Giriş
Bölgesinde en çok siber saldırıya uğrayan ülkeler arasında yer alan Türkiye, aynı zamanda bu atakları en hızlı bertaraf etmesiyle de ünlendi. Bunda yerli yazılımların etkisi çok büyük. Bu sayede bilgilerin dışarıya sızma ihtimalleri de yok.
Bu yıl Türkiye’deki işletmelere dünyanın her yerinden yaklaşık 100 bin kez siber saldırı yapıldı. Bu saldırıların yüzde 90’ından fazlası bankacılık, enerji, sağlık ve teknoloji gibi kritik sektörlerde faliyet gösteren kurumları hedefledi. Çoğu ‘oltalama’ ve ‘sistem çökertme’ (ddos) yöntemleriyle yapılan saldırıların büyük kısmı bertaraf edilse de özellikle ortaboy işletmelerin bu konuda daha savunmasız kaldıkları görüldü.
AYAKTA KALMAK İÇİN
Peki bu saldırılar neden yapılıyor? Bu işin bir sonu yok mu? Bu konuda ülke olarak nasıl bir savunma yapmalıyız? Yerli yazılımın önemi nedir? Bu yazımızda bunları mercek altına aldık. Her şeyden önce dijital dönüşüme ayak uyduramayan ve bu konuda siber güvenliğini emin ellere teslim etmeyen kurum ve kuruluşların ayakta kalma şanslarının çok az olduğunu bilmeniz gerek.
10 DOLARA SATIYORLAR
Saldırılarda en büyük hedef tabiki ülkeleri hem ekonomik hem de askeri olarak zor durumda bırakmak ve Devlet kurumlarını iş yapamaz hale getirmek.
Diğer yandan alanında ses getiren şirketlerin bilgilerini ele geçirerek onlardan tehditle para sızdırmak, sızdıramazlarsa da bilgileri o şirketin rakiplerine satmak için... İşletmelerle ilgili pek çok hayati veri 10-1000 dolar arasında ‘darknet’te satılıyor.
BEYİN GÜCÜ YETERLİ
Yani durum tamamen Milli bir mesele... Gerek devlet kurumlarımızın gerekse şirketlerimizin mahrem bilgilerinin Türkiye sınırları dışına çıkarılmasını önlemek hayati önem taşıyor. Yani hem yazılımların yerli olması hem de bu bilgilerin yerli veri merkezlerinde saklanması ülkenin geleceği açısından olmazsa olmaz...
Halihazırda her alanda yerli yazılım geliştirildiğini de unutmamamak gerek. Çünkü yazılım tamamen beyin ve zeka gücüne bağlı olduğu için genç Türk yazılım mühendislerimiz bu konuda dünyada ses getiriyorlar.
HEDEFLER BÜYÜK
Bu yazılımlar dışa bağımlı olmayı da ortadan kaldıracak kadar da etkili. Yani Türkiye’nin dijital dönüşümünü yerli yazılımın hakimiyeti olmadan tamamlaması imkansız. Bu nedenle özellikle böyle bir kritik alanda yabancı hayranlığını da artık bir kenara bırakmak, yerli yazılımları kullanmak gerekiyor. Sektör hem istihdam hem de katmadeğer açısından büyük umutlar vadediyor.
YILIN ZARARLILARI
Siber güvenlik kuruluşu ESET, bu yıl ortaya çıkan en ilginç zararlı yazılımları ortaya çıkardı. Yine büyük kısmı ‘Hedefli Kimli Avı’ stilinde yapılan saldırılar yüzünden uluslararası çapta pek çok kurum ve kuruluş zor durumda kaldı. Sahtekarlıklar arasında site kopyalama yöntemleri de hız kesmeden devam ediyor. Tabi önceden alınan önlemler tüm saldırıları yok edebiliyor. İşte yılın zararlıları:
MACHETE
Çoğunlukla ordu, eğitim, polis veya dış ilişkiler alanlarında devlet kuruluşlarını hedef alıyor. Hem genel ofis dosyalarını hem de özel coğrafi dosyaları çalmak için geliştirildi. Kurbana e-posta gönderiyor. Çalıştırıldığında ekran görüntüsü alıyor, dosya alıp şifreliyor ve kurbanın coğrafi konum bilgilerini topluyor.
ANDROID/FILECODER.C
Bu fidye yazılımı, mobil cihazlardaki dosyaları şifreleyerek bu dosyaların şifresinin çözülmesi için Bitcoin cinsinden ödeme talep ediyor. Yazılım, çevrimiçi forumlar yoluyla dağıtılıyor. Yazılımı daha çok yaymak için kullanılan bu mesajlar alıcılara, bir uygulamada fotoğrafları bulunduğunu ve bu durumu çözmek için bağlantıya tıklamaları gerektiğini söylüyor.
ANDROID/FAKEAPP.KP
Bu kötü amaçlı yazılım, bir Türk kripto para birimi olan BtcTurk’ün oturum açma kimlik bilgilerini avlamak için kullanıldı. Kurban hiçbir bildirim almadan saldırgan, dolandırıcılık işlemleri gerçekleştirebiliyor. ‘Varenyky’ adlı virüs de istenmeyen e-postalar dağıtan bir kötü amaçlı yazılımdır. Bu kötü amaçlı yazılımın amacı, şantaj amacıyla kullanılmak üzere kurbanın özel içerikler izlediğine dair kanıt elde etmek.
