Kınamak yetmez

Paris’teki ezbercilerin ilk lafı, tıpkı bizim ezberciler gibi: - İstihbarat zafiyeti. Koskoca, kalabalık bir mekânda, mesela bir köşeye çekilmiş, gazete okur gibi yapan birinin, az sonra üstündeki bombaları patlatmayacağı ne malûm? İstihbarat buna ne yapsın? Terör kadar kolay bir iş yok. Hele canlı bomba.

Sıkı güvenlik tedbirleri alındı ya... Olağanüstü bir durum var ya... Bakın, Paris’teki ezbercilerin ilk lafı, tıpkı bizim ezberciler gibi: - Özgürlükler kısıtlanıyor. Bravo zurna bey. Entel dediğin böyle olur.

Fakaat. Paris’teki ezbercilerin, bizimkilerden bir farkı var. Bizimkiler, buradaki her terörü, Türk Demokrasisine ya da Türkiye’nin birlik ve beraberliğine yapılmış bir saldırı addeder. Ama bakın, Fransız ne diyor: - Bu saldırı, bütün insanlığa karşı yapılmıştır. Yani, ey dünya, yanımızda ol.

Zaten yanınızdayız. İnanın ki aynı acıyı hissediyoruz. Yani “siz bizim yanımızda hiç olmadınız, şimdi terörün ne korkunç şey olduğunu anlayın bakalım” diyen bazı öfkeli insanlar dışında, hepimiz, Paris Katliamı’nı, şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Ama kınamak yetmez. G20 zirvesinde gelişmiş ve gelişmekte olan somut insaniyet adımları da görmek istiyoruz. Güvenlik yoksa ekonomi neye yarar? Parayı al, kafana çal...

Keşke Antalya’da G20 toplantıları vesilesiyle, hazır Dünya Liderleri’de oradayken, terörü lanetleyen bir Büyük Antalya Yürüyüşü düzenlense... Hani şu meşhur Paris Yürüyüşü gibi. Çok mu zor? Hangi lider itiraz edebilir?