Güzel şeyler

Görüyor musunuz?
Havayı yumuşatıp, tansiyonu düşürüp, aklıselim’i hakim kılacak Deniz Baykal’dan başka kimsemiz kalmadı.
Baykal, yaşlı falan da değil...
Sadece güzel yaş almış olan bir delikanlı.
Üstelik bir Bilge Adam.
Keşke siyasetçiler, resmi veya gayrıresmi olarak Baykal’la ara sıra buluşsalar.
Dinlemesini bilen, hele dinletmesini daha iyi bilen bir öğretmen o.

[[HAFTAYA]]

* * *
Davete icabet edip Dışişleri Konutu’na gitmesi gayet doğal değil mi?
Teamülde yokmuş.
Bundan sonra oluversin...
Tıpkı Köşkü ve Sarayı boykot gibi.
Bu da bir kültür.
Kaldı ki...
Kişiliğinden kaynaklanan özel bir durumu da var Baykal’ın:
- Partisini satmaz.
- Arkadaşlarını satmaz.
- Demokrasiyi hiç satmaz.
Bilakis... Sohbet sırasında, Erdoğan’a “Anayasa sınırları içinde kalmasını” eminim ki usta bir üslupla telkin bile etmiştir.
* * *
Şuraya gelmek istiyorum.
Siyasi hayatının en olgun döneminde, bu memleket, Baykal gibi bir evladının kıymetini bilsin.
Ondan faydalanacağı kadar faydalansın... Makam veya mevki falan değil bu söylediğim.
Bunları çoktan aşmıştır Baykal...
Onu davet eden zat, bunları bilmeseydi, zaten davet etmezdi...
Geriye ne kalıyor?
Ortada sanki şerefyâb’olacak bir durum mu var?

Not:
- Millet bize muhalefet görevi verdi.
Güzel laf.
Kulağa hoş geliyor.
Zaten yüzde 41 oy’a rağmen muhalefette kalmak, Ecevit’ten sonra bakalım kime nasip olacak diye düşünüyorduk.