Rauf Tamer Normal’e dönmek
HABERİ PAYLAŞ

Normal’e dönmek

Gayet sakin, tane tane konuşan birini dinleyemiyorum. Dinlesem de anlayamıyorum.

- Herkes bir ağızdan konuşmalı. İşte onu anlıyorum. Her birini ayrı ayrı duyuyorum. O arada maç anlatan spikeri de dinleyebiliyorum.

Aynı anda müzik sesi de gelmeli. Bir taraftan da yazı yazıyorum. Demek ki ben normal insan’ım.

Yollar açıksa araba kullanamıyorum. İlle trafik sıkışık olmalı. Herkes birbirini ezip geçmeli. Klakson sesleri birbiriyle yarışmalı.

Bağıranlar, çağıranlar, bayılanlar...

- İşte budur. Ben bu eğitimi aldım, böyle yetiştim. Yani normal insan’ım.

Haberin Devamı

Düz yazı yazamıyorum. Canım hep hakaret etmek istiyor. Her sabah kalkıp düşünüyorum:

- Bugün kime bulaşayım? Bizimkilere gücüm yetmez, ötekilere dalıyorum. Belden aşağı vuruyorum. Neden? E çünkü ben objektif yazarım.

Az evvel bir baktım, bizimkiler hem Amerika’ya hem İran’a haddini bildirmişler. Demişler ki:

- Bu bir kriz değil, bu bir danışıklı dövüş.

Hay Allah. Ben bu lafa bir yerden aşinayım ama nereden?

Sonunda buldum:

- Bu bir tiyatrodur’un başka bir versiyonu. Tiyatro mu? Evet tiyatro.

- Sen bizim subayımızı öldür, biz misilleme yapar gibi yapalım, sizin tesislere saldıralım.

80 Amerikalı öldürdük diyelim ama aslında sıfır zayiat... Anlaştık mı? Anlaştık.

Kontrollü Kriz’den daha inandırıcı. Şimdi bütün mesele, bunu Libya’daki iç savaşa bağlamak. Ama nasıl?

Buluruz bir çaresini... Fakat ne aksilik, merhum Erbakan’ı Kaddafi’nin çadırına gitti diye nasıl aşağılamıştık?

Vay, Cihat Ordusu mu kuruyoruz? Yoo oralara dönmeyelim.

Altından çapanoğlu çıkar... Biraz daha kurcalarsanız da 28 Şubat. Nokta.

Hayır, nokta değil. Bir dakika:

- Ne işimiz var Libya’da? Hani Cezayir’e benzeyecektik?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder