Mesut Yar Zaten bir ay sonra vedalaşıyorlardı!
HABERİ PAYLAŞ

Zaten bir ay sonra vedalaşıyorlardı!

Haberin Devamı

Herkes eteğindeki taşları döksün diye bekledim. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yasaklanan şey gerçekten izdivaç programları mıydı yoksa neredeyse denetim kabul etmeyen kimi uydu kanallarındaki rezillikler mi?

Görünen o ki doğru seçenek “uydu rezillikleri” oldu. Ama kararname de kendini hukuksal olarak tartışmaya açık bir yerde bıraktı...

Kanallar bu KHK’dan yola çıkarak mevcut programları bitirebilirler. Bu kendi tercihleridir. Zaten bu en geç haziran ayında yaşanacak kaçınılmaz sondur...

Kararı kendilerince yorumlayıp veda meselesini bir ay öncesine almak kime ne kazandırır ya da kaybettirir, bilemem? Ama doğru bir hatta başlayıp giderek kendi boğazını kesen izdivaç programları kendisinden sonraki yapımlar için çok önemli bir ibret vesikası bırakmıştır...

Durum, büyük usta Can Yücel’in şiirindeki “Ne kadar rezil olursak o kadar iyi” önermesi kadar ustalıkla damıtılan bir yerde değildir artık!

Benim fikrim nettir!

Şu da olabilirdi. İzdivaç programlarını, Seda Sayan ve Uğur Arslan ikilisinin sunduğu Evleneceksen Gel’i izlediğimiz gibi eğlenerek izleseydik...

Programlarda hayat arkadaşını bulan aklı başında çiftler sıklıkla ekrana çıkıp iki olumlu kelam edebilseydi...

Ünlü olmak hırsıyla stüdyoya gelen tipler “işin suyunu çıkarmasa” ve program yöneticileri de buna izin vermeseydi...

Bu tarz programları sunan üç ya da dört sunucu birbirine girip kavgada bile en son söylenecek lafı daha ilk anda söylemeseydi...

İzdivaç programları ne bu kadar değerli ne de bu kadar değersiz hale gelecekti. Net!

Yaz dizisi mevsimi açıldı!

Bu saatten sonra yayından kalkan diziler kadar yayına giren dizilerin de çok şansı olmadığını gördük...

Mesela atv’nin bu hafta başlayan aşk/entrika odaklı Seni Kimler Aldı ve İkisini de Sevdim isimli iki dizisi de reyting listesinde döküldü...

Diziler kötü mü, değil. Ama konular artık öyle klişe ki, mevcutta izleyecek on alternatif varken bir yenisi hiç çekici gelmiyor...

Hem şu da var. Güneş yukarıda ve iyice parlamışken yaz dizilerinin mevsimi de açılmıştır.

Bundan sonra iş yapacak diziler üç ya da dört ay ömrü olduğunu bildiğimiz sabun köpükleridir. İzle ve unut türünden işler yani...

Hani o diziler vardı ya...

Okurumuz Berkan Baytunçer rica etmiş: “Artık televizyonlarda aşk, romantizm, dram yani duygu yüklü diziler izlemek istemiyoruz...

Bizimkiler, Yazlıkçılar, Çiçek Taksi, İkinci Bahar, Mahallenin Muhtarları gibi ‘halkın içindeki’ olayları anlatan ve güldürürken düşündüren diziler bekliyoruz. Tabii bunu beklerken de dizideki oyuncu kadrosunun kaliteli olmasını istiyoruz. Şimdiki dizileri izlerken sıkılıyoruz. Hem konuları çok saçma yerlere gidiyor hem de saatleri çok uzun...

Köşenizi okuduğumuzda sürekli final yapan dizileri görüyoruz. Fakat ‘bu diziyi nasıl bitirebilirler; senelerdir çoluk çocuğumuzla izliyorduk’ dediğimiz dizi hiç yok ve normal karşılıyoruz...

Bu konuyu köşenize taşırsanız belki senaristler, yönetmenler artık halka hitap eden dizileri televizyonlarımıza taşırlar.”

İnanın ki çok zor!

Bir okur mektubundan hareketle şu konuyu da atlamayalım. RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı el ele verip aile ve mahalle kültürünü anlatan işlere maddi destek vermeyi taahhüt etti...

Buna göre mesela bir Seksenler (TRT 1) dizisi kafasında üretilecek işler ciddi bir destek görecek. İyi de bu dizileri kim izleyecek? Reytingde kriter olan izleyici dünyasına bakarsak belirtilen işlerin alıcısı yüzdesel olarak çok ufak bir kalabalık...

Desteklenen yapımcının dışında kimsenin yüzünü güldürmeyecek bir vaat bu. Aynı zamanda TRT dışında bu taşın altına elini koyacak ana akım kanal göremiyorum...

Gönlüm elbette bu dizileri istiyor. Ama gözüm artık başka alışkanlıklar kazandı. Çünkü entrikasız, nefretsiz, ihanetsiz, cinayetsiz dizi yok artık!

Keşke her şey gözün izlediği gibi değil de gönlün istediği gibi olabilse. Ama zor, inanın artık çok zor!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder