Rauf Tamer Dağıtmayalım
HABERİ PAYLAŞ

Dağıtmayalım

Haberin Devamı

Abdullah Gül’ün ismi durup dururken mi gündeme geldi? Hayır. Deniz Baykal bir soru üzerine telaffuz etti o ismi. Ne yapacaktı? Pas mı geçecekti?


Asıl konu o değil zaten. Kaynayıp gitmesin. Konu, red cephesinin diri tutulması... Ve dolayısıyla da bizatihi CHP Genel Başkanı’nın aday olup olmayacağı...


Cevap da gecikmedi. Kılıçdaroğlu “parti genel başkanı, Cumhurbaşkanı adayı olmamalı” diye kesip attı. Gerçi bu lafa Muharrem İnce’nin tepkisi çok sert olmuştur ama ben onu yumuşatarak şöyle diyorum: - Adaylığını açıkladığı gün, pekâlâ koltuğunu da bırakır ve partisiz kalabilir. Yeter ki istesin.


Nitekim, bugün Fransa’da yarışacak olan iki adaydan bir tanesi partisiz. Ama yüzde 60 civarında oy bekliyor. Bu oylar, tabii ki şahsi oyu değil. Şahsi oyunun kaç olduğunu birinci turda gördük. Yüzde 25’ten bile az. Yani Kılıçdaroğlu’nun konumuna benzer bir durum.


Öyleyse kim kime kızıyor, niye kızıyor, pek anlaşılamıyor. Hele Abdullah Gül’ün sitemleri hiç anlaşılamıyor. Bu tartışmada ona yapılmış bir saygısızlık yok ki... Bilakis, iltifat var.

Not: Referandumda milleti ısrarla sandığa çağıranlar, “korkmayın, sandık güvenliği bize aittir” diye kefil oldular ama “mühürsüz seçim” diyerek şimdi mahkemeye gidiyorlar. Ne biçim kefil bunlar? Yok mu bunlara bir yaptırım?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder