Giriş
CHP’nin, 2018 seçimlerine katılma hakkı kazanması için İYİ Parti’ye 15 milletvekili transfer etmesi bir başlangıçtı. Kılıçdaroğlu’nun siyaset satrancını kullanmakta ustalaşmaya başlamasının bir örneğiydi. Bunu 2019 yerel seçimlerindeki ittifak izledi. Siyaset satrancındaki temel strateji, toplumda karşılığı olan hamleyi yapabilmek üstüne kuruludur. 6’lı ittifakı bu açıdan incelemek gerekiyor. Tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi, bir toplumsal tepki denemesi olduğu gibi, seçmen iradesinin bağımsız karakteriydi. Seçmen, adaletsizliğe, gücün kötüye kullanılmasına tepkisini net bir şekilde gösterdi.
Ekonomi önemli. Önümüzdeki seçimlerde, artan yoksullaşma, hayat pahalılığı, etkili olacak. Bunu şimdiden gözleyebiliyoruz. Bununla birlikte, “Seçmen yalnızca cebine bakar” demek, seçmeni küçümseyici bir yaklaşım olur. Örneğin 2019 yerel seçimlerinde en çok belirleyici olan konu herhalde ekonomi değildi. Büyük şehirlerdeki kitleler, yönetim tarzına dair genel bir uyarı yapmak istediler. Adaletsizliğe, eşitsizliğe, yaşam tarzı baskısına, partidevlet modeline, denge ve denetimi olmayan yönetim tarzına yapılan bir uyarıydı bu.
'Birleşin' beklentisi
İYİ Parti kurucu kadrosu çoğunlukla MHP kökenli. Doğal olarak güçlü milliyetçi reflekslere sahip bir yönleri de var. Bu noktada CHP ile sorun çıkacağını sanmıyorum. Deva ve Gelecek Partileri ise AK Parti’nin önde gelen birçok isminin yer almasıyla, kalkınma ve demokratikleşme misyonunu tamamlamaya aday yönleriyle anlamlı hale geliyorlar. Saadet Partisi, sınırlı kalmış seçmen kitlesiyle ittifak içinde can bulabiliyor. Bu 6 partinin dikkatle baktığı yönlerden biri, HDP. Seçimleri kazanmak, iktidara yürüyebilmek açısından, HDP’nin de katıldığı bir işbirliği daha güçlü olacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimlerinde 6’lı ittifakın ön provası yapıldı. HDP seçmeni de bu ittifakı destekledi. CHP tabanında HDP ile işbirliğine karşı ciddi bir tepkinin oluşmadığını görebiliyoruz.
Tersine yeni bir iktidar imkânı için bu işbirliği olumlu karşılanıyor. İYİ Parti geçen zaman içinde CHP’nin HDP’yle işbirliğine yönelik çabalarını giderek daha normal karşılayan bir doğrultuya girmiş görünüyor. Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretini destekleyen bir havadaydı.
Bütün bu tablonun gerçek kurucusunun ve teşvik edicisinin ise seçmen kitlesi olduğu söylenebilir. Bizim gördüklerimizi seçmen de görüyor. Türkiye’nin siyaseten yenilenmesi, Batı’yla ilişkilerin düzeltilmesi, komşularla daha iyi ilişkiler kurulması, parlamenter rejime yeniden dönüş gibi noktalarda, önemli bir kitlenin kararlı bir ruh halinde olduğundan söz edilebilir. Bütün bunların da ancak ittifakla mümkün olabileceği de açık. O yüzden, “birleşin” beklentisi belirginleşiyor. Aydınların, okumuş-yazmışların tereddütleri, ortalama seçmenin çok da umurunda olmayabilir. Görebildiğimiz kadarıyla seçmen daha iyi bir gelecek istiyor ve bir yeniliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Bu ittifak kolay kolay bozulmaz. Partilerin iradelerini yönlendiren, seçmenin eğilimi.
