Özgür Gökmen Çelenk Mesane kanserinden korunmak için sigaranı söndür
HABERİ PAYLAŞ

Mesane kanserinden korunmak için sigaranı söndür

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Ataus anlatıyor.

MESANE KANSERININ KAÇ EVRESI VAR?

Mesane kanserini kabaca bölgesel (tümörün mesanedeki durumu) ve sistemik (lenf bezi ya da organ metastazı) olarak 2 evreye ayırmak mümkün. Tümörün mesane tabakalarına yayılımı çok önemli. Bu yayılım, mesanenin tamamının cerrahi olarak alınıp alınmayacağında ve tedavi sonrası hastalığın seyrinde çok belirleyici.Mesane kasına geçmemiş kanserlerde yalnızca mesanedeki tümörün endoskopik (kapalı) yöntemlerle alınması yeterli. Daha sonraki evreler lokal ileri olarak adlandırılır. Mesane kasına, mesane çevresi yağ dokusuna, kalınbağırsakların son bölümüne, mesane çevresindeki komşu organlara (erkeklerde prostata, kadınlarda vajinaya) yayılabilir. Nihayetinde karın alt yarısını saran kemik ve kas yapılara ilerleyebilir.

Haberin Devamı

NASIL TEDAVI EDILIR? TAM IYILEŞME ŞANSI VAR MI?

Mesane kanserlerinin büyük çoğunluğunu başarıyla tedavi etmek ve tam iyileşme sağlamak mümkün. Çünkü yeni tanı alan mesane kanserlerinin dörtte üçü, mesane kasına ilerlememiştir. Bu tümörler TUR dediğimiz yöntemle kapalı olarak temizlenebilir. Metastaz olasılıkları yok denecek kadar azdır. Tek sorun tekrarlama potansiyellerinin yüksek olmasıdır. Bu nedenle düzenli aralıklarla uzun süreli takip çok önemli. Takiplerde sistoskopi ve sitoloji (idrarda tümör hücrelerinin aranması) kullanılır. Tümörün tekrarlamasını önlemek, azaltmak için yüksek riskli hastalara mesane içine sonda yardımı ile kemoterapötik ya da immunoterapötik ilaçlar verilir. Bunların en etkilisi BCG (verem aşısı, tüberküloz basili)’dir. Kasa geçmiş hastalıkta ve daha sonraki evrelerde seçkin tedavi mesanenin alınmasıdır. Çoğu zaman cerrahi öncesi ya da sonrası kemoterapi uygulamaları gerekebilir. Bazı hastalarda ek radyoterapi ihtiyacı olabilir. Bu evrelerde de tam tedavi şansı vardır. Metastatik hastalıkta ise sistemik tedaviler kullanılır. Bu evrede yıllardır kullanılan kemoterapi ajanlarının yanına son yıllarda başarılı immunoterapötik ajanlar da tedaviye ekleniyor.

Haberin Devamı

KORUNMAK IÇIN ÖNERILERINIZ NELERDIR?

Hastalık öncesinde de hastalık sonrasında da sigarasız bir yaşam çok önemli. Hatta pasif içicilerin bile risk alında gösteren çalışmalar yayınlandı. Sigardan uzak durmak, tedavi sırasında ve sonrasında tedavinin başarısını ve kalıcılığını etkiliyor. Yeterli, düzenli sıvı alımı özellikle orta ileri yaşlarda mesanede kanserojen maddelerin yoğunluğunun azalmasını sağlar. Ailesinde tümör hikayesi olanların ve boya sanayi, lastik, kauçuk sanayi gibi riskli meslek gruplarında çalışanların periyodik kontrolleri bir başka önlemdir. Son olarak idrarda kan olması durumunda hemen bir üroloğa başvurulması çok değerli zaman kazandırarak tedavi başarısına olumlu katkılar sağlar.

TEKRARLAYAN ENFEKSİYONUN NEDENİ ARAŞTIRILMALI

ÇOCUKLARDA DA MESANE SORUNLARI GÖRÜLÜR MÜ?

Evet, vezikoüretral reflü dediğimiz hastalık bunlardan biri. Çocukların yaklaşık yüzde 10’unu etkiler. Bu hastalıkta mesanedeki idrar, böbrekleri mesaneye bağlayan üreter dediğimiz kanallara ya da bu kanallar aracılığıyla böbreklere geri kaçar. Geri kaçış bir ya da iki böbreğe birden olabilir. Kız çocuklarında ve 2 yaşından küçük çocuklarda daha sıktır. Tanı konmayan, ya da uygun tedavi edilmeyen reflü çok ciddi sağlık sorunlarına ve hatta böbrek kaybına neden olabilir.

Haberin Devamı

SEBEPLERI NELER?

Üreter-mesane bağlantısı noktasındaki özel bir valv mekanizması sayesinde normalde mesanedeki idrar geri kaçmaz. Işte bazen sebep bu mekanizmanın bozuk olmasıdır. Bazen de altta yatan başka bir hastalık vardır. Mesanede doğuştan bazı anatomik sorunlar, mesane kasının çalışmasını engelleyen bazı sinir veya omurilik problemleri gibi.

AİLELER HANGİ DURUMDA ŞÜPHELENMELI?

Reflü tanısı genellikle bakteriyel bir idrar yolu enfeksiyonu sonrası ya da tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları sonrasında konulur. Bu bir böbrek enfeksiyonu ise yüksek ateş, bel ya da sırtta ağrı, karın ağrısı, genel durum bozukluğu ve kusma ön plandadır. m Mesane enfeksiyonlarında ise ağrılı ve yanmalı idrar yapma, acil işeme ihtiyacı, idrar kaçırma, gece altını ıslatma görülebilir. Bazı bebeklerde sadece açıklanamayan ateş, huzursuzluk, kusma, ishal, iştahsızlık, kilo alamama gibi belirtiler olur.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Hastalık doğum öncesi hamilelikte yapılan ultrason incelemeleriyle tespit edilebilir. Ultrasonda anne karnındaki bebeğin böbreklerinde bir genişleme ve büyüme saptanması doğum sonrası bu bebeklerin ürologlar tarafından incelenmesini ve takibini gerektirir. Hastalığın kesin tanısı işeme sistoüretragramı denilen tetkikle konulur. Bu incelemede çocuğun ön idrar yolundan mesanesine ince bir kateter yerleştirilir, kateter aracılığıyla mesane içine kontrast madde verilirken seri grafiler alınır. Mesane doldurulduktan sonra katater alınarak işeme sırasında da aynı görüntüler alınmaya devam edilir. Bu şekilde hem reflünün varlığı hem de derecesi ortaya konulmuş olur. Reflü ortaya konduktan sonra böbreklere zarar verip vermediği böbrek sintigrafisi ile araştırılır. Bazı özel durumlarda ürodinamik tetkik yapmak gerekebilir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Reflülerin büyük çoğunluğu çocuklar büyüdükçe zamanla kendiliğinden ortadan kaybolur. Genellikle ortalama 5-6 yaşına kadar geçmiş olur. Ameliyat gerektirmeyen reflüde amaç idrar yolu enfeksiyonlarının, daha önemlisi böbrek zararının önlenmesidir. Cerrahi tedavi gerektiren azınlıktaki grupta ise ya endoskopik (kapalı) ya da açık cerrahi yöntemlerle idrarın geri kaçmasını önleyecek işlemler uygulanır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder