Beklenen oldu. Yeni haftaya, PKK’nın kendini feshedip silah bıraktığını açıklaması haberiyle başladık. 41 yıllık kanlı ve karanlık bir dönem kapandı. Şimdi herkesin aklında yazının başlığındaki sorular var. Örgütün silahları bıraktığı açıklaması elbette çok önemli bir dönüm noktası. Hatta belki de -hem Türkiye hem bölge için- tarihi bir gelişme. “Belki de” diyorum çünkü bu adımı ‘tarihi’ kılacak olan bundan sonra yaşanacaklar. Yani kararın altının nasıl, nelerle doldurulacağı.
Bundan sonrasını şekillendirecek olan başlıkları ana hatlarıyla sıralayıp cevap bekleyen soruları hatırlamakta fayda var.
PKK aldığı karar sonrası silahları nasıl teslim edecek?
Silah bırakan örgüt üyelerinin akıbeti ne olacak?
Örgütün yönetici kadrosu için bulunan ya da bulunacak formül nedir?
Bu süreçlerde bölge ülkeleri, AB, İngiltere ve ABD ne ölçüde yer alacak ve ne gibi roller oynayacaklar? Bu dönem ulusal ve uluslararası gözlemciler tarafından denetlenecek mi?
Silahlı faaliyetlere katılmamış PKK’lıların topluma kazandırılması için yasal düzenlemeler mi yapılacak? Yani dağ kadrosunda yer almış ama terör eylemlerine karışmamış olanlar af mı edilecek? Ve tabii bu ayrım ne ölçüde isabetli ve adaletli şekilde yapılabilecek?
PKK’yı yıllardır yöneten lider kadro için konuşulan ‘Türkiye dışında bir ülkede yaşamaları’ formülü mü hayata geçirilecek? Bunun alt yapısı hazır mı yoksa şimdiden sonra bu konuda anlaşmalar mı yapılacak? Gündemde hangi ülkeler var?
Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ve tartışma yaratan ‘umut hakkı’ kapsamında şartlı tahliye imkânlarının değerlendirilmesi başlığı ete kemiğe büründürülecek mi? DEM Parti’nin Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması yönündeki talepleri ne ölçüde karşılanacak? Öcalan yine İmralı Adası’nda ama göreceli bir özgürlük ortamında mı yaşamaya devam edecek?
PKK’sız, dolayısıyla terörsüz dönemde Kürt meselesinin kalıcı çözümü için siyasi reformlar mı hayata geçirilecek? Bu çerçevede, mesela belediyelere kayyum atama uygulamasına son mu verilecek? Cezaevlerindeki siyasi tutuklu ve hükümlüler peyderpey serbest mi bırakılacak? Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları bundan sonra uygulanacak mı?
Ve nihayet başlayan yeni sürecin herkesin içine sinmesi boyutu... Huzur ve sükunet ikliminin kalıcı olabilmesi için toplumun bütün kesimlerinin katılımı şart. Bu toplumsal uzlaşı nasıl sağlanacak?
PKK’nın kendini feshedip silah bıraktığını açıklaması, Türkiye’nin merkezinde yer aldığı coğrafya açısından da elbette önemli bir gelişme ama öncelik içerideki gündem. Yukarıdaki sorular nasıl yanıtlar bulacak, önceliğimiz bu. Umudumuz da Türkiye’de her şeyin daha iyi, daha güzel olması.