Giriş
Otoriter yapının ilk işareti, iktidarın medyayı susturma çabasıdır. Sert iktidarlar kendilerine bağlı medya ister. ‘Mutlak iktidarlar’ medyadan mutlak bağlılık bekler. 13 yıllık AKP dönemi medyayı dizayn etme çabasıyla geçti. 2008’i hatırlayın; Almanya’da ‘Deniz Feneri’ yolsuzluğu patladığında, Türkiye’de de haber oldu. AKP-cemaat iktidarı ‘Deniz Feneri’ni haber yapanları hükümeti yıkmayı istemekle suçladı. ‘Darbeci’ dediler. Tam bu dönemde dünyanın en büyük vergi cezası Doğan Grubu’na kesildi.
O günlerde, Aydın Doğan’ın söylediği şu sözü hiç unutmadım; “Biat medyası olmayacağız.” O sözün üzerinden tam 7 yıl geçti. Biat medyası olmadık. Çünkü biat bizim gazetecilik kültürümüzde olan bir şey değil.
Medya onlar için silah
Bizden biat medyası yaratamayanlar ‘Aşık Medya’yı yarattı. Bu dönemin sembol ismi de Ethem Sancak oldu. Hani şu, “Erdoğan’ın dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki; böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyormuş” diyen medya patronundan söz ediyorum.
Türkiye, belki de dünya, ilk kez siyasetçiye aşık medya patronu gördü! Ama bu aşk karşılıksız da değildi. Medya patronunun aşkı büyüdükçe, iktidarın sayesinde serveti de büyüdü. Çukurova Grubu’nun medya şirketleri Akşam, Güneş, 360 TV, iki radyo ve dergilere devlet el koydu ve de aşık patrona sundu.
O da kendine verilen medyayı aşkını kollamak için silah yaptı. Gelgelelim; başaramadı. Erdoğan’ın kızına yönelik bir suikast planı uydurdu. Elde belge, bilgi, kanıt olmadığı için bu yalan haberle herkese kendini güldürdü. Belli ki ‘aşk’ gözünü kör etmişti.
Tetikçilik ve gazetecilik
Bir yanda ilahi aşk, diğer yanda yalan haber ve tetikçilik... Kendince temizlik yapıyordu. Ama kirli bezle temizlik mi olur?!
AKP’nin kendisine inanan namuslu seçmenin gözünde zayıflamasında bu ‘aşık medyanın’ büyük rolü var. Özetle; ‘Şems Ethem’ aşığına büyük zarar verdi. Devlet kuruluşlarından ‘Aşık Medya’ya aktarılan milyonlarca liralık reklamın hesabı mutlaka sorulacak. Merak ettiğim şu: ‘Aşık Medya’nın ‘Şems Ethem’i havuzun suyu kesilince bakalım aşktan vazgeçecek mi? Bu ilişkilerin muhafazakar insanların dünyalarında yarattığı tahribatı ‘Şems Ethem’ anlayamadan tetikçi ‘Aşık Medya’sı yok olacak. Çünkü su olmayan havuzda ‘Şems Ethem’ yüzemeyecek...
Artık yeni bir dönemdeyiz. Tetikçilik, iktidar yalakalığı, devlet ilanıyla ayakta durma bitti. Artık ‘Şems Ethem’lere kimsenin tahammülü kalmadı. Seçim sonuçları bunu fazlasıyla gösterdi.
Geçmişte de olduğu gibi gazetecilik yapanlar ayakta kalacak. Tarafsız olmanın bedelini suçsuz yere 1 yıl Silivri’de yatarak ödemiş, 23 yıllık bir gazeteci olarak benim bunları söylemeye herkesten çok hakkım var.
