Giriş
Ölümünün üzerinden tam 21 yıl geçmiş Prenses Diana’nın. 31 Ağustos 1997’de Paris’te bir trafik kazasında öldüğünden beri ne unutuldu ne ona olan sevgi azaldı. Ama aslında resmi olarak prenses unvanı bulunmadığını biliyor muydunuz? Yani Kate ve Meghan gelinler gibi o da aslında düşesti. Kocası Prens Charles olduğu için halk da onu Prenses Diana olarak bağrına basınca öyle anılmaya devam etti. Prenseslik doğuştan gelen bir hak ve ne Diana ne de diğer gelinler evlenince prenses ya da kraliçe olabiliyorlar. Ah ahh Prenses Diana’m yaşasaydı da şu Camilla’ya taht yüzü göstermeseydi, evlatlarının mürvetini görüp torun sevseydi.
HER HAFTA TÜM ÜLKE BERABER TARTIŞACAK BİR KONUMUZ OLSUN
“Menemen soğanlı mı soğansız mı olmalı?” konusunu tüm ülke olarak tartışmamız çok hoşuma gitti. Her hafta böyle bir dert edinip onunla oyalanalım istiyorum. İflah olmaz bi romantik olarak, bu haftaki kitlesel tartışma konu önerim: Aşk her şeyi affeder mi? Bırakın soğanı yumurtayı bu yaz sıcağında. Bu konu daha derin tartışılmayı hak ediyor. Adam en yakın arkadaşınla kaçarsa affedilmez tabii ama minik bir hatayı affedip burnundan getirmek daha iyi geliyor bana. Küsüp kızıp bitirip ekmeğine yağ sürmektense affetmiş gibi yapıp pasif agresif sinirle hayatı zindan etmeli hatalar diliyorum.
HANDE YENER İNGİLİZCESİ
Kulak kanseri diye bir şey varsa Hande Yener’in yeni İngilizce şarkısı ‘Love Always Wins’i dinleyince ben oldum ondan galiba. Artık ben bu tür işlerin şaka olarak yapıldığını düşünüyorum. “O kadar berbat bir iş çıkaralım ki ortaya, insanlar konuşsun, gülsün, dalga geçsin; biz de gündem olalım” deniyor herhalde. Güldük işte hoş mu oldu? Şarkıyı duyurduğu video, her şeyi yanlış yazması, o aksanı, sözleri, Hande Yener’in zamanında desteklemediği her şeye tamamen zıt. Hem geç kalınmış hem de çok yanlış yapılmış bir iş gibi.
YER OLSA GİTTİĞİ KREŞİ DE BIO'SUNA YAZACAKMIŞ
Genç kızların yeni gözdesi Can Yaman, belki de artık genç kız olmadığım için benim pek gözdem değil. Bunca yıllık six pack’ciyim bir türlü onunkilere yükselemiyorum. 
Her fotoğrafı, her açıklaması ego ego ego diye bağırıyor. (Bakınız bileğindeki C harfli kol bandı.) Son dikkatimi çeken Instagram hesabının ‘bio’ kısmı oldu. TC kimlik numarası eksik kalmış, onu da yazıversin. Sığsa gittiği kreşi de yazacak. Kocişkosunun bitanesi, Alyanur’un annesi, Batman gelini yazan hesaplardan farkı yok gözümde.
ONA ÖZENMEKTEN CİĞERİM ÇÜRÜDÜ
Bu haftanın en beybisi 36. doğum gününü kutlayan Bergüzar Korel. Kendisine, iş ve aile yaşamına, oyunculuğuna, duruşuna özenmekten ciğerim çürüdü. Sosyal medya yasaklı doğum günü partisinde giydiği kıyafetine, abartısız makyajına ayrı bayıldım. Bir kadına kısa saçın bu kadar yakışacağını asla düşünmezdim onu görene kadar. Yeni yaşında kendisini daha çok görebilmeyi diliyorum.
KİM BU GÖZLERİNDEKİ YABANCI
Milli meselemiz olarak Deniz Seki’nin kilolarını konuşmayı bıraktık, biraz da kıyafetlerinden bahsedelim. Sahnelere bomba gibi döndü ama Kıbrıs’ta giydiği elbiseyi hiç sevemedim. O kadar ağır o kadar hareket engelleyici görünüyor ki, içinde nasıl oynayıp zıpladı anlamadım. Kaşı gözü de bir değişik geldi bana, sanki Deniz Seki değil de başkası bu gördüğüm. Hemen açıp ‘Yakamoz’ dinleyip kendime geleyim bari.
