Rauf Tamer Gözden kaçanlar
HABERİ PAYLAŞ

Gözden kaçanlar

Önce Devlet suçlandı. Sonra Hükümet... Sonra Bakan. Sonra Maden Şirketi. Daha sonra Teftiş Kurulu. En sonra da Sendika. Nasıl oldu da Medya suçlanmadı... demeye kalmadı, o da suçlandı. Eh, bu kadar çok suçlu demek, hiç suçlu demektir. Vah gidene.

[[HAFTAYA]]

Vaktiyle İzmit Körfezi’nde bir vapur battı. 400 yolcu denize döküldü. Ve de kaptan dahil birçok insan öldü. Sorumlu aranıyordu. Fakat bulunamıyordu. Tam o günlerde üstad Bedii Faik şöyle bir fıkra yazdı. Aklımda kaldığı kadarıyla, başlık: Ahiretten mektup... Mektup kaptandan geliyordu, Bedii Bey’e: - Boşuna suçlu aramayın, suçlu benim. Çünkü ben öldüm... İmza, kaptan. Bunu anlamayacak bir insan var mı? Var... Öyle biri çıktı. Dönemin yetkili Bakanı dedi ki: - Bu mektup tamamen uydurmadır. Ölü hiç mektup yazar mı?

Haberin Devamı

Oralardan geldiğimiz için, şimdiki zihin açıklığımız büyük aşamadır. Gerçi okuduğunu anlamayan hâlâ çok insan var ama Soma Felaketi’nin sorumluları hayatta olduğuna göre, ahiretten mektup bekleyecek değiliz. Bunca sorumlu’nun içinde Veli Göçer’e benzer birini seçip paketleyeceğiz. Yetmezse, belki birini daha. İşte o kadar.

Bazı CHP milletvekilleri, bu facia karşısındaki tepkilerini göstermek için istifa etmeyi düşünmüşler. Çok klas bir davranış. Tebrik ederim. Lakin, istifa etmek onların iradesine bağlı değil. Her ne kadar anayasa, angarya’yı yasaklıyorsa da “zorla milletvekilliği yapmaya” devam edeceklerdir, zorla. Ne sistem ama? Ama nasıl bir rejim? Ta Murat Sökmenoğlu’ndan beri, bu angaryadan kurtulabilmiş tek milletvekili yok...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder