Bir kez daha sil baştan

Geçtiğimiz sezonun son haftasında oynanan maça tribünlerin ‘sizlerle gurur duyuyoruz’ pankartları ve büyük sevgi gösterileri arasında çıkan, neredeyse bütün oyuncularından maksimum verim alan ve birkaç nokta atışı eklemeyle kusursuza yakın bir kadroya sahip olması mümkün olan Fenerbahçe; yalnızca 1 yıl sonrasında yönetimi, teknik direktörü ve baştan aşağı bütün futbolcularının tartışıldığı bir takıma dönüştü.

Yıllardır üst üste 2 sezona aynı teknik direktör ile başlayamayan Fenerbahçe, belki de yeni sezon itibarıyla bunu ilk kez gerçekleştirecek ancak bu birlikteliğe istikrar adına vermek pek mümkün gözükmüyor. Daha önceki yıllarda hem oyuncu grubunda hem de teknik direktörde değişikliğe giden sarı-lacivertliler, Jose Mourinho ile yola devam dese de yeni bir kadroya bununla birlikte muhtemelen yeni bir oyuna ihtiyaç duyacak. Dusan Tadic ve Edin Dzeko’nun ayrılığının yanı sıra son haftalarda birçok oyuncunun gerek beklentileri karşılayamayan performansları gerekse taraftarlarla yaşadığı kopuşlar, birçok ayrılığı beraberinde getirecek.  Haliyle yeni sezonda belki yarı yarıya belki daha fazla değişim yaşanacak Fenerbahçe’nin ideal ilk 11’inde.

Ali Koç, son olarak bayramlaşma töreninde kendisine itibar suikastı yapıldığını iddia edip kulüp içindeki muhalefete çok sert sözlerle yüklense de görevindeki 8.yılına girdiği şu günlerde Fenerbahçe’nin hala kurulu bir düzen üzerinden ilerleyememesi kabul edilecek bir durum değil. 99 puan toplanan bir sezonun ardından bu yapıyı koruyamayıp sonraki iki sezonda şampiyonluğa gidecek formülü yeni bir yöntemle aramak, kulübün belli bir plana ve futbol aklına sahip olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Yönetimin, Leroy Sane, Dusan Vlahovic ve Jonathan David gibi isimleri olağanüstü paralar karşılığında transfer etmeye çalışması da bir plan doğrultunda ilerlemediği ve Galatasaray’ı başarıya götüren formülü taklit ederek şampiyonluğa ulaşmak istediklerini gösteriyor.

Avrupa’nın Suudi Arabistan’ı...

Fenerbahçe’nin Süper Lig’de şampiyonluğa ulaşmak için bir oyuncuyu, Bayern Münih ve  Juventus’un vermeye yanaşmadığı paraları verip transfer etme lüksü varsa Jose Mourinho’ya ihtiyacı olmaması gerekiyor. Süper Lig şampiyonu olabilmek için dünyaca ünlü isimleri Türkiye şartlarının çok çok üzerinde maaşlarla kadroya katıp bir de onları çalıştıran teknik direktöre 10 Milyon Euro’nun üzerinde bir maaş ödemek belki kısa vadede değil ama orta ve uzun vadede kulübe büyük zarar getirebilir. Bununla birlikte vasat üstü hemen hemen her futbolcunun Türk kulüplerinden absürt paralar talep etmesi de kaçınılmaz olacak.

Erden Timur ile açılan bu yola Fenerbahçe’nin ve kısmen Beşiktaş’ın da dahil olması, işi kısa sürede bambaşka noktaya götürdü. Umarım kulüplerimiz, bir süredir ilerlediği Avrupa’nın Suudi Arabistan’ı olma yolundan en az zararla dönmeyi başarır.