Giriş
Önceki akşam yayınlanan bölümde Poyraz Karayel’in (Kanal D) Zülfikar’ı bir kelime de olsa Almanca konuştu. Durumun farkına varan arkadaşları adamımızın Almanca’yı nerede öğrendiğini sorgularken Poyraz ipucunu patlattı; “Ben onun Almanca’yı nerelerden öğrendiğini çok iyi biliyorum”...Aşırı ince bir espriydi ve sanırım anlayanlar fena halde kahkahayı bastı. Anlamayanlar içinse sevgili Poyraz Karayel’den daha geniş bir açıklama bekliyoruz efendim. Ya da kalsın, durduk yerde diyaloglar artı 18’e girmesin. Senaristlerin ince gören zihnine sağlık diliyorum...
Alternatif arayanlara...
TV8 Magazin’de her gün, Uçankuş TV’de her sabah ve çeşitli kadın programlarında gün aşırı astroloji yorumu yapan Dr. Şenay Yangel bugünlerde yıldızı parlayan TV yüzlerinden biri oldu... Dr. Şenay Yangel’i aynı meslekle anıldığı isimlerden farklı kılan elbette akademik bir eğitimi ve unvanı bulunması. Bir de tabii öyle çikletten çıkan fal gibi hafif yorumlarda bulunmaması... İşini ciddiye alan herkese hürmet ederim. Açıkçası hem fiziğini, hem de analizlerini sıklıkla değiştirip izleyiciye yeni bir saygı rotası açan Dr. Şenay Yangel’i dikkatle izliyorum... Bu tür şeylere inanmayanlar içinse önerim şu; “Yıllarca bizi ‘yiyen’ sözde astrologlara çok sağlam bir alternatif geldi. Batıda artık üniversite kürsüsü bulunan bu bilimi ehil ağızlardan anlamaya çalışın”. Yıldızınız hep parlak olsun...
Yeni sezonda da var...
Filinta’nın 3’üncü sezon bölümlerinden parçalar yayınlanmaya başladı. Bu da demektir ki dizi yapımcılarının içinden tuttuğu dilek gerçek oldu ve Filinta yeni sezonda yine TRT 1 ekranında yer alacak... Peki, dizi neden erken sezon finaline yürüdü? Bunun yanıtı çok net, dizinin konsepti ve birçok karakteri baştan aşağı yenilendi. Yeni sezonda çok daha farklı ve heyecanlı bir akışı olacak gibi görünüyor. Eh, bu da müptelaları için; eğer yadırgamazlarsa hayli iyi bir haber..
Başkentliler sevecek...
CNN Türk Radyo dikkatle dinlediğim frekanslardın biridir. Elbette ana ekseni habercilik de olsa yayınladığı müzik tarzı ve kafa şişirmeyen tavrıyla radyomda yeri müstesnadır... Şimdi bu duyguyu Ankaralı dostlar da yaşayacak sanırım. Çünkü radyo başkentten de yayına geçti. 107.6 frekansından antene çıkan kanalı dikkatle dinleyeceğinizden eminim. Hem TV ile eş zamanlı giden programları hem de müzikleriyle. Yorulmamak, laf kalabalığından boğulmamak için. Hayırlısı...
Biraz geç kaldı...
FOX’ta hafta başında yayına giren Gardırop Savaşları bana göre biraz hüsranla başladı. Program ilk yüz listesine zorla giriyor... Bildiğim kadarıyla 2 aylık bir parkur için anlaşma yapılmış olan içerikle ilgili ciddi bir sıkıntı var. Sıkıntı programın kendisinden değil, moda konusunda her meseleyi konuşup suyunu çıkaran kendisinden önceki içeriklerden kaynaklı. Maalesef Gardırop Savaşları hayatımıza geç girmenin bedelini ödüyor gibi...
Allah şifa versin...
Paramparça’da (Star TV) bir hastane bağımlılığı var ki, vazgeçiremiyoruz efendim. Geçtiğimiz bölümde Deniz’in babasını bacağından vurdular, ertesi günü oğluyla tavla partisindeydi... Maide Hanım ayağını burkup hastaneye koştu, iki saat sonra evin salonunda ceylan gibi sekiyordu. Eh, Ayşe desen MR üstüne MR çektirip duruyor. Bu son bölümde de Candan gözlerini hastanede açtı. Sanırsınız, evinin salonundaydı... Vallahi şifa yurtları için “Allah eksikliğini göstermesin” derler ya, ben de aynı fikirdeyim. Ama ne bileyim Paramparça’nın hastane bağımlılığı bana biraz tuhaf geliyor. İnşallah dizinin ekranında tez zamanda sağlık ve sıhhat izleriz!
