aşağıya şöyle sıralandı. Star TV, Kanal D, atv, FOX TV, Show TV, TRT1, STV ve Kanal 7...

*

Ada sahillerinde bekliyorum...

Dizilerdeki entrikaları rutine bağlayınca gözlerin “Survivor” (Star TV) adasına doğru kayması kaçınılmazdı. İlk bölümden gün birincisi çıkan yarışmada adanın yeni konuklarının yerleşme macerasını izledik... Açıkçası ilk izlenimden bir favori çıkarmak güç oldu. Ama durum malumunuz; saldırganlaşanlar önce gidecek, yarışma arkadan iş çevirenler ve masumlar arasında gerçekleşecek. Sonunda en masum kimse o kazanacak... Şimdilik masum değiliz hiçbirimiz. Hele birkaç hafta geçsin, diziyle realty şov arasında gidip gelen formattan yeni fenomenlerimizi tek tek ayıklayalım biz de...

*

Gezi güzeldi ama...

“Doksanlar” (atv) isimli dizi pazar gecesinde büyük sıkıntı yaşıyor. Belli ki yeni adresini sevmedi ve ısınmakta zorluk çekmeye başladı... Açıkçası reytingleri düşüren nedenler birden fazla olmalı. Benim dikkatimi ise bir tanesi çekti... Mesela yapımcı Birol Güven platolarının da bulunduğu Darıca bölgesine büyük bir kıyak yaparak Türkiye’nin en kapsamlı hayvanat bahçesini önceki gün izleyiciye dolaştırdı... Dizinin yarısından fazlası hayvanat bahçesinde, hayvanlar hakkında biraz da mizahi ve tutarsız bilgiler vermekle geçti. Ben eğlendim ama sanırım bu ücretsiz hayvanat bahçesi turu tüm izleyicilerde aynı etkiyi bırakamadı... Sahneler uzadı, gezi bitmedi ama maalesef dizinin pili bitti. “İyilikten maraz doğar” dedikleri bu olsa gerek...