Bir dakika

Bayrağımızı yırtan o Yunan Vekil’e ırkçı dediler. Ne münasebet. Irkçılık bile bir pâye’dir. O mahlûk’a bu sıfat, iltifattır. Bu karanlık kafa, ırkçı bile olamaz. Bayrağımızı yırtacağına keşke yaksaydı. Bâri ışığında aydınlanırdı.

Gündem

Ne mutlu bize. Sporcu bir Belediye Başkanımız var. Futboldan anlıyor, güzel yüzüyor, iyi tenis oynuyor, aynı zamanda kayak şampiyonu. Kayak denince aklıma geldi. Kılıçdaroğlu’nu kayak yaparken düşünebiliyor musunuz? Lacivert elbiseleriyle...

Vaktiyle bir yazıda Ecevit için demiştim ki: - Çok iyi korner atardı. Attığı her korner, mutlaka santra yuvarlağına düşerdi. Hiç şaşmazdı. Bana sitem etti: - Sayır Tamer, ben ömrümde hiç korner atmadım ki: Gülüştük geçti. Zarif bir adamdı.

Kılıçdaroğlu’nu da yabana atmayın. Lefter’in başarılı kaleciliği’nden çok etkilenmiş ve Fenerbahçeli olmuştu.

- İşte belgesi. Çünkü belgesiz konuşmaz. Lâkin, küçük bir yanlışlık oldu. Hayranlık duyduğu kalecinin, Lefter değil, Galatasaraylı Turgay olduğu sonradan teşhis edildi.

En güzeli de İsmet paşa. Hep anlatırlar. 1948 Olimpiyatları’nda 3 Adım Atlama’da 3’üncü olan atletimiz Ruhi Sarıalp’i tebrik ederken demiş ki:

- Dişini sıkıp 2 adım daha atsaydın, birinci gelecektin. Tuhaf insanlarız. Neler uyduruyoruz yahu...