Giriş
Belki de siz de plastik cerrahinin bir lüks ya da keyfi bir şey olduğunu düşünüyorsunuz.
Peki size yanıldığınızı söylesem?
Araştırmalar, plastik cerrahi tarihinin çok eskiye dayandığını ortaya koyuyor.
Örneğin kozmetik ve rekonstrüktif prosedürlerin kökleri 2 bin 500 yıldan daha eskilere dayanıyor.
Ayrıca yakın sayılabilecek zamandaki dünya savaşları sonrasındaki gelişmeler de plastik cerrahinin ilerlemesine katkı sağladı.
Özellikle savaşta yaralanan askerlerin tedavisi ve hayata geri dönmeleri için yapılan cerrahi müdahaleler, yüz estetiğinde ya da kopan uzuvların dikimi gibi durumlar, rekonstrüktif cerrahi açısından önemli gelişmelere neden oldu.
Plastik cerrahi bu sayede çok hızla ilerledi.
Bilinen ilk bilimsel inceleme
Bu arada hemen söylemem lazım; ‘plastik cerrahi’deki ‘plastik’ aslında ‘kalıplamak’ veya ‘form vermek’ anlamına gelen Yunanca ‘plastikos’ kelimesinden geliyor.
Yani plastik kelimesinin doğal olmayanı ifade ettiğini düşünüyorsanız, yine yanılıyorsunuz.
Milattan önce 6'ncı yüzyılda Hintli Doktor Sushruta 'ameliyatın babası' olarak kabul edildi.
Çünkü kendisi dünyanın en eski tıp ve cerrahi çalışmalarından biri olarak kabul edilen bir kitap yazdı.
Sushruta’nın yazdığı ‘Samhita’da yüzlerce hastalık, şifalı bitkilerin farklı kullanımları ve elbette ameliyatlar yer alıyor.
Yazıldığı günden beri tıp teknolojisinin ilerlemesine katkı sunmuş bu kitap, bilinen ilk bilimsel inceleme.
Ancak daha önemlisi deri naklinin anlatımı da bu kitapta yer alıyor.
Yaşasın tıp!
Sushruta, yaptığı ameliyatlarda cildin bir kısmının başka yere nakledilmesi gibi plastik cerrahiyi aydınlatan teknikler bulmuş ve kullanmış.
Bu kitap, hala kullandığımız tekniklerin atası olarak kabul ediliyor.
Ancak bu ameliyatların yapım gerekçeleri o zamanlar elbette farklı idi.
Günümüzde bir burnu yeniden yapılandırmak, genellikle sağlık ve estetik sorunlarının çözümü için yapılıyor.
O zamanlar ise bu tip burun ameliyatları genellikle hırsızlık veya zina suçlarının cezası olarak burnu deforme edilen hastalara yapılıyordu.
Günümüzde tıp çok ilerledi.
Artık biz cerrahlar, çeşitli nedenlerle oluşan travma, enfeksiyon, yanıklarda koruyucu doku tabakasını kaybeden bölgeleri geri kazanmak için hala cilt greftlerini kullanıyoruz.
Bu sayede cilt kaybının yarattığı alanları tedavi ediyoruz.
Şaşırtıcı bir şekilde, binlerce yıl önce yazılan bu tekniklerin tümü Sushruta Samhita'da yer alıyor.
Yaşasın tıp!
