MRauf Ateş Sıra dışı bir girişimci
HABERİ PAYLAŞ

Sıra dışı bir girişimci

Henüz ilkokulda olmasına rağmen aklı hep girişimcilikteydi. 9 yaşında anne ve babasını, satmak için solucan almaya ikna etmişti. Evlerinden 1 saat mesafedeki kasabaya gidip içinde 100 solucanın bulunduğu bir kutuya 33.45 dolar ödemişlerdi. Hedefi, solucanların yumurta bırakması ve onlardan da yeni solucanlar çıkmasıydı. Böylece yeni solucanları satıp parasını ikiye katlayacaktı.

[[HAFTAYA]]

Ancak, planladığı gibi gitmedi ve bir süre sonra kutudaki bütün solucanlar ortadan yok oldu. Fakat genç girişimci yılmadı. Bir süre sonra evden çıkarılan eski eşyaların satışını yapmaya başladı. Kendi evlerindeki eşyalar bitince komşularınınkini aldı.

Haberin Devamı

Her zaman iş peşinde koştu

Bunu ortaokul yıllarında bisikletle gazete satıcılığı izledi. Saat başına 2 doları az bulunca, kendi dergisini yapmaya karar verdi. ‘Baba Hindi’ adlı dergisinin ilk sayısından 4 adet satıp, 20 dolar gelir sağladı. Görünüşte kârlı bir işti ama satışlar sonraki sayıda 2’ye gerileyince onu da bıraktı. Ortaokul ve lise yıllarında yeni işlere girdi.

Kapı kapı dolaşıp kart satmayı, Noel yerine, Ağustos ayında yapınca, bu işten de vazgeçti. Sonra Free Stuff For Kids adlı yayında gördüğü ilanlardan ilham alıp, kişiye özel yaka iğnesi üretimine girdi. Bu yayına ilan verecek, isteyenlerin 1 dolar, pullu zarf ve resim göndermeleri halinde, onlara özel yaka iğnelerini hazırlayıp iletecekti. Gerçekten de beklediğinden iyi gitti. 100 siparişten 100 dolar kazandı, bunun 75 doları kârdı.

Harvard’da cafe işletti

İlkokul, ortaokul ve lise... Aklı hep girişimcilikte, para kazanmaktaydı. Anne ve babası, her Asya kökenli aile gibi, çocuklarının iyi eğitim, başarılı bir meslek ve bir müzik aletini çalma hedefine kilitlenmişti. Onun aklı girişimcilikteydi. Liseyi bitirince Harvard’a gitti. Öğrenimi boyunca çeşitli girişimler denedi ya da bir yerlerde çalıştı.

Sınav soruları üzerine iş kurdu, kafe işletti. Mezun olduğunda teknoloji şirketlerine başvurdu, sonunda Oracle’da karar kıldı. Bir süre sonra baktı ki girişim olmadan ve zenginlik hedefine yönelmeden çalışmak ‘mutluluk’ getirmiyor. 6 ay sonunda istifasını verip, arkadaşlarıyla iş kurmaya odaklandı.

Haberin Devamı

İlk şirketi 265 milyon dolar

Başlangıçta web sayfası, ardından da yazılım işine girdiler. Bir tesadüf sonucu keşfettikleri ve banner reklamlarının abonelik sistemi dahilinde web sitesinde yayınlanmasını öngören Link Exchange işini şirketleştirdiler. İşler bir süre sonra çok iyi gitmeye başladı. Bir yıl geçmeden 1 milyon dolar, ardından 2 milyon dolarlık satın alma teklifini geri çevirdiler.

Bir süre sonra Yahoo 20 milyon dolar önerdi, yine satmadılar. Ancak, Microsoft’un 265 milyon dolarlık teklifini geri çevirmeyip, sattılar. Artık hedefte yeni işler vardı. Bu etkileyici öykü, Zappos’u ‘Shoesite.com’ adıyla bir girişimciden alıp, kısa sürede örnek başarı öyküsüne dönüştürüp, 1.2 milyar dolara Amazon’a satan Tony Hsieh’e ait.

1.2 milyar dolarlık şirket

Şu sıralar en çok satan kitaplar listesinde yer alan ‘Mutluluk Dağıtmak’ adlı kitapta girişimcilik serüvenini ve Zappos.com’un başarısını anlatan Hsieh’in öyküsü inanılmaz. İşi mutluluk olarak gören, Thomas Edison’un ‘Başarıya giden yolda çok kereler çuvalladım’ sözünü hiç unutmayan Hsieh, kitabına ise Ghandi’nin şu sözüyle başlamış:

Haberin Devamı

‘Önce sizi görmezden gelirler, sonra size gülerler, sizinle uğraşırlar ama sonunda kazanan siz olursunuz.’ Her girişimcinin bu öyküyü okumasında, başarıların tesadüfen olmadığına bir kez daha tanık olmasında yarar var. Özellikle de şu satırlardan sonra: ‘Geriye dönüp baktığımda, yaşam felsefemin ve yaklaşımlarımın çoğunun, aslında çocukluğumda başımdan geçen deneyimler tarafından şekillendirildiğini fark ettim.’

Mayıs’ta gidenler Temmuz’da gelir mi?

Dünya borsaları, son birkaç haftayı dışarıda bırakırsak, Mayıs ayından bu yana satış ağırlıklı bir seyir izliyor. Bunda ‘sat’ raporları veren dünyaca ünlü yatırım bankalarının payı büyüktü. Bir süredir ABD başta olmak üzere Avrupa ve Japon borsalarında yükselişler gözleniyor. Bu yükselişte izlediğim kadarıyla iki önemli faktör etkili oluyor:

1. Dünyanın önde gelen bankalarından ‘al’ yönünde raporlar geliyor. ‘Mayıs’ta sat, Temmuz’da al’ anlayışı borsalarda kendini gösteriyor. Deutsche Bank, JP Morgan, Citigroup ve Nomura’nın raporlarında ‘yeniden alım’ uyarıları dikkati çekiyor. Örneğin, Deutsche Bank, ‘Hisse senetlerinde yeniden taktiksel görünümümüzü pozitife çeviriyoruz’ önerisinde bulunuyor. JP Morgan ise ‘Biz Mayıs-Haziran dönemindeki konsolidasyon çağrımızı geçen hafta kapattık. Borsalarda yeni bir çıkış bekliyoruz’ değerlendirmesini yapıyor.

2. Bence ikinci önemli faktörü ise borsaların ‘mevsimsel’ hareketleri oluşturuyor. Örneğin, ABD borsalarının 1950 yılından bu yana olan seyrini ortaya koyan rakamları incelediğinizde, Temmuz ayı farkını açıkça görüyorsunuz. Burada iki veriye dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, ‘S&P Endeksi’nin 12 ayı yükselişle kapatma olasılığını’ gösteren veri... Buna göre Temmuz, yükseliş yaşanma olasılığı en yüksek ilk 3 aydan biri durumunda... İkinci veri ise 1950 sonrasında aylık ortalama yükselişleri ortaya koyuyor. Burada da yine Temmuz en iyi ilk 3 aydan biri olarak öne çıkıyor. Biliyorsunuz para piyasaları ve borsalarda, geçmiş hareketler, gelecek için önemlidir... Hem hisse hem de endeks hareketlerinde bunlar dikkate alınır. Siz de Temmuz ayına biraz böyle bakın, ama temkini elden bırakmayın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder