Giriş
Anlaşılıyor ki bir siyasi ahlâk yasası kaçınılmaz. Gerçi ahlâk, yasayla sağlanacak nesne değildir ama hiç yoktan iyidir... Meydan bu kadar boş bırakılır mı? Seçim biter bitmez, böyle bir yasa için yeni mecliste hemen düğmeye basılacağını duyuyoruz... Alâ...
*
Diyorum ki... Bari emekler boşa gitmese. Önce ahlâk’ın ya da ahlâksızlığın tarifi lazım. Ahlaksızlık denince bizim siyasette sadece para pul meseleleri anlaşılır: Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, haraç...vs. Bir de süslü laflar vardır: Görevi kötüye kullanmak falan gibi. Bunlar yetmez.
*
Öbür unsurları ne yapacağız? Mesela: Hakaret, iftira, tehdit, şantaj... En önemlisi de: - Yalan. Yalan, tek başına bir sektör... Ve favori. Karşılığında hiçbir yaptırım yok... Biraz pişkinseniz, siyasi hayatınızı ömür boyu yalan söyleyerek sürdürebilirsiniz. Bunun cazibesine kapılmış olacağız ki, siyasi hayatta yalan söyleme rekoru Türkiye’dedir.
*
Hatta dünyanın en yalancı insanları maalesef aramızda yaşıyor. Bu bakımdan... Ahlâk Yasası’nda ahlâksızlığı şümullü olarak tarif etmek lazım.
