Özgür Gökmen Çelenk Terapi görenlerde panik bozukluğun tekrarlama riski çok düşük
HABERİ PAYLAŞ

Terapi görenlerde panik bozukluğun tekrarlama riski çok düşük

Panik bozukluk yaklaşık 10 seans süren bilişsel davranışçı terapi ile başarıyla tedavi edilebiliyor. Araştırmalar, terapinin üzerinden yıllar geçse bile iyilik halinin sürdüğünü gösteriyor. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Türkçapar anlatıyor.

Psikoterapi nedir? Panik bozuklukta hangi psikoterapi yöntemleri kullanılıyor?

Psikoterapi ağırlıklı olarak iletişim-konuşma yoluyla ruhsal rahatsızlıkların tedavisine verdiğimiz isim. Psikoterapide terapist, danışanla kurduğu ilişki üstünden kişinin sorunlu duygu, düşünce veya davranışlarını çözmeye çalışır. Panik bozuklukta etkili olduğu çeşitli bilimsel çalışmalarla gösterilmiş olan terapi türü bilişsel davranışçı psikoterapidir. Bu psikoterapide panik bozukluğu sürdüren algı, düşünce ve davranış alanındaki mekanizmalar değiştirilmeye çalışılır. Son yıllarda bazı çalışmalarda panik bozukluğa odaklı psikodinamik terapi adı verilen terapilerin de etkili olduğu gösterilmiştir. Fakat çalışma sayısına bakıldığında en etkili tedavinin bilişsel davranışçı terapi olduğunu söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Bilişsel davranışçı terapi kişiye ne tür beceriler kazandırır? Panik bozukluğu nasıl iyileştirir?

Panik bozuklukta rahatsız edici olsa da aslında herhangi bir tehlike teşkil etmeyen bedensel, zihinsel veya duygusal bir tetikleyici his olur. Kişi bu hissi, hemen o anda ortaya çıkacak, belki de ölümüne ya da sonunun gelmesine yol açacak bir felaketin ön işareti gibi algılar. Doğal olarak bu ön işaret de kişinin daha da korkmasına, paniklemesine yol açar. Artan korku ve kaygı belirtileri daha da kötüleştirir ve bir kısırdöngü başlar. İşte bilişsel davranışçı terapi, öncelikle kişinin yaşadığı belirtilerin tetikleyicisi ile ilgili felaket dönük yorumları değiştirmeyi hedefler.

Bu nasıl yapılır?

Terapist ve danışan adeta birlikte bir araştırma yürütür. “Yaşanan belirti kaygıya bağlı masum, sıradan bir belirti mi” yoksa “O anda ölümüne, delirmesine yol açacak bir belirti mi?” Terapist ve danışan bu iki hipotezden hangisinin daha gerçekçi olduğunu birlikte bulmaya çalışır. Terapinin bilişsel (düşünsel) kısmında bunlar yapılır. Yani kişinin yaşanan belirtiyle ilgili yorumu, algı veya düşüncesi değiştirilmeye çalışılır. Daha sonra terapinin ikinci kısmında yapılan davranış deneyleriyle bu hipotezler test edilir.

Haberin Devamı

Bu aşamayı örnekle açıklar mısınız?

Diyelim ki felaketleştirdiğiniz belirti baş dönmesi ya da nefes darlığı olsun. Seans içinde baş dönmesi ya da nefes darlığı yaşatarak sizi bu belirtilere maruz bırakırız. Panik bozukluk aslında panik atak fobisidir. Fobi de bir şeyden aşırı ve uygunsuz biçimde korkmaktır. Fobilerin yenilmesi ise kişinin korktuğu şeylere maruz kalmasıyla olur. Dolayısıyla terapinin davranışçı kısmında hedefimiz seans içinde sizi panik atağa maruz bırakmak, herhangi bir müdahale olmadan panik atakların kendi kendine geçtiğini görmenizi sağlamaktır. Bir anlamda fobik olduğunuz şeye maruz kalır, korktuğunuz şeylerin gerçekleşmediğini görür, giderek o duruma alışırsınız. Böylece kalıcı tedavi gerçekleşir.

Haberin Devamı

Tek başına ilaç kullanmak bu duyarsızlaşmayı sağlamıyor mu?

Yine bir benzetmeyle açıklayabiliriz. Diyelim ki evinizin dışında bazı insanların seslerini duyuyorsunuz ve “Beni öldürmeye geldiler” diye o anda korkuya kapılıyorsunuz. Psikoterapide yaptığımız şey, “Evinizin dışında duyduğunuz sesler, sizi öldürmeye gelen birinin değil, yandaki komşuya gelen misafirlerin sesleri” gibi yaşananlara daha uygun, gerçekçi ve zararsız bir açıklama getirmektir. İlaç tedavisinde yapılan şey ise dışarıdaki gürültüyü kendisini öldürmeye gelenlerin sesi olarak yorumlayan birine bir nevi kulak tıkacı vermektir. İlaçlar sesin daha az duyulmasını sağlayarak rahatlatır. Panik ataklar için de durum tam olarak böyledir. İlaçlar, panik atağı tetikleyen bedensel duyumları azaltır ve bu yolla etki eder. Oysa terapinin bilişsel kısmında bedensel duyumlarla ilgili daha gerçekçi yorumlar yapmayı öğrenir, davranışçı kısmında ise kapıyı açıp dışarı çıkar ve sesleri çıkaranların tehlikeli olmadığını görerek rahatlarsınız.

O halde ilaç bırakıldığında tıkaç kalkar ve panik ataklar yeniden başlar diyebilir miyiz?

Evet, ilaç tedavisiyle düzelen hastalarda maalesef ilaç kesildikten sonra panik bozukluk yüksek oranda tekrarlama gösterir. Oysa terapiyle kişi kalıcı bir beceri öğrenir, kendi durumuyla ilgili yeni bir anlayış geliştirir.

Terapi ne kadar sürer?

Panik bozuklukta terapi genellikle 10 seans civarında sürer. Terapinin 1-3 seansında kişi değerlendirilir. Yaklaşık 2 seans psiko-eğitim dediğimiz bir eğitimle panik bozukluğun ne olduğu konusunda kişi bilgilendirilir. Ardından 2 seans kadar kişinin felaketleştirdiği belirtinin ne kadar gerçekçi olduğu konusunda değerlendirmeye geçilir ve bilişsel yeniden yapılandırma başlar. Ardından da davranışçı kısım dediğimiz davranış deneyleri yapılır. Yani kişi panik ataklara maruz bırakılır.

Tedaviye rağmen panik bozukluğunun tekrarlama olasılığı ne kadar?

İlaç tedavisinde ilaç kesildiğinde tekrarlamama olasılığı yüksek. Çünkü kişinin tek öğrendiği şey kendisinde bir rahatsızlık olduğu, bunun ilaçla düzeldiğidir. Ama başarılı bir psikoterapi ile yineleme olasılığı çok düşük. Yaklaşık 2 yıllık takiplerde terapi görenlerin yüzde 80’inin iyilik halini koruduklarını biliyoruz. Kişi bu becerileri öğrendikten sonra yaşam boyu kullanabiliyor

Sıradaki haber yükleniyor...
holder