Güzel huy

Alışırsınız, alışırsınız.
Bu lafı hatırlayacaksınız.
Taaa 80’li yıllardan...
Gerçekten de alışmıştınız ama neye alıştığınızı şimdi unutmuş olabilirsiniz.
Zararı yok.
Bugün başka şeylere de alışırsınız.
15 yıl sonra da neydi bizim alıştıklarımız diye düşünür ama bulamazsınız. Sebep: Kanıksamak.
Türkiye’de en önemli meseleler böyle çözülür.
Biraz uzun sürer.
Ama çözülür.
* * *
Merak etmeyin.
Anayasa meselesini de böyle çözeceğiz.

[[HAFTAYA]]

Kimse incinmeyecek.
Çoğunluğun dayatması da neymiş?
Yüzde 50’nin karşısında yine yüzde 50’lik bir blok daha var, değil mi? Öyleyse onun da bir dayatması olabilir.
Olsun.
Ona da alışırız. Bu ülke 21.8’le Cumhurbaşkanı, yüzde 18’le Başbakan, yüzde 12’yle Başbakan Yardımcısı çıkarmış bir ülkedir. Bu ülke, seçime bile girmemiş bir partinin koalisyon ortağı olduğunu görmüş bir ülkedir.
Yaa efendim, 28 Şubat’ın asıl bu yanı unutulmuştur.
* * *
Allah, dağına göre kar vermiş.
Bize, özel yöntemler bahşetmiş. En güzeli de sorunu inatlaşarak çözmek.
Karşılıklı inat her gün büyür.
Bilinçaltımızda çözüm diye bir niyet olmadığı için inat artık hayatımızın bir parçası haline gelir. Bağışıklık böyle başlar.
Başladı bile.
Bakın işte, alıştınız.
Henüz bilmediğiniz görmediğiniz bir Anayasa Taslağı etrafında tartışıp duruyorsunuz.
Geriye ne kaldı?
* * *
Dört partinin dördü de masadan kalkan taraf biz olmayacağız diye ahdettiğine göre, meselenin büyük kısmı, bence çözülmüştür.
Eğer bir taslak’ta anlaşamıyorlarsa, onlara tavsiyem mevcut anayasayı bir taslak olarak kabul etmeleri ve onu yontarak, kesip biçerek uygar bir biçime sokmalarıdır.
Mevcut Anayasa dedim, değil mi?
Evet... Yani 82 Anayasası.
Hiç iyi bir anayasa değildir ama iyi bir taslak’tır.