Nedim Şener 'Derin devlet' değil devlet
HABERİ PAYLAŞ

'Derin devlet' değil devlet

Türkiye’de herkes yıllardır bir “derin devlet” ifadesi kullanır. Ben bu “derin devlet” kavramına saklanmadan “eğer devlet adına işlenmiş bir suç varsa bu derin devletin değil, devleti yönetenlerin suçudur” diyorum. O yüzden birçok kez “derin devlet” diyenlere karşı “hayır devlet…” demişimdir.

Yani bu ülkede, faili meçhuller olmuşsa bunu yapan, kanun dışına çıkan devlet görevlileridir. Bu suçlar nerede, kimlerden oluştuğu bilinmeyen derin devletin değil onlara bu emri verenlerin yani devleti yönetenlerindir.

Haberin Devamı

Bu konuya değinmemin nedeni, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ile geçen hafta katıldığımız televizyon programında yaptığımız tartışmaydı. Tartışmanın içeriğine girmeyeceğim. Ancak, Karaca yetinmeyip Habertürk.com sitesinde, “Derin devlet yokmuş, dağılabiliriz” başlıklı bir yazı kaleme almış. Yazısının başlığı gibi içi de çarpıtma dolu. Şöyle bir ifadesi var; “Deniliyor ki, “Yoo, bu ülkede derin devlet hiç olmadı, derin yapılar hiç olmadı, çoğunluk dışlanmadı ve siyasete de sistematik bir müdahale yoktu, hepsini FETÖ ve liberaller uydurdu.” Benim dediğim, devlet adına işlenmiş suçun sorumluluğu da devletindir, devlet görevlilerinindir. “Derin devlet” diyerek tıpkı Ergenekon gibi bir soyut kavram üzerinden insanları aldatmayın.

Sorumlular hayatta

Karaca yazısında, Ergenekon davalarında sıkça konuşulan ama her nedense yargılamaya hemen hemen hiç konu olmayan geçmiş olayları şöyle hatırlatmış: “90’ları yaşayan herkes için Ergenekon davaları demek, bir daha bu ülkede faili meçhuller olmasın demekti. Adapazarı-Düzce şeytan üçgeni diye anılan yerlerde Kürt işadamları hesapsız kitapsız ortadan kaldırılmasın demekti. Bir daha bu ülkede gazeteci yazarlar bombalanmış araçları içinde can vermesin demekti. Madımak’ta insanların yakılmasını izleyen şartları hazırlayan gizli eller hesap versin demekti. “Susurluk” skandalları olmasın demekti.” Karaca, bu saydığı olayların faillerinin, üzerini kapatanların, siyasi sorumlularının hâlâ hayatta olduğunu unutuyor galiba.

Mesela, Kürt işadamlarının listesini kürsüden okuyan Tansu Çiller, dönemin İçişleri Bakanları Mehmet Ağar, Meral Akşener, Veli Küçük gibi isimler gizli saklı yaşamıyorlar. Karaca, AKP’nin 2002’den beri iktidarda olduğunu ve devletin tüm arşivlerinin Milli Güvenlik Kurulu kayıtları elinde olduğunu unutmuş görünüyor. Kim ne suç işlemişse o emirleri kim vermişse hepsi kayıtlı olmalı. Tek yapılacak şey yargıya taşımak. Bu kadar net anlatmak varken, tıpkı “Ergenekon” gibi “Derin devlet” diyerek bir dönem kurulan kumpasların medya ayağı olduğu gerçeğini gizleyemezler. Bir de trajik bir cümlesi var; “Ergenekon demek bir daha Yassıada olmasın demekti” diyor. Yahu yıllarca gazetelerinde yazdığınız, kumpaslarına destek olduğunuz FETÖ’cüler, 15 Temmuz’da darbeye kalkışmadı mı, 251 insanı şehit etmedi mi, Erdoğan’ı öldürmeyi planlamadı mı?

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder