Giriş
Milyonlarca mülteciyi ülkemize niye aldık diyenler, şimdi de soruyorlar:
-Kapıları açıp onları niye gönderiyoruz? Beyler!.. Zorla göndermiyoruz. İsteyen gider, istemeyen kalır.
Yeter ki siz şuna karar verin:
Gitsinler mi, kalsınlar mı? Ama doğru söyleyin. Ne istiyorsunuz? Sizin derdiniz ne?
Avrupa kapılarının bekçiliğini, biraz da Yunanistan yapsın...
Avrupa’nın bu şımarık sevgilisi bakalım kaç gün dayanabilecek.
Bir şey söyleyeyim mi? Allah’ın gücüne gitmesin ama mültecilere içim yandığı kadar, Yunanistan’ın da haline gülüyorum. Çok gülüyorum.
Gelelim öbür meseleye... Neden oradayız’ı yüz kere anlattılar ama bozuk plak aynen devam: Ne işimiz var Suriye’de?
Nedenini bir daha özetlediler.
Şöyle:
“Bugün İdlib’de, Münbiç’te verdiğimiz savaşı, Allah korusun yarın Urfa’da Hatay’da vermek zorunda kalmayalım diye oradayız.”
Anlaşıldı mı? Hayır. Yine anlaşılmadı. Çünkü yine Allah korusun, bunlar o zaman da sorarlar:
-Hatay’da ne işimiz var diye. Vallaha sorarlar.
Şunu da unutmayalım. Mehmetçik 24 saat tetikte. Televizyon izleyemiyor, radyo dinleyemiyor, gazete okuyamıyor. Dolayısıyla da...
“Suriye’de ne işimiz var?” diyenlerden bari haberi olmuyor.
İyi ki... Bu bana teselli veriyor.
Son bir not:
Sırf o gece, 329 rejim unsuru etkisiz hale getirilmiş. Sırf o geceden bahsediyorum. Mehmetçiğin eline sağlık ama unsur demeyelim şuna:
-Esad’ın 329 askeri.
