Giriş
Dünyada hızlanarak artan güzellik furyasında, hem kadın hem de erkek açısından güzel ve mükemmel görünme isteği başrol oynuyor. Çamaşır deterjanından tutun da kozmetik ürünlerine, kıyafetlerden, eve ve arabaya kadar her şeyin en iyisine sahip olma arzusu; kadınlar, erkekler hatta çocuklarda bile baskın şekilde hissediliyor. Bütün bunların mutlulukla çok yakından bir bağlantısı var. Peki mutlu olmak için güzel olmak şart mı?
Güzel olmak ve güzel kalmak her zaman mutlu olmamızın ilk koşullarından biri! Bunun için estetik uygulamalardan faydalanırken, ameliyatsız ve kesinlikle acısız, ağrısız, morarma ve kızarma dahi olmadan güzelleşmek istiyoruz. Yapılan uygulamadan sonrada hayatımıza en hızlı şekilde kaldığımız yerden devam etmek en önemli beklentimiz. Uygulama yapılan bölgede herhangi bir iz kalsın istemiyoruz. Çünkü yapılan işlemin çevremiz tarafından anlaşılmasından çekiniyoruz. Tek seferde uzun süren kalıcılık elde etmek de beklentiler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Bütün bunları bir arada değerlendirdiğimizde; güzelleşmek için ilk adımı, konusunda uzman ve tecrübeli bir hekime ve tabii iyi bir kliniğe başvurarak atmalısınız. Öncelikle uzman doktorunuza; ilaçlar, hastalıklar, daha önce geçirdiğiniz ameliyatlar ve uygulanan işlemler hakkında hiçbir şeyi saklamadan detaylı bilgi vermelisiniz. Böylece doktorunuzla aranızda güven ilişkisi oluşabilir. Daha sonra yaptırmak istediğiniz uygulamanın size uygun olup olmadığının belirlenmesi aşamasında, doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz. Uygulama aşamasında ise yapılan işlemin alanında uzman ve deneyimli doktor tarafından, Sağlık Bakanlığı’nca onaylı iyi bir hastanede ya da klinikte tescilli ürünler kullanılarak yapılıyor olması çok önemli.
Teknolojideki hızlı gelişim, arzu ettiğimiz acısız, ağrısız, hızlı ve uzun süreli güzelliğe ulaşmamızı kolaylaşıyor. Daha önce, birçok teknolojik uygulamayı en az 3-4 seans yaptırmanız gerekiyor, yapılan uygulamanın kalıcılığı için de ara dönemlerde yeniden çeşitli işlemler ve uygulamalara devam etmeniz gerekiyordu. Teknolojik açıdan hangi seviyede olursa olsun, tüm işlemlerin amacı; cilt bariyerini güçlendirmek, lekeleri açmak, renk seviyesini aynı tona getirmek, cildi parlatmak, sıkılaştırmak, yüzü yukarıda tutmaktır. Bunları yapabilmek için cildin altındaki kolajen bantları ısı ile uyarmak gerekir. Bugüne kadarki tüm teknolojik uygulamalarda bu bantları direkt uyarmak mümkün olmuyordu. Çünkü yeteri kadar ısıyı veremiyor, bu yüzden de istediğimiz etkiyi alana kadar seanslara devam etmek zorunda kalıyorduk. Her kişide farklı sayıda seanslarda sonuç alırken aynı zamanda, işlemin kalıcılığı ve başarı oranında istediğimiz seviyelere ulaşamıyorduk.
Bugünün teknolojileriyle ne değişti?
Bugün artık tek seferde kolajen bantları kontrollü bir şekilde direkt uyarmak ve tek seferde uzun süreli kalıcılık sağlamak mümkün. Bu teknolojilerden biri de endolift lazer ağı. Saç teli inceliğindeki bu teknoloji ile direkt cildin altına ısı vererek yarım saatte, acı, ağrı, morarma, kesi ve dikiş olmadan tek seferde istediğimiz sonucu elde edebiliyoruz. İstediğimiz uzunlukta, derinlikte ve şiddette ısıyı cildin alt tabakasına ulaştırabiliyoruz. Üst göz kapağı düşüklükleri, göz torbaları, cilt kırışıklıkları, üst dudak çizgileri, boyun kırışıklıkları ve dekolte bölgesindeki kırışıklık sorunlarına hızlı ve güvenli çözüm üretebiliyoruz.
Endolift lazer ağı ile istediğimiz bölgede ısı ayarlarını değiştirip, kontrollü yağ yakarak şekillendirme yapabiliyoruz. Örneğin gıdı ve boyun bölgesi, sütyen kenarından önden ve arkadan yanlara doğru taşan bölgeler, diz içleri, selülitli bölgelerde başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Bu uygulama ile her ne kadar ısıyı cildin altına verip kolajeni uyarsak da ısı sadece uygulanan bölgede kalmayıp dağıldığı için cildin üstünde de harika etkiler yaratabiliyoruz. Kolajenin uyarılması ve ısı ile cildin üstündeki porlar küçülmeye, sivilce lekeleri azalmaya, cilt lekeleri açılmaya ve ciltte bebeksi bir etki ve parlaklık oluşmaya başlıyor. Üstelik uygulama sonrasında sosyal hayatınıza kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.
Diğer ameliyatsız uygulamalarda olduğu gibi endolift lazer ağı uygulamasında da herkeste aynı sonucu elde etmek zor. Doğru besleyici ve koruyucu ürünlerle bakım yapılmamış, koruyucu bariyeri ve kolajen bağları güçlü olmayan, derin kırışıklıklar, hatta sarkmalar oluşan bir cilt ile iyi bir bakım uygulanan ciltte aynı sonucu alamayız. İyi bakılmamış bir cilt karşısında hiçbir uzman, teknoloji ve ameliyatlar sihirli bir dokunuşta bulunamaz. Bu nedenle uygulamadan alınan sonuç ve kalıcılığı da kişiye özeldir. Nasıl ki tek yumurta ikizlerinin bile parmak izleri farklı ise, alınan sonuçlar ve işlemin kalıcılığı da kişiye göre değişir.
Cildimiz de üzerimizde taşıdığımız elbisenin kumaşı gibidir. Kumaşınız iyi olursa en vasat bir modelden bile göz kamaştıran güzellikte bir kıyafet çıkabilir. Ama kumaş kötü ise en güzel kalıba sahip bir kıyafet bile hiç güzellik taşımaz. Bu nedenle erken yaşlarda doğru ürünler kullanılarak yapılan bakım, doğru beslenme ve doğru yaşam tarzının benimsenmesi, cildinize yapacağınız en güzel yatırım olur. Yani kendinize ne kadar erken bakmaya başlar ve sağlıklı yaşarsanız, ileride yaptıracağınız işlemlerden daha kısa sürede ve daha kalıcı sonuçlar alabilir, bu uygulamalara daha geç yaşlarda ihtiyaç duyarsınız. Cildinize bakmanın yaşı yok, erken bakım ve yatırım size ileride güzellik olarak geri döner.
Mutluluk mutluluktan değil, acıdan sonra doğar. Nasıl ki spordan sonra yediğiniz bir çikolata sizi evde otururken yediğiniz bir çikolatadan daha mutlu ediyorsa…
