Prof. Dr. Şükrü Mehmet Ertürk Covid-19 ve sevdiği belirsizlik sisi
HABERİ PAYLAŞ

Covid-19 ve sevdiği belirsizlik sisi

Tüm dünya inanılmaz bir mücadele içerisinde. Ortak ve çok sinsi düşmanın ismi Covid-19. Ortalığı yoğun bir belirsizlik sisi kaplamış durumda. El yordamı ile çalışılabilen bu ortamda, bilim insanları hastalığın etkeni SARS-CoV-2 virüsünü tanımaya, onun nasıl davrandığını ve zaaflarını anlamaya çalışıyorlar.

İsterseniz bugüne kadar yaşadıklarımızı kısaca özetleyelim. Çin, 31 Aralık 2019’da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne Wuhan şehrinde etkeni belirsiz zatürree olguları görüldüğünü bildirdi. Ocak ayının 11’inde, Çin’de yeni tip bir corona virüsün sebep olduğu ilk ölüm gerçekleşti. DSÖ, 30 Ocak’ta yeni virüsün sebep olduğu salgını uluslararası bir halk sağlığı acil durumu olarak duyurdu. Uluslararası Virüs Taksonomisi Komitesi yeni virüsü 11 Şubat’ta SARS-CoV-2 olarak adlandırdı. Aynı gün DSÖ virüsün sebep olduğa hastalığa Covid-19 ismini verdi ve 11 Mart’ta Covid-19 pandemisini ilan etti.

Haberin Devamı

Covid-19 ve sevdiği belirsizlik sisi

İngiltere’de Imperial College, 16 Mart’ta, eğer önlem alınmazsa, Covid-19’a bağlı ölümlerin İngiltere’de 550 bin, ABD’de ise 2,2 milyon olarak gerçekleşeceğini açıkladı. Hafifletme stratejileri (vakaların izolasyonu, ev karantinası ve yaşlıların sosyal izolasyonu) uygulandığında ise ölüm sayısı, İngiltere için 250 bin, ABD için ise1,1-1,2 milyonu bulabilecekti.

Oxford Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, 24 Mart’ta, geliştirdikleri matematik modele göre ülkede 19 Mart itibari ile enfekte olan nüfusun yüzde 36 ile yüzde 68 aralığında olabileceğini söylediler. Onlara göre hastalık zannedilenden çok daha önce başlamış ve fark edilmeden yayılmıştı. Yani, sürü bağışıklığı kazanılmak üzereydi ve ölüm sayıları Imperial College tahminlerinin çok altında kalacaktı.

Imperial College’den Neil Ferguson, 25 Mart’ta, kendi modellerinde bazı güncellemeler yaptıklarını ve ölüm sayısının 20 binin altında kalacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Virüsün sevdiği belirsizlik sisi

Covid-19 ve sevdiği belirsizlik sisi

İşte bu noktada kafalar karışmaya başladı. Bilim insanları salgının tam olarak ne zaman başladığını ve hiçbir belirti göstermeden iyileşen insanların oranının ne olabileceğini sorgulamaya başladılar. Eğer hastalık sinsice yayılabiliyorsa, bu oran yüksek olmalıydı.

Haberin Devamı

ABD’ de ABC News, 8 Nisan’da Amerikan askeri medikal istihbarat kurumunun daha kasım ayında hükümete Wuhan’da bir salgın yaşandığını, bu durumun Asya’da konuşlu Amerikan askerleri için ciddi bir tehdit olduğunu ve afet boyutunda bir olay için hazırlık yapılması gerektiğini raporladığını duyurdu. Pentagon, bu haberi yalanladı.

New York Times, 9 Nisan’da, iki ayrı bilimsel çalışmaya göre, kentte dolaşan virüsün Çin değil de Avrupa kaynaklı olduğunu yazdı. Bu durum virüsün dünyayı dolaşmaya çok önceden başlamış olduğunu gösterebilir miydi?

Salgının başlama zamanı ile ilgili şüpheler her geçen gün derinleşirken, hiç belirti göstermeyen hasta oranı ayrı bir muamma haline geldi. Bu oran, Çin’de yüzde 4-14, Diamond Princess turistik yolcu gemisinde yüzde 18, İtalya’da ilk karantinaya alınan kasabalardan biri olan Vo’da yüzde 50-75, İzlanda’da yüzde 50 olarak bildirildi. British Medical Journal ise 2 Nisan’da, enfekte her beş kişiden dördünün, yani hastaların yüzde 80’inin, hiçbir belirti göstermediğini yazdı.

Haberin Devamı

Serolojik testlerin yaygın kullanıldığını göreceğiz

Covid-19 ve sevdiği belirsizlik sisi

Salgının bir ülkede ne zaman başladığı ve ne kadar insanın hastalığı geçirmiş ve (bir ihtimal ile) bağışıklık kazanmış olduğunu bilmek geleceği planlamak açısından çok önemli. Bu sayede sürü bağışıklığına ne kadar yaklaştığınızı kestirme şansınız oluyor. Ne yazık ki, Covid-19’un dünya turuna ne zaman başladığını ve Türkiye’ye ne zaman vardığını kesin olarak hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Hastalığı geçirmiş ve bağışıklık kazanmış insanların sayısını belirlemenin ise bir yolu var. Serolojik testler ile kanda virüse karşı vücudun ürettiği antikorları aramak.

Hepimizin adını ezberlediğimiz PCR testleri ile boğazdan ya da burundan alınan sürüntülerde virüsün kendisi aranıyor. Hastalarda iyileşme sonrasında PCR testlerinin negatif olması çok yüksek olasılık. Serolojik testler ise bu dönemde pozitif kalabiliyor. Bu sayede hastalığı geçirmiş insanlar belirlenebiliyor. SARS-CoV-2 için farklı serolojik testler geliştirilmiş durumda ve etkinlikleri test ediliyor. Yakında çok yaygın olarak kullanıldıklarını göreceğiz.

Serolojik değerlendirme ile ilgili bazı soru işaretleri de var aslında. Hastalığı geçiren kişi yeniden enfekte olabilir mi? Bu şimdilik düşük bir ihtimal olarak gözüküyor. Hastalığı belirtisiz geçirenlerde serolojik test sonucu negatif gelebilir mi? Bu sorunun ise kesin bir cevabı henüz yok.

Dediğim gibi Covid-19 ile mücadele etmek yoğun siste, el yordamıyla yürümeye benziyor. Virüs bu belirsizlik sisini çok seviyor ama sosyal izolasyon ile başa çıkamıyor. O yüzden evde kalalım ve bilime bu zor savaşında zaman kazandıralım.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder